English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я не знаю ее

Я не знаю ее translate Turkish

1,647 parallel translation
Я не знаю ее имени.
Kızın adını bilmiyorum.
Я не знаю ее!
Seninle duraktayken bana sihirli mumlar gelmişti ve büyük bir otobüsle Joey Lockhart gelmiş ve beni öpmüştü...
Просто смех, я не знаю ее друзей, не знаю, кто они, где они живут. Рита занималась всем этим. Вот ведь смех.
Şaka, arkadaşlarını tanımıyorum, kim olduklarını bilmiyorum,... nerede yaşadıklarını bilmiyorum, neden Rita'yı aradıklarını da.
Я не знаю ее.
Tanımıyorum bu kadını.
Я не знаю ее
Onu tamamen unuttum.
Я не знаю ее фамилии.
Soyadını bilmiyorum.
Я не знаю ее фамилии.
Annemin soyadını alamadım.
Я вам говорю, я ее не знаю.
Size söylüyorum, O'nu tanımıyorum.
Я ничего не знаю о ее убийстве.
Cinayet hakkında herhangi bir şey bilmiyorum.
Я имею в виду, мне бы очень хотелось сказать тебе просто перевестись сюда, но учеба в Дальтоне достаточно дорога, и я знаю, что не все могут позволить себе ее выбрать.
Yani sana buraya gelmeni söylemeyi çok isterdim ama Dalton'un harcı biraz kalındır ve bunun herkes için bir seçenek olmadığının farkındayım.
Я знаю, но я не смогу научить ее, если сама не пойму а я не понимаю
Biliyorum, ama ben anlayamazsam kıza öğretemem ki. Anlayamıyorum da zaten.
Не знаю почему, но я хочу её вернуть.
Neden böyle oldu bilmiyorum ama Robin'i geri istiyorum.
Я не знаю, на какой удар в колокол, ее перебрасывает на ту сторону.
Bu onun yeteneği. Değil mi? Bu tarafa geçmek onda neler mal oldu bilmiyorum.
я не знаю.. будто я ненавижу ее образ жизни.
Bilmiyorum... Onun yaşam tarzından nefret ediyorum.
Я имею в виду, быть с такой девушкой, как ты и бросить ее, Я честно не знаю, о чем он думает.
Senin gibi birine sahip olup, senden vazgeçmesi açıkçası ne düşündüğünü bilmiyorum.
Я знаю границу, и я не переступлю её.
Sınırımın ne olduğunu biliyorum, ve onu geçmeyeceğim.
Скажи, как нам её вернуть. Я не знаю.
- Onu nasıl geri getireceğimizi söyle.
Я намного лучше знаю, и я участвовала в определенных эпизодах её жизни, о которых ты понятия не имеешь.
Onu senden daha iyi tanıyorum... Ve hakkında hiçbir şey bile bilmediğin onun hayatının bazı kısımlarındayken onun yanındaydım. Gerçekten mi?
Я знаю все, что сделала Джульет, и ничто её не оправдывает. Но Ван Дер Вудсены больше не отправят никого из её семьи за решетку.
Juliet'in yaptığı her şeyi biliyorum ve hiçbir şey bunun mazereti olamaz ama Van Der Woodsenlar onun ailesinden birini tekrar demir parmaklıkların arkasına koymayacak.
Я не знаю, кто более взволнован, что вы находитесь в доме... девушки, которые хотят одолжить вашу одежду или парни, которые хотят ее снять.
Kulüpte olmandan dolayı kim daha heyecanlı bilemiyorum. Kıyafetini ödünç almak isteyen kızlar mı yoksa onları çıkarmak isteyen erkekler mi?
И я знаю, что не должна была её слушать.
Onu dinlememeliydim.
Конечно, хотя Я не знаю как Блер отреагирует на мое присутствие на ее вечеринке.
Elbette, ancak Blair onun partisinde olmamı nasıl karşılar bilemiyorum.
Не знаю, откуда по-вашему я её возьму.
Ben nerede bulacağım?
Я знаю твою маму достаточно хорошо и мы не собираемся заставлять её передумать, так что...
Anneni yeterince tanıyorum, ve onun kararını değiştirmeyeceğini
Вы говорили мне о разрыве, о ее смерти, но я не знаю, у меня просто...
Ayrılmanızın ardından gelen ölümünü anlatmıştın. Ama... Bilmiyorum, sanki...
Я не знаю, можете ли вы причинить вред Джулии, толкнули ли вы её, или оттолкнули, чтобы пройти, и что на самом деле произошло с Малини.
Şu an hiçbirinden emin değilim. Julia'yı gerçekten incitmek istemiş miydin bilmiyorum. Onu ittin mi yoksa iteledin mi bilmiyorum.
Она считает, я должна просто быть с ней, поддерживать ее, ничего не делать пока Триша, я не знаю, теряет сознание, впадает в кому, блять, умирает на мои руках.
Ona sarılıp hiçbir şey yapmadan beklemem gerektiğini düşünüyor ta ki Tricia bilincini kaybedip komaya girip kahretsin kollarımda ölene kadar, sanırım, ne bileyim.
Я не знаю, насколько вы опытны в таких вещах, но уловка с бункером - не в том, чтобы достать цель, а в том, чтобы достать ее живой.
Böyle bir durum için ne tür bir... tecrübeye sahip olduğunu bilmiyorum, bir sığınakla oynaşma işi... sadece içeri girmek değildir, hedefi canlı çıkarabilmektir.
О, я ничего об этом не знаю. Вы никогда не трогали ничего из ее вещей?
Eşyalarına hiç dokundunuz mu?
И причина по которой я знаю что уважение это инструмент это то что это не естественная вещь, и мы забыли о ее использовании все время, и когда мы начинаем соревноваться и использовать друг друга, и унижать, и контролировать.
Saygının bir araç olduğunu biliyorum çünkü doğal bir şey olamaz ve kullanmayı genellikle unutuyoruz. Sonrasında da birbirimizle yarışmaya başlıyor birbirimizi sömürüyor. aşağılıyor ve kontrol etmeye çalışıyoruz
Полковник, Я знаю вы делаете это лишь для того, Чтобы держать ее подальше от остальных. Но карантин это не долгосрочное решение.
Albay, bunu yapmanızın nedeninin onu diğerlerinden uzak tutmak olduğunu biliyorum ama karantina uzun vadede bir çözüm değil.
Я не знаю, я никогда не видел ее
Bilmiyorum, hiç yüz yüze gelmedik.
- Мистер Дерем, я не знаю, кто вы такой,... но вы не имеете права быть столь фамильярным... с королевой Англии! И богохульствовать в её присутствии!
Bay Dereham, kim olduğunuzu bilmiyorum, ancak İngiltere Kraliçesi ile bu kadar samimi konuşmaya ya da onun önünde bu kadar saygısızlık yapmaya hiç hakkınız yok!
Я знаю, Люси зовет меня папой, но на самом деле я не ее папа, ведь так?
Çünkü, Lucy bana baba diyor ama, onun gerçek babası değilim, değil mi?
В смысле, я знаю что остальным ее тоже не хватает, но они не были с ней все время,
Yani, diğerlerinin de onu özlediğini biliyorum, ama onlar her zaman özlemiyorlar.
Благодаря тебе я ее не знаю.
Sayende onu tanımıyorum.
Я знаю - тебе не хватает её.
Onu özlediğini biliyorum.
Я действительно ее не знаю, мэм.
Onun kim olduğunu gerçekten bilmiyorum, efendim. Ben de öyle düşünmüştüm.
Боже, я даже не знаю, как назвать её.
Ona nasıl hitap edeceğimi bile bilmiyorum.
По крайней мере... Я знаю точно, что я никогда ее не испытывала.
En azından ben... şunu söyleyebilirim ki, hiç sahip olamadım.
- Я не знаю, но выключи ее.
- Bilmiyorum ama şunu sustur.
Я знаю, что это твоя работа, и ты должен ее выполнять, но, эм, из-за нее тяжело веселиться, не так ли?
Bu senin işin ve bunu yapmak zorundasın biliyorum ama iyi vakit geçirmemizi engelliyor değil mi?
Нет, но... Я знаю, что ее не депортировали.
Bilmiyorum Ama sınırdışı edilmediğini biliyorum.
Я знаю, что это неловкая ситуация, и я не хочу обвинять Элис, раз её здесь нет, чтобы оправдаться, но многое из того, что пошло не так, было именно по ее вине.
Bunun garip olduğunu biliyorum burada olmayıp kendini savunamadığı için Alice'i suçlamak istemiyorum fakat yanlış giden çoğu şey tamamen onun hatasıydı.
Послушай, я не знаю, что Кейт тебе сказала, но... это не только ее вина.
Bak, Cate sana ne anlattı bilmiyorum, ama... Hepsi onun suçu değildi.
Я не знаю, как яд попал в её организм.
Zehrin kanına nasıl karıştığını hiç bilmiyorum.
Я не знаю, где он, но я думаю, что он был ее доверенным лицом.
Nerede bilmiyorum ama galiba adam onun sırdaşıymış.
Я не знаю, кого ты повесил и почему ты так горд, что убил ее.
"Birağ" kimdir ve bu konuyla ne alakası var bilmiyorum.
Я не знаю, как её отвлечь.
Ama nasıl dağıtacağımı bilmiyorum.
Я чувствую, как она на меня смотрит, и я не хочу открывать глаза, потому что знаю, с ее прекрасных уст сорвется что-то страшное и красивый розовый мыльный пузырь, в котором мы живем, лопнет.
Beni seyrettiğini hissedebiliyorum, ve o an gözlerimi kapalı tutmak çok zor oluyor, ama biliyorum ki gözlerimi açarsam o güzel dudaklarından içinde süzüldüğümüz tatlı pembe baloncuğu patlatacak büyüklükte laflar dökülecek. - Balonu sen patlatmak istiyorsun
Я знаю, просто... Я убил человека при свидетеле Пришлось накачать ее транквилизатором, чтобы она не выцарапала мне глаза.
Biliyorum ama birinin gözleri önünde bir adam öldürdüm ve yüzümü gözümü parçalamasın diye onu sakinleştirmem gerekti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]