Bunlar gerçekler translate Spanish
206 parallel translation
Bunlar gerçekler.
Estos son los hechos...
- Bunlar gerçekler işte.
- Son hechos.
Bunlar gerçekler Bay Holmes. Eğer yapabilirseniz gözardı edin onları.
- Bien le hablo de hechos, Sr. Holmes, ignórelos si puede.
Şimdi, bunlar gerçekler.
Eso son hechos.
Dalga geçtiğim yok. Bunlar gerçekler.
No me burlo, doy fe.
Bu basın için bir açıklama da değil, bunlar gerçekler.
¡ Y no es ninguna declaración para la prensa, son hechos!
Beyler, eğlendirici göründüğünü biliyorum ; ama bunlar gerçekler, değil mi?
Caballeros, sé que suena cómico, pero es la verdad, ¿ no les parece?
- Bunlar gerçekler.
Ésas son sus realidades.
Bunlar gerçekler!
Es la verdad.
Bunlar gerçekler.
Bueno, esos son los hechos.
Bunlar gerçekler.
Son hechos, no hipótesis
Bayan Arthur, bunlar gerçekler.
Sra. Arthur, estos son los hechos.
Çünkü bunlar gerçekler.
Porque es la verdad.
Onunla tanışmadım ama görünüşe göre öyle, bunlar gerçekler.
Obviamente, eso no pasa siempre.
Bunlar gerçekler.
Eso son hechos.
İşte bunlar gerçekler ve veriler. Toplama yapmak için çok zeki olmaya gerek yok.
Estos son los hechos y las cifras, no hay que ser muy inteligente para descifrarlos.
- Tamam, tamam, pekala! Bunlar gerçekler!
¡ De acuerdo, está bien!
Acımasız değilim, bunlar gerçekler.
No soy cruel, solo realista.
- Çünkü bunlar gerçekler.
- Porque es lo correcto.
Bunlar sadece kelime değil, bunlar gerçekler.
Éstas no son sólo palabras, señor, sino hechos.
- Bunlar gerçekler, Frank.
- Así son las cosas, Frank.
Bu hukuktur beyler ve bunlar da gerçekler.
Ésa es la ley, caballeros, y aquí tienen los hechos.
Bunlar tarihi gerçekler. IKitaplarda yazilan tarih degil, ama bu da tarih iste.
Son hechos, hechos históricos, no historia para colegiales, pero historia al fin y al cabo.
Hayır, gerçekleri öğrenmek için buradayız ve bunlar acı gerçekler.
No, estamos aquí para descubrir los hechos y son muy claros.
O zaman, bunların gerçekler olduğunu varsayabilirim.
Entonces supongo que éstos son los hechos.
Bunlar Gök Kancası Operasyonu'ndaki patlama hakkındaki tüm gerçekler.
Éstos son los hechos que culminaron en la explosión en Sky Hook.
Bunlar fikir değil. Kanıtlanmış gerçekler.
No son teorías, son hechos comprobados.
Bunlar gerçekler.
Son hechos.
Gerçekler bunlar.
Es la verdad.
Gerçekler bunlar
Éstos son los hechos.
Gerçekler bunlar, Alydon.
Eso son hechos, Alydon, hechos.
Bunlar gerçekler.
¿ Como será esto más adelante?
Bunlar acı gerçekler. Beni küçük düşürmedin.
Esta es la fea verdad
Gerçekler bunlar. Öyleyse neden... gerçekleri söylemeyecekmişim?
Y es la verdad, así que, ¿ por qué no puedo decirlo si es la verdad?
Bunlar tabii ki önemli gerçekler... ama yine de önemsiz konular.
Son sin duda asuntos importantes... pero no dejan de ser meros datos.
- Bunlar gerçekler.
- Déjeme llevarlo.
Bunlar gelecek nesillerin, nükleer faciaya kimin neden olduğunu hatırlamaları için, değerli, ispat edilmiş gerçekler, böylece Buro sataşmalarının gerçek yüzünü torunlarımıza gösterebileceğiz.
Son preciosos, verdades probadas para las generaciones venideras, para hacerles recordar quien desencadenó este holocausto nuclear, para revelar a nuestros nietos la verdadera cara de la provocación Booroo.
Bunlar gerçekler!
- Protesto, Señoría.
Şimdi bunların basit gerçekler olduğunu görüyorum.
Ahora los considero verdades.
Bunlar davayla ilgili tartışma götürmeyen gerçekler.
Estos son los indiscutibles hechos de este caso.
- Bunlar tartışma götürmeyen gerçekler.
Estos son los hechos irrefutables.
- Maalesef gerçekler bunlar.
Así de frío.
- Gerçekler bunlar.
- Es verdad. - No, no es verdad.
Sahip olduğum tek gerçekler oğlumun ellerinde ve o da bunları Dax'e karşı kullanmak istiyor.
Las únicas pruebas que tengo están en manos de mi hijo y él quiere utilizarlas en contra de Dax.
Diyelim ki gerçekler. Eğer kötü adamlar bunları ele geçirirse ne olur?
Digamos que existen. ¿ Qué pasa si los malos se hacen con él?
Normandiya'da çıplak olarak tartıya çıkıldığında iki yüz grama çok yakındır bilinmeyen nedenlerle kısaca her neyse geçelim bunları gerçekler ortada ve öte yandan
no se sabe por que en una palabra poco importan los hechos ahí están y considerando por otra parte lo que todavía lo que todavía es más grave a la luz de las experiencias de Steinweg and Peterman surge lo que todavía es más
Bunlar aslında evrensel gerçekler, kimse bahsetmiyor ama.
¡ Son experiencias prácticamente universales! ¡ Y nadie las menciona! ¡ Algunas son asquerosas!
Gerçekler bunlar!
Los hechos son ésos.
Ama gerçekler bunlar.
Pero es verdad.
İlgili gerçekler bunlar ve bunları tek tek halletmezsek Dr. Coletti sonunuz ölüm hücresi olabilir.
Éstos son los hechos. Y si no los encaramos, puede Ud. Acabar condenada a muerte.
- Bunlar gerçekler.
- Era la verdad.
gerçekler 57
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunları nereden aldın 21
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38
bunların hepsi 36
bunlar kimin 18
bunları nereden aldın 21
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38
bunların hepsi 36
bunlar kimin 18