English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Z ] / Zamanımız var

Zamanımız var translate Spanish

2,622 parallel translation
Kremalı kekler, tatlı etler, tuzlu balıklar ve şeffaf bir zamanımız var.
Tengo tartas con nata, confituras, arenques en escabeche, y dátiles caramelizados.
Onları bulmak için yeterince zamanımız var.
Tenemos tiempo para hallarlos.
Daha zamanımız var.
Vamos, acaba de sonar la campana.
Ne kadar zamanımız var?
¿ Cuánto tiempo tenemos?
Tabii eğer bizi severse. Sadece görüşme zamanımız var elimizde.
Pero solo si le gustamos a ella y es sólo la fase de entrevista.
Tamamdır, ancak bu kadarına zamanımız var.
Ya no tenemos más tiempo.
Acelemiz yok, Çok zamanımız var, Jack.
No tenemos prisa, tenemos muchísima tiempo.
Zamanımız var.
Tenemos tiempo.
Zamanımız var.
Nunca... Tenemos tiempo.
İspanya'dayız ve zamanımız var.
Estamos en España y tenemos tiempo.
- Kahvaltı için zamanımız var değil mi?
¿ Seguimos con la idea de desayunar? Seguimos.
Buna zamanımız var.
No tenemos tiempo para eso.
- Buna zamanımız var!
- Tenemos tiempo para esto.
Daha çok zamanımız var değil mi?
Tenemos todo el tiempo del mundo, ¿ verdad?
Bunu telafi etmek için çok zamanımız var.
Tenemos mucho tiempo para enmendarlo.
- Sibermatlar. - Bunun için zamanımız var mı?
Cybermats. ¿ Tenemos tiempo para esto?
Isı sensörlerinin tekrar çalışması için ne kadar zamanımız var?
¿ Cuánto tiempo tenemos hasta que los sensores de calor se recuperen?
Güzel. Bayağı zamanımız var.
Entonces tenemos tiempo suficiente.
Kafasına yerleştirdiğim boru bize zaman kazandırdı. Ama Corey'in hayatını kurtarmak için çok az zamanımız var.
El tubo que inserté nos ha dado tiempo, pero estamos hablando de horas, no de días, para salvar la vida de Corey.
- Evet, hala çok zamanımız var.
Sí, tenemos mucho tiempo.
- Zamanımız var. - Yakıt göstergesi ışığı beni korkutuyor. - Sanki üstümüzde lanet var.
Es solo que por estas cosas del combustible, me pongo así.
Bir takvime bakayım ve zamanımız var mı diye bakalım.
Déjame ver mi horario y veremos si en esa fecha puedo.
Çok zamanımız var.
Tenemos mucho tiempo.
Sadece alışveriş için zamanımız var, çok ironik.
Irónicamente, sólo tenemos tiempo para ir de compras.
- Hala zamanımız var.
- Todavía tenemos tiempo.
Daha biraz zamanımız var.
Nos queda algo de tiempo.
- Ne kadar zamanımız var?
- ¿ Cuánto tiempo tenemos?
Stannis'ten kurtulmak için çok zamanımız var.
Tenemos suficiente tiempo para librarnos de Stannis...
Bak, bunu düzeltmek için hâlâ zamanımız var Jack.
Mira, aún hay tiempo para arreglarlo, Jack.
Sadece 1 ay zamanımız var.
Sólo tenemos tiempo de un mes.
Bir oyun günü için boş zamanınız var mı?
¿ Nos reunimos para que jueguen?
Hâlâ zamanımız var.
No, desafortunadamente yo no.
Bana soracak olursanız, karşımızda boru tipi bir bomba var. Büyük olasılıkla uzaktan kumandalı ya da zaman ayarlı.
Si quieres mi opinión, estamos buscando una bomba de tubería, aparentemente detonada en remoto o con temporizador.
Biraz zamanımız var.
Oigan, tenemos un poco de tiempo. Vayamos a volar ese cometa.
O zaman "Stratejik Erişim" denilen bir plana ihtiyacımız var.
Así que, necesitamos concebir una estrategia llamada : "Acceso Estratégico".
Ne "miyav zamanı" ne de kedilerle ilgili bir şey var. M ve Z ile başlayan bir şey bile yok.
No hay "Hora Miau", o referencias felinas, ni siquiera las iniciales H.M. en ninguna parte.
- çinliler onlarla birlikte biraz Feng Shui yapmalıyım biz kandırmayız, orası bizim için her zaman önemli oldu cinliler bir ticaret merkezi kanlarını akıtmak yerine gemilere binmeli ve erkekleri almalıyız en iyisi goa yı yollamak evlat ödemeyi nasıl yapacaksın altın tozumuz var
Tienen que unirse los reinos para formar una alianza solida en lugar de derramar sangre sera mejor hacer un punto para impactar Tenemos las naves y los hombres los mejores que compra el oro - ¿ Pero como haran los pagos?
Malzemelerim ve gerektiği kadar fıçım var fakat patlatma fitillerini dörde ayırmanız gerekiyor. Bu durumda da ateşleme ve patlama arasında çok kısa bir zamanınız kalıyor.
tengo los ingredientes y suficientes barriles, pero tú vas a dividir la carga en cuatro partes, y vas a tener lo que llamas un muy corto intervalo entre el destello y, ammm...
Colin, ev almak için uygun olmayan bir zaman var mıdır? - Şey- - - Emlakçınız kardeşimse mesela.
Colins, ¿ hay alguna circunstancia en que sea malo comprar una casa? Cuando mi hermano es el agente.
Evet, kesinlikle, büyük bir keşif olabilir, ama daha çok zamana ihtiyacımız var. Bildiğin gibi, zaman paradır.
Si, ciertamente, puede ser un desabrimiento grande pero precisamos más tiempo y como sabes, tiempo y dinero.
Bunun hakkında bir zaman çizelgesine ihtiyacımız var.
Necesitamos una línea de tiempo.
Birkaç soru için zamanınız var mı?
¿ Tiene un momento para responder a unas preguntas?
Lauren, ne zamanım, ne sabrım var, zırvalıklarının kahrını çekeme...
Lauren, no tengo el tiempo o la paciencia para lidiar con tu toro...
Kim? Öğrenecek çok şey var. Ama çok zamanımız yok.
Es decir, hay mucho que aprender y no mucho tiempo.
Bu tam anlamıyla onların ayağa kalkması ve dikkate alınması ve "Bir değişime ihtiyacımız var." deme zamanıdır.
Este es el tipo de cosa que les va a llevar a sentarse y prestar atención y decir, "Hey, necesitamos un cambio".
Sadece sen ve ben varız adamım. Her zaman olduğu gibi.
Somos sólo tú y yo, hombre, como siempre ha sido.
Pekala, sanırım Hunter geri kalanı şeyleri halledebilir. Ve hala zamanımız da var.
Todavía queda un poco de tiempo.
Zamanını harcamak istemiyoruz. Ama yardımına ihtiyacımız var.
No queremos hacerte perder mucho de tu tiempo pero necesitamos tu ayuda.
Dedektif Taylor, zamanınız var mı?
Detective Taylor, ¿ un momento?
Sizi biraz gezdirmek isterim. Zamanınız var mı?
¿ Tiene usted tiempo?
Bir çok kaçışımız.. .. yanı sıra bir de benim işimle uğraşan yeni şef müdürümüz var. Anlayacağınız, fıkralara hiç zamanımız yok.
Tenemos una evasión múltiple para resolver, así como un nuevo director en jefe que se la pasa metido en mis mierdas, por lo que no tenemos tiempo para bromas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]