Bunlar sahte translate Spanish
256 parallel translation
Tam düşündüğüm gibi, bunlar sahte.
¡ Justo lo que pensaba, falsos!
Bunlar sahte.
Son falsas.
- Bunlar sahte, Bay Leamas. Norveç malı.
Es de imitación, señor Leamas.
Bunlar sahte.
Son falsificaciones.
Bunlar sahte, bu ikisi gerçekten bilip bilmediğimi test etmek için konulmuş.
Estos son falsos. Los dos. Para saber si sé lo que digo.
Bunlar sahte.
¡ Estos son falsos!
- Yani bunlar sahte mi?
- ¿ Te parece gracioso?
Bunlar SAHTE olmalı! "
¡ Debe ser el Dinero falso!
İyi de, bunlar sahte.
Con la suerte que tengo, debe ser falsa.
Bunlar sahte.
Son falsos.
Hiçbir şey alamazsınız! Bunlar sahte!
No, no se los doy.
Hayır, onları alamazsın. Bunlar sahte.
No, no se los doy.
Hazari Prasad artık değişti bakın bunlar sahte değil.
Ahora Hazari Prasad ha cambiado Tome estas
Ama bunlar sahte. Ozaman bunları alın siz artık yabancı değilsiniz. Çeviri :
Estas son también son falsos - -tome estas son verdaderos no duermo por favor vaya y averigüe
Ama bunlar sahte, plastikten
Son de plástico.
Bunlar sahte.
¡ Son todos falsos!
Bunların metrelerce altındayım ben. Bunlar sahte.
Empiezo a millas por debajo.
Bunlar sahte.
Por cualquiera.
Bunlar sahte bağlantılar.
Son cables falsos.
Bu konu üzerinde çalışıyorduk... - Pekala, bunlar sahte.
He estado haciendo ejercicio, y tú, naturalmente.
Bunlar sahte.
Son apodos.
- Bunlar sahte.
Son falsos.
- Bunlar sahte.
- Son falsos. - ¿ Falsos?
Bunlar sahte mi gerçek mi?
¿ Estos son los billetes verdaderos o los falsos?
- Bunlar sahte.
- son falsos.
Eğer kimse bu ayyaşla evlendiğini bilmiyor ve tüm bunlar bir yanlışlıksa kimsenin de bulamayacağı sahte isimler kullandıysanız neden bir şeyleri kanıtlama uğraşına giriyorsunuz?
Si nadie sabe que estabas casada con ese Katzenjammer... y todo fue un error de todas formas... con nombres falsos que no podrían desenterrar un cadáver... ¿ por qué tienes que ir demostrando nada?
Ama bunları eritip, sahte referans numaraları bulmak zorunda kalacağım.
Pero tendré que fundirlos y darles una matrícula.
Bunların sahte elmas olduğundan hiç şüphem yok.
No hay duda, son imitaciones de buena calidad.
Başka köylerin de dağları, sahte patikaları ve zeki liderleri vardı... ancak bunlar o köyleri kurtaramadı.
Otras aldeas tenían montañas, pero eso no les ha salvado.
Sorun ne? Bunların sahte olduğunu söylemeyeceksin, değil mi?
No vas a decirme que son falsificados, ¿ no?
Ama sahte bunlar... Gece ortada kimse yok.
En realidad, están fingiendo, porque de noche no queda nadie.
- Sahte ihbar, bunlar olur.
No, son informaciones falsas.
Bunların hepsi sahte.
Esta información es falsa.
Bunların hepsi sahte.
Estos son falsos.
"Bunlar senin yaptığın sahte paralar!"
¡ Son los billetes falsos que ha hecho!
- Alenen sahte bunlar! - Öyle.
- ¡ Está claro que son falsas!
Bunların hepsi sahte.
Todos éstos son falsos.
Şimdi de bunların bedelini ödüyorum... daha birçok şeyi yapma şansım olmayacak- - sigara içmek... sahte kimlik kullanmak.... saçıma küfür kazıtmak- -
Pero hay tantas cosas que jamás podré hacer : fumar un cigarrillo, tener un documento falso... afeitarme la cabeza y formar un insulto con mi pelo.
Bakın, yalan söylediğinizi sahte bir iddiada bulunduğunuzu kastetmiyorum. Ama ne yazık ki tüm bunlar bana saçmalık gibi geliyor.
Yo no sugiero que usted miente que usted está a punto de archivar un reclamo fraudulento pero perdónenme si esto suena... como una mierda para mí.
- Bunlar sahte!
- ¡ Todo es falso!
Bekle. Bunların hepsi sahte hafıza aktarımları olamaz.
No puede ser todo implantación de memoria falsa.
Kolej profesörleri, milletvekilleri getirdiler ve bunları sahte gerçeklerle belirsiz fotoğraflarla ve bunlara inanan görgü tanıkları ile beslediler.
Ellos compraron profesores universitarios, Congresistas, y los alimentaron con suficientes hechos fraudulentos fotografías borrosas y relatos de testigos que ellos lo creyeron, también.
Kahretsin bunlar sahte!
- ¡ Malditas falsificaciones!
Bunların sahte olduğunu mu söylüyorsun? Ah, hayır.
¿ Eso significa que es falso?
Bunların sahte ya da işaretli para olabileceğini düşünmüştüm.
Me preocupaba que estuviera marcado.
Ama bunların hepsi sahte romantik pozlar.
Pero todo es una pose romántica falsa.
Bunlar aptalca, sahte bağrışmalar.
Estas son chorradas pretenciosas y bobas.
Sahte bunlar, koca bebek.
Son falsos, tonto.
Ama biliyor musun? Bunların hepsi sahte.
Todo es forma, sin sustancia.
Bunların hepsi sahte efendim.
Son todas falsificaciones, señor.
Niye biri bana sahte Kate Jones'u gönderip de bunları duymamı istesin?
¿ Por qué enviarían a la falsa Kate Jones y me hacen oír esto?
sahtekar 85
sahtekâr 21
sahte 81
sahte mi 16
sahtekarlık 26
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
sahtekâr 21
sahte 81
sahte mi 16
sahtekarlık 26
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar senin mi 36
bunları nereden aldın 21
bunlar da ne 95
bunlar senin 30
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar senin mi 36
bunları nereden aldın 21
bunlar da ne 95
bunlar senin 30
bunlar çok güzel 39
bunların 20