Istediğiniz zaman translate Spanish
686 parallel translation
Yine de istediğiniz zaman boşama hakkına sahipsiniz.
Puedes divorciarte entonces cuando quieras. "
Byam, istediğiniz zaman gelin.
Venga cuando quiera, Byam.
Dönüşte istediğiniz zaman yola çıkarsınız.
Mañana podrá regresar cuando quiera
Bir süre burda kalacağız, istediğiniz zaman gelip ziyaret edebilirsiniz.
Todos... estaremos aquí un buen tiempo... así que puede pasarse por aquí siempre que quiera.
Burayı hepiniz yine eviniz olarak bilirsiniz umarım. Ne zaman isterseniz gelin... ve istediğiniz kadar kalın, istediğiniz zaman.
Pero espero que vengan como si fuera suya... y se estén aquí el tiempo que quieran, ahora y siempre.
O zaman zekam istediğiniz zaman emrinizdedir.
Puede Vd. disfrutarlo siempre que quiera.
Beni istediğiniz zaman arayın.
Llame en cualquier momento, noche o día.
Öğle yemeği istediğiniz zaman servise hazır Bayan Diane.
La comida está lista cuando quieran, Srta. Diane.
Bay Hickok, lütfen istediğiniz zaman ziyaretimize gelin.
Y, Sr. Hickok, puede venir cuando quiera.
Bizi istediğiniz zaman yok edebilirsiniz.
Puedes destruirnos con eso cuando quieras.
Beni istediğiniz zaman arayabilirsiniz.
Llámeme cuando quiera.
- Elbette, istediğiniz zaman.
- Cuando quieran.
Unutmayın, Bay Powell. Bizi istediğiniz zaman çağırabilirsiniz.
Recuerde Sr. Powell, no dude en llamarnos.
- Tabi, yapmalarını istediğiniz zaman yaparlar!
- ¡ Cuando quiere usted!
Eğer izniniz olursa, lütfen istediğiniz zaman uğrayın.
Si tienen tiempo libre, vengan a visitarnos.
Feribot aşağıda sizi bekliyor istediğiniz zaman gidin.
La barcaza os estará esperando a cualquier hora.
Böylece bir şey fark etmez. Onu istediğiniz zaman görebilirsiniz.
Y podrán verla todos los días, si ella no se entera.
Bebeği teslim ettiğim zaman, sizinle istediğiniz zaman yüzleşirim.
Una vez que entregue al crío, me enfrentaré a vosotros cuando queráis.
Dresden. Ama onu Doğu Berlin'e istediğiniz zaman getirebiliriz.
Dresde, pero podemos llevarlo a Berlín Oriental cuando quieran.
- İstediğiniz zaman beni arayın.
- Si quieren verme, llámenme.
İstediğiniz zaman bırakabilirsiniz.
Podéis iros cuando queráis.
İstediğiniz zaman istediğiniz yere gidebilirsiniz.
Puede ir adonde quiera, cuando quiera.
İstediğiniz zaman gelebilirsiniz.
Vengan cuando quieran arrestarme.
Ve eğer işler sizin istediğiniz gibi gitmezse, eğer biz kazanırsak işte o zaman geri dönerim.
Si las cosas no salen bien para ustedes, si ganamos, volveré.
- Istediginiz zaman, seve seve
- Otra vez será. - A su disposición.
- Her zaman istediğiniz... - Tüylü bir Kızılderili kıyafetine ne dersin?
¿ Y qué tal un traje de indio con plumas?
- İstediğiniz zaman beni çağırabilirsiniz.
Estaré a su disposición a cualquier hora, recuérdelo.
- İstediğiniz zaman alın.
- Allí estará cuando vuelva por ella.
İstediğiniz zaman arayın size- -
Llámenme y...
İstediğiniz zaman.
Cuando digáis.
Yarın kendini iyi hissettiği zaman, bilmek istediğiniz her şeyi size söyleyecek.
Mañana, cuando se sienta mejor, les dirá todo lo que quieran saber.
Kitapların en sevdiğim yanı, İstediğiniz zaman başlayıp bırakabiliyorsunuz.
Lo mejor es que te puedes poner a leerlas en cualquier momento.
- Yine gelebilir miyim? - İstediğiniz zaman.
- ¿ Puedo volver?
Bazı vakalarda bu mümkün. Ancak kocanızın durumunu burada tartışamam. İstediğiniz zaman sizinle görüşmekten kıvanç duyarım.
En muchos casos es muy posible pero aquí no quiero hablar de su marido hablaremos en privado cuando ustedes quieran.
Haydi madam, hiç birisinden kurtulmak istediğiniz bir zaman olmadı mı?
Señora, ¿ alguna vez no ha querido liquidarse a alguien?
İstediğiniz zaman gelin.
Venga cuando quiera.
- İstediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
- Puedes usarla cuando quieras.
İstediğiniz zaman arayın.
Llámenos cuando guste.
O zaman istediğiniz- -
- Entonces...
İstediğiniz zaman içeri çekilip, geri dönebiliyor musunuz?
¿ Y puede volver a meterse cuando quiere?
İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz.
Haga cuanto crea que tiene que hacer.
İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz.
Sabe que puede dejarlo en cualquier momento.
İstediğiniz zaman uğrayın.
La puerta está abierta...
İstediğiniz zaman, Ekselans.
Su placer, Alteza.
Şimdi gidin ve refaha kavuşun. İstediğiniz zaman gidin.
Id a recibir el subsidio cuando queráis.
İstediğiniz zaman kaydolabilirsiniz.
Regístrense cuando quieran.
- İstediğiniz zaman.
- Puede hacerlo cuando quiera.
İstediğiniz zaman gelip uçma...
En cuanto desee volar...
Kendi zevkiniz ve zamanınız doğrultusunda istediğiniz düzenlemeleri yaparsınız.
Ya lo arreglará a su manera... cuando quiera.
İstediğiniz zaman alabilirsiniz.
Puede ir allí cuando quiera.
Bana demek istediğiniz halkınızın kendilerine söylendiği zaman dezentegrasyon makinelerine girdiği mi? Çok yüksek bir görev bilincimiz vardır.
¿ Trata de decirme que su gente entra en una máquina de desintegración cuando se lo ordenan?
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zamanın var mı 17
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zamanın var mı 17
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236