Bir yazar translate Portuguese
2,638 parallel translation
Ben bir yazarım. Ahlak ve kültür düzeyine katkıda bulunuyorum.
Eu contribuo para o zeitgeist.
Kariyer sahibi, tanınmış bir yazar, iyi para kazanıyor, zeki, sempatik, yakışıklı ve oldukça da çekici.
Bem, ele tem uma boa carreira, tem livros publicados, ganha bom dinheiro, é inteligente, espirituoso, bonito, e é muito, muito charmoso.
Evde bir yazar olması gibi bir şey. Ama sen bir yazarsın. Bir şeyler yazman gerekir.
É como receber uma escritora, mas tu és uma escritora e devias estar a escrever, Liz.
Aslında Susan, Naomi bir yazar.
Na verdade, é escritora.
Babam macera konusunda uzman bir yazar.
O meu pai é um escritor especializado em aventuras.
Bir yazar arıyorlardı...
Eles vão contratar um freelancer.
Bir yazar için altın madeni gibi.
É uma mina de ouro para um escritor.
Ciddi bir yazar olacağım Bay Blackly.
Vou ser uma grande escritora.
Bir gün aileden bir yazar çıkaracağımızı hep söylerdi.
Ele sempre disse que, um dia, haveria um escritor nesta família.
İyi bir yazar olduğumu söylüyorlar.
Disseram-me que escrevo muito bem.
Ben bir yazarım.
Sou um escritor, não sou?
Will gerçekte bir yazar değil.
O Will nem sequer é um escritor.
Gerçekten bir yazar gibi görünüyorsun.
Pareces uma escritora.
Paris'te bir yazar.
Uma escritora em Paris.
Bir yazar için hiç de kötü değil, öyle değil mi?
Não é mau para um escritor, pois não?
Rüyamda bir yazar değil, ressamdınız.
No meu sonho, não eras escritor mas sim pintor.
Baksana, o iyi bir yazar mı?
Ele escreve bem?
Ben bir yazarım.
Sou escritor.
Burada bir yazar var, şeyden, nereden?
Ele é escritor. De onde?
Burada bir yazar dostumuz var.
Ele é escritor.
Başka bir yazarın görüşünü almak istemezsin.
Não peça opinião de outro escritor.
Eğer bir yazarsan, en iyi yazar olduğunu iddia etmelisin.
Se é escritor, tem de ser o melhor.
Ölümden korkarsan asla iyi bir yazar olamazsın.
Nunca vais escrever bem, se tiveres medo de morrer.
Ve ben iyi bir yazar değilim.
E eu não sou muito bom escritor.
Aslında, zayıf gramer ve berbat imlanın ardında mükemmel bir yazarın kalbi ve ruhu yatıyor.
Na verdade, por baixo da gramática pobre e do discurso atroz acredito existir a alma e o coração de um grande escritor.
Maruge, bizim için bir "6" yazar mısın?
Maruge, escreve o número seis para nós?
- Sana bir çek yazarım.
- Vou-te dar um cheque.
Hazır oradayken bir şeyler yazarım demiştim.
E, se enquanto estiver lá, eu escrever?
Buraya bir daha gelirsek, 1000 dolar ceza yazarız.
Se tivermos de voltar, a multa será 1000 dólares.
Haftada bir anneme yazarım.
Eu escrevo a minha mãe uma vez por semana.
Eğer hikayesinin ilk sayfalarda haber olmasını isteydi bu şehirde bir düzineden daha aktif yazar varken The Times gazetesi yüz milden daha yakın bir mesafedeyken neden onlara değil de sana gelsin?
Espera um bocado. Se ele quiser a história na primeira página há uma dúzia de escritores que trabalham na cidade. O Times está a menos de 00Km.
Gölden 50 kg.lık bir balık çıkarabilirsen eğer, senin için Beyaz At Meyhanesi'nde .. büyük bir kutlama düzenleriz. Balığın üstüne de kocaman şekilde adını yazarız!
Se pescar uma de 25 neste lago ganharás uma refeição no "Wild Horse", com o teu nome.
Bir moda yazarına ait.
É de uma jornalista de moda.
Bu Kuzey Avrupalıların hepsi oyun yazarı, orkinos gibi bir şeydir.
Os norte-europeus gostam de atum, teatro...
Bir akşam yanında birkaç kişiyle beraber Theatrical'a geldi şu evlendiği komünist yazar Miller da onunlaydı.
Uma noite, entrou no Theatrical com algumas pessoas, incluindo o escritor comunista com quem ela se casou, o Miller.
Evet, yazar. Eski bir SAS mensubu.
Sim, escritor.
Her gece bir saat, bazen iki saat yazarım.
Escrevo uma hora ou duas, todas as noites.
Oğlum Treelore bir gün aileden yazar çıkaracağımızı hep söylerdi.
O meu filho Treelore sempre disse que um dia teríamos um escritor na família.
Bir sürü yazar ve şairi araştırabilirsin.
Todos aqueles escritores e poetas que podes estudar.
Bunun değişeceğini sanma. İspanyolca sınavım var, o yüzden eve gitmem lazım... Sana bir mazeret notu yazarım.
Também disseste que ele se ia embebedar, que ia atirar-se a todas as nossas amigas casadas, que ia ser mau para a minha avó, e que ia transformar aquilo tudo numa festa maluca.
Babası eldiven üreticiliği yapmaktadır,... ve bilmediğimiz bir tarihte, Dil Okulu'nda eğitim görür,... sonrasında tiyatrolarda oyuncu olacağı ve nihayetinde bir oyun yazarına dönüşeceği şehre yani Londra'ya gider.
Ele nasceu filho de um fabricante de luvas e, em algum momento desconhecido, ele foi armado mas com uma educação escolar. Ele foi para Londres, onde, segundo a história, se tornou um actor e, eventualmente, um dramaturgo.
Henry, yazarı yok. 5. - Niye hiçbiriniz tarihsel dramda beni iyileştirmek için bir şeyler yapmıyor?
Henrique V, por ninguém?
Bugün şirketimiz bir metin yazarını kaybetmedi.
Hoje a empresa não perdeu uma redactora.
Yeni gelen bir habere göre geçen akşam 7 : 45 civarında The Queens Gazette'de köşe yazarı ve muhabirlik yapan Loren Bridges 31. Cadde Astoria, Queens'teki ofisinin önünde, infaz şeklinde silahla vurulmuş.
Recebemos a notícia que ontem, por volta de 19h45... a escritora e colunista da Gazeta de Queens, Lauren Bridges... foi executada com um tiro... na frente de seu escritório, na Rua 31, em Astoria, Queens.
Ben muhasebeci veya komedi yazarı falan değilim. Gerçekten Yahudice bir şey de değilim.
Não sou um contabilista ou um escritor de comédia... ou algo mesmo judeu...
Çocuk akıllı, blog yazarı bir zavallıyla!
Um blogger falhado e infantil!
13 yaşındaki bir çocuğun libidosuna sahip, önce yazara sonra da blog yazarına dönüşmüş iki yayımlanmış kitabı bulunan bir öğretmeni boşuyorum.
Estou a divorciar-me de um professor, que virou escritor, que virou blogger, com a libido de um miúdo de 13 anos e dois livros editados.
Amerikalı yazar bir profesörün burada ne işi var?
Como é que um escritor e professor americano vem aqui parar?
Zorlanıyorum çünkü ben bu zamana kadar edebiyat dünyasına girememiş bir Hollywood yazarıyım.
Estou porque escrevo scripts medíocres para Hollywood, e nunca me dediquei de verdade à literatura, até agora.
Biliyorum, bir gün harika bir söz yazarı olabilirim gerçi bestelemekten pek anlamam ama deniyorum.
Sei que podia ser uma boa escritora. E embora não saiba escrever bem, eu tento.
Genç bir Amerikalı yazar.
É um jovem escritor americano.
yazarım 53
yazar 115
yazarlar 18
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
yazar 115
yazarlar 18
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yudum 17
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yere gitmiyorsun 28
bir yolu var 41
bir yıldız 18
bir yerde okumuştum 21
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yere gitmiyorsun 28
bir yolu var 41
bir yıldız 18
bir yerde okumuştum 21