Zamanım olmadı translate Spanish
2,059 parallel translation
Senin yanında değildim. Seninle zamanım olmadı.
Porque nunca estoy contigo, ni paso tiempo contigo.
Çok fazla zamanım olmadığını söylemeliyim.
Yo tengo que decirle a usted que no tengo mucho tiempo.
- Kanıtlamak için zamanım olmadı.
- ¿ Culpable? - Nunca tuve la oportunidad de probarlo.
Zamanım olmadı.
No tuve tiempo.
Fazla zamanım olmadığı için kısa keseceğim.
No tengo tiempo, así que voy a ir al grano.
Dekorasyon için henüz zamanım olmadı.
Aún no tuve tiempo de decorar.
- Etrafı döşeyecek zamanım olmadı.
- No tuve tiempo para redecorar aún.
Hiçbir zaman sıçanlara ya da samurlara meraklı olmadım.
Nunca he sido muy afecto a las ratas o las comadrejas.
Bilmiyorum, ben sadece Tommy'le olmadığım zaman suçluluk hissediyorum.
No lo sé. Me siento culpable cuando no estoy con Tommy.
Ama ben hiçbir zaman onun ne kadar ciddi olup, olmadığından emin olamamıştım.
Nunca estuve segura de si hablaba en serio o no. Y con todo esto quieres decir...
Uyandığın zaman yanında olmadığım için üzgünüm.
Siento no haber estado ahí cuando despertaste.
Tanrı'yla her zaman kişisel bir bağlantım olmadı.
No siempre he tenido una relación personal con Dios.
Sanırım rekabet olmadığı zaman bir numara olmanın kolay olduğunu söylüyorsunuz.
Supongo que se podría decir que es fácil ser número uno cuando no se tiene competencia.
Foot stamps kartım olmadığında yiyecek satın almak için zaman zaman...
A veces usaba tarjetas de crédito para comprar comida...
Ben de açıkçası çok fazla ısrarcı olmadım çünkü böyle şeyler St. Ann'de her zaman olurdu.
Yo no... Además, no pusé interés, solo pregunte. Porque ese tipo de mierda sucedía en el St.
Hiç bi zaman yapımcıya ihtiyacımız olmadı!
¡ Nunca hemos necesitado un productor!
Her zaman olmadım mı?
¿ No lo estoy siempre?
Özür dilerim konuşmaya pek zamanımız olmadı.
Siento que no hayamos tenido la oportunidad de hablar más.
Tamam, o zaman ilişkinizi tartışmak için burada olmadığımıza göre ikinizle de ayrı görüşmeler yapmak iyi bir fikir olabilir.
Bien, como no estamos aquí para hablar de su relación podría ser buena idea de aquí en más programar sesiones separadas.
Hiçbir zaman gerçek karın olmadım.
Nunca fui tu esposa real.
Varsayımsal nedenlerden dolayı deli olmadığımı zaman çizelgesi kalıbımın doğru olduğunu düşünelim.
Bueno, digamos, por razones hipotéticas, que no estoy loco. que el patrón de mi linea del tiempo es correcto.
Bana mutlu olup olmadığımı sordun.Mutluydum, çoğu zaman.
Me has preguntado si era feliz, y sí, la mayoría del tiempo lo era.
- Bunun uygun zaman, olmadığını biliyorum ama törenden hemen sonra, uçağa yetişmeliyim ve seninle bir şey konuşmalıyım.
Sé que es un momento inapropiado pero tengo que tomar un vuelo justo después del oficio y tengo que hablar contigo.
Zamanımı harcamak için çok iyi bir yol. Belki de çocukluğumun mükemmel olmadığını fark ederim.
Quizás descubra que mi infancia no fue perfecta.
Yaptığım şeyin zaman harcmaya değer birşey olup olmadığını düşündüm.
Creo que estoy haciendo algo que vale la pena, pero tal vez no lo estoy.
Hiçbir zaman bunun bir parçası olmadım.
Jamás fui parte de esto. ORDEN DE ELIMINACIÓN
Hiçbir zaman bunun bir parçası olmadım.
Jamás fui parte de esto.
Her zaman anlaşılır olmadığını dosyana yazacağım.
Anotaré en tu expediente que no siempre eres claro.
- Hiçbir zaman olmadı. - Affedersin, anlamadım?
Nunca tuvimos uno.
Hiçbir zaman açgözlü bir adam olmadım.
Después de todo, nunca fui un hombre codicioso.
Asla çocuklarımın yanında olacağım uygun zaman olmadı ki.
Nunca es un buen momento para estar con mis hijos
Jenna, Ram'in evinde bakıcısıyla ve ben yanında olmadığım zaman da ona sadece o bakacak.
Jenna estará en lo de Ram con la niñera y se quedará ahí cuando yo no esté con ella.
Çok zamanımız olmadığına göre, hadi biraz kart oynayalım.
Ya que no tenemos mucho tiempo, juguemos, ¿ bien? Muy bien.
Aslında sürekli kız okulunda okumama rağmen hiçbir zaman eşcinsel olmadım.
Fui a uno de puras mujeres y era una santurrona.
Nükleer ekipmanları giyip çıkartmak oldukça zaman alıcı olduğundan şirket, meselenin özünü öğrenene kadar çalışanlarımıza bu konuda müsaade etmememizin mümkün olup olmadığını merak ediyor.
Hasta que averigüemos la causa de esto pues, la empresa estuvo pensando al respecto y como que todos se pongan sus trajes de seguridad consume tiempo tal vez, simplemente deberíamos decirles que no lo hagan.
Bu yüzden her şeyin yolunda olduğunu söylediğin zaman artık öyle olup olmadığını sormayacağım.
Y tú dices que todo está bien, así que dejaré de preguntar si lo está.
- Hayır, hiçbir zaman çiftçi olmadım.
- No, nunca.
7 yaşından beri erkek arkadaşım olmadığı zaman olmadı.
Nunca he estado sin novio desde que tenía siete años.
Biliyorsun, üzgünüm, oynamaya yeterli zamanımız olmadı.
Lamento que no tuviéramos más tiempo para jugar.
Ben sadece her zaman ne yapacağımı söylemene gerek olmadığı belirtiyorum.
Simplemente te estoy adviertiendo que no necesito que me digan que hacer todo el tiempo.
Hiçbir zaman tarzım olmadı, hiçbir zaman da olmayacak.
Pero yo no soy así. Nunca lo he sido, y lo sabes.
O zaman babam on yıl sonra döndüğünde ona sadece Buy More'da çalışan bir ezik olmadığımı gösterebilirdim.
Cuando mi padre volviera 10 años despues, Le demostraría no ser un perdedor trabajando en el Buy More.
Yani o zaman tahminimce sen hiç âşık olmadın mı, Tesla?
¿ Debo creer que nunca te has enamorado?
Ben hiçbir zaman polis olmadım.
Nunca fui policía...
Kısa boylu olmadığımı biliyorum ama niye zaman zaman ortalama boyum hakkında kendimi yetersiz hissediyorum?
Yo sé que no soy bajo, entonces porque a veces me siento inadecuado ¿ por mi perfecta altura mediana?
Kimse sabırlı bir adam olmadığımı zamanımı beklemediğimi söyleyemez.
Nadie podía decirme que no era un hombre paciente. Eso no ofendía mi tiempo.
Bunun kolay olmadığını biliyorum ama bir şeye ihtiyacın olursa her zaman yanındayım.
Sé que esto no es fácil, pero si necesitas algo estoy para ayudarte.
Çünkü o zaman hayal kırıklığına uğramış olmadım,
Porque no estaba decepcionada.
Ona hayaletleri görmek zorunda olmadığını söylediğim zaman mı?
Oh, ¿ cuando le dije que no tenia que ver al fantasma?
Çok fazla zamanımız olmadığını söylememe gerek yok.
No necesito decirles que no es mucho tiempo.
Hiçbir zaman çok arkadaşım olmadı.
Realmente no tengo muchos amigos.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanım var 22
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanım var 22
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71