Bunlar translate Spanish
158,182 parallel translation
Nerede oldu bunlar? Bilmiyorum.
No lo sé.
Kesinlikle değil. Tamam mı? Ve bunlar başlamadan halimize geri dönceğiz.
Y vamos a ser como éramos antes de todo esto.
Övmek için bunları söyledim.
No deseaba molestarla. Quise decirlo como un cumplido.
Neyi var bunların?
¿ Qué sucede con ellos?
Ya bütün bunlar bir hataysa?
¿ Qué tal si todo esto es un error?
Kendi oğlunu öldürmeseydin bunların hiçbiri olmazdı.
Si no hubieras matado a tu propio hijo, nada de esto habría pasado.
Başrahipleri bunları arkadaşlarımın birinde kullandı.
Ya he visto a los Abades usar esto con uno de mis amigos.
Bunlar Veil'i, Quinn'e teslim eden kadının sözleri.
Dice la mujer que vendió a Veil a Quinn.
Üzücü olan şu ki, eski dünyamızda bütün bunlar, elit kesimin ayrıcalıklarıydı.
La triste verdad es que en nuestro antiguo mundo, todo eso eran privilegios de la élite. Ahora están disponibles para todos nosotros.
Güneş ışığı olmadan nasıl büyütüyorlar bunları?
¿ Cómo es que cultivan esta mierda sin luz solar?
Bunun yerine kurallara uysalar, ne bileyim, mesela benim gibi bütün enerjilerini birine gerçekten yardım etmeye harcasalar o zaman bunlar kâbus gibi olmaz öyle değil mi?
En cambio, si siguieran, no sé, mi ejemplo, quizá poner toda esa energía en realmente ayudarnos, entonces no sería una pesadilla, ¿ no?
Tüm bunlar kocaman bir şaka, değil mi?
No los echo de menos. Todo esto es un chiste para ti, ¿ no?
Tüm bunlar için iyi sebeplerin olduğuna inanmak istiyorum ama onları açıklamazsan sana yardım edemem.
Quiero creer que tienes buenos motivos para todo esto, pero si no me los cuentas, no podré ayudarte a salir de aquí.
- Ama ne yazık ki bunlar yetmez.
Desgraciadamente, no es suficiente.
Alvin, bunlar Ajan Damashek ve Ajan Palmer.
Alvin, estos son los agentes Damashek y Palmer.
Bak, bunlar çok ehil insanlar ve bence yardımları dokunacak.
Es gente jodidamente buena y creo que serán capaces de ayudarle.
Ama keşfettim ki başkanla evli olduğunuz zaman bunları birbirinden ayırmak güçleşiyor.
Pero he descubierto que, cuando estás casada con el presidente, no... no se puede hacer esa distinción.
Şimdi bunları belirttiğime göre, ben başlayayım.
Dicho esto, seré el primero.
Bunlar, Brooke Mathison'ın, Charles Langdon'ın Claudine olarak bildiği kadının evinde bulundu.
Estos fueron encontrados en la casa de Brooke Mathison, la mujer que Charles Langdon conocía como "Claudine".
Bulduklarımız bunlar.
Esto es todo lo que encontramos.
O zaman Claudine bunları nereden buldu?
¿ Entonces, cómo es que esta mujer Claudine puso sus manos en éstos?
Bunları Kongre'de halletmek istiyorsak birleşik bir Cumhuriyetçi cepheye ihtiyacımız var.
Si queremos conseguir alguna de esas cosas en este Congreso, necesitamos un frente Republicano unido.
Tüm bunlar olurken evde mi oturacağım?
¿ Quedarme en casa mientras todo esto se calma?
Tüm bunlar yaşanırken seni dert etmeyeyim bir de.
No puedo estar preocupada por ti, cuando todo esto está pasando.
Peki. Bak, bunları sabah tekrar konuşuruz, tamam mı?
Bueno, mira, le seguiremos de nuevo por la mañana, ¿ de acuerdo?
Bunlar ordunun artık patlayıcıları değil.
- DAKOTA DEL NORTE. - No son excedentes del ejército, Foerstel.
126. Bunlar, demokrasimizin özüne kadar inen meseleler.
126... asuntos que llegan hasta el núcleo de nuestra democracia.
Jason, bence bunlar sadece kamp ateşi değil.
Jason, creo que no solo son hogueras.
Hâlâ bunları alan var demek.
Hay gente que sigue comprando estas cosas, ¿ eh?
Mesajımızı birkaç mühim noktaya indirgeyip zirve öncesi medya mensuplarına iletiriz. Konuşma da bunlar üzerinden yürür.
Reduciremos el mensaje a un puñado de puntos a tratar, les entregamos estos a algunos de los medios principales en anticipación de la cumbre, y su discurso en Toronto se centra en los mismos.
Ancak bunları bulabildim.
Todo lo que he podido encontrar es esto.
Eğer bunlar ulusal güvenlik meseleleriyse Başkan bunu söylemeli.
Bien, la cuestión es que... si estos son temas de seguridad nacional, el presidente debería decirlo.
Bunları hemen Ajan Ritter'a ver.
Lleva esto al agente Ritter tan rápido como sea posible.
Narkotiğe ait fotoğraflar bunlar.
Estas son fotos de vigilancia ATF.
Yani tüm bunlar bitmiş bir şey için mi?
Entonces, ¿ todo esto por un callejón sin salida?
Bunları çok duydum.
He oído eso antes.
Ortadan kaybolmadan önce yaşadığı tüm yerler mi bunlar?
¿ Estos son todos los sitios donde vivió Shepherd antes de desaparecer?
Arkadaşlar bunlar sıradan bir kolej güvenliğine benzemiyor.
Chicos, esos no parecen los típicos porteros de universidad.
Tüm bunlar Rich'in yüzünden.
Esto es todo culpa de Rich.
Bunlar senin arkadaşların mı?
¿ Este es tu equipo?
Tüm bunlar olmadan önce, New York'ta yaşıyordum.
Antes de que todo esto pasara, vivía en Nueva York.
Bunların hepsi Pennsylvania kasabalar.
Todas estas son ciudades de Pensilvania.
Bunlar neyin peşindeler?
¿ Qué demonios traman?
- Bu teroristler yakalanıp yok edilecekler. Bunların hepsi Pennsylvania da birer kasaba.
Todas estas son ciudades de Pensilvania.
Senin payın masanın üstünde Bunlar ticari mallar.
Ya tuviste tu parte, si está en la mesa, es mercancía.
Tüm bunlar sona erdiği zaman anlayacaksın.
Lo verás cuando todo termine.
ve şimdi tüm bunların... amacı neydi diye merak ediyorsun?
Ahora te preguntas cuál es el punto de esto o de todo.
- Taze mi bunlar?
- ¿ Son recientes?
Evrak işi bunlar. Bürokrasi.
- Ya conoces al ejército.
Dışarı çıkıp bunları mı aldın cidden?
¿ Acabas de salir y comprar esto?
Hasta hissettiğiniz zaman, yerel Özgürlük tıbbi merkezi ziyaret etmekten çekinmeyin. Sana bunları vermek istedim.
Quería darte esto.
bunları 71
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar onlar 52
bunlar ne 151
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunları nereden aldın 21
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar onlar 52
bunlar ne 151
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunları nereden aldın 21