Zamanın doldu translate Spanish
330 parallel translation
Zamanın doldu.
Se acabó el tiempo.
Senin zamanın doldu ama onun dolmadı.
Era su tiempo. No es el suyo.
- Gel, zamanın doldu.
- Vamos. Se acabó el tiempo.
Zamanın doldu, Kingsley!
Terminó tu tiempo, Kingsley!
Ağacını kesiyorum çünkü zamanın doldu.
Estoy talando tu árbol. Se te acabó el tiempo.
Zamanın doldu.
Se te acabó el tiempo.
Tennyson, artık konuşabilirsin. Zamanın doldu.
Tennyson, puede hablar, la prueba ya pasó.
- Muraki, zamanın doldu.
- Muraki, se te acabó el tiempo.
Bir an için, James, ama senin zamanın doldu.
Casi, James, pero has perdido tu oportunidad.
Zamanın doldu!
Te llegó la hora, negro.
Zamanın doldu beyaz uşağı. Şimdi defol!
Muy bien "Tom", tu tiempo a expirado, ¡ largate!
- Zamanın doldu. - Hayır!
- Su tiempo está por finalizar.
Zamanın doldu mu?
Si se opone a ella, se causará mucho sufrimiento a sí mismo :
- Üzgünüm Sherman, zamanın doldu.
Lo siento, Sherman, tu tiempo se acabó.
- Her neyse zamanın doldu.
- Se te acabó el tiempo.
Zamanın doldu!
¡ Se acabó el tiempo!
Evet, zamanın doldu. Şimdi iyi dinle.
Pero se te acabó el tiempo.
Ooh! - Zamanın doldu, Serçe.
Se acabó, Gorrión.
Zamanın doldu.
Ahora es el momento.
Zamanın doldu, Herb yanıtını istiyorum.
Se terminó tu tiempo. Necesito tu respuesta.
Zamanın doldu,... ve ceza almayacaksın.
Se le ha acabado el tiempo... y se va con las manos vacías.
- Üzgünüm, zamanın doldu.
- Demasiado tarde.
Zamanın doldu.
Se ha agotado el tiempo.
" O-Take-San'ın zamanı doldu.
" El tiempo de Oh Take-San expiró. Debe retornar a Yoshiwara.
Adaylar, zamanınız doldu.
Candidatos, su tiempo se ha acabado.
Kasım'ın zamanı doldu, Lawrence.
Ha llegado la hora de Gasim.
- Zamanınız doldu efendim.
- Se acabó el tiempo.
Zamanınız doldu, Bay Cresnic.
Se acabó la visita, señor Cresnic.
Sizin zamanınız doldu ve kanlı öleceksiniz.
Se acabó y van a morir de forma sangrienta.
Beyler, zamanınız doldu!
¡ Caballeros, su tiempo se acabó!
Zamanınız doldu. Uymuyorsunuz.
Se le acabó el tiempo.
- Yapmalısın Evelyn. - Hayatım, zaman doldu.
- Vale, cariño. ¡ A trabajar!
Maalesef zamanınız doldu.
Me temo que se acabó el tiempo.
Tamam, Coimbralar, zamanınız doldu!
El tiempo se acabó.
Bu kızın zamanı doldu.
Se acabó su tiempo. ¿ Qué?
Ve iyi ruh hali. Zamanınız doldu.
Necesitamos paciencia, Josef.
Zaman doldu. Cevabınızı duyalım.
Tiempo. ¿ Qué dices?
Oranın zamanına göre ayarlı. Yani süre doldu.
Bueno, sucede que alguien perdió su autobús.
Zamanınız doldu Kaptan.
Su tiempo terminó, Capitán.
Çünkü sizin zamanınız doldu, benim ki başladı.
Porque su tiempo se ha acabado, y el mío recién comienza.
Bazı insanların zamanı çoktan doldu.
Hay demasiada gente acabada.
Zamanın çölde doldu.
¡ Tu tiempo se acabo en el desierto!
Zamanınız doldu Kaptan.
Creo que ya es suficiente.
Zamanınız doldu.
El tiempo ha terminado.
O halde zamanınız doldu.
Tu tiempo se acabo.
Neredeyse zamanımız doldu, değil mi? Haydi Wayne'in Dünyası selamını verelim bil bakalım kime? Jeans kızı, Claudia Schiffer'e.
Se nos termina el tiempo, pero antes de irnos quisiéramos dar el saludo de El Mundo de Wayne a la muchacha de los pantalones Guess, Claudia Schiffer.
Üzgünüm, zamanınız doldu.
Lo siento, tu tiempo se acabó.
Zamanınız doldu?
Empacaste?
Terapi seansını bölmek istemem ama zaman doldu!
Siento interrumpir la sesión de terapia, pero ¡ se les acabó el tiempo!
O serseriler biliyor ki ne yaparsa yapsın, zamanı doldu.
Ese cabronazo sabe que le ha llegado la hora. ¡ Quieto!
Zaman doldu, azgın boğa.
Se acabó el tiempo, semental.
doldur 179
doldu 21
doldurun 40
doldurayım mı 30
doldur şunu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
doldu 21
doldurun 40
doldurayım mı 30
doldur şunu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16