Bir yıldız translate Portuguese
5,594 parallel translation
Bir yıldızın ablası olmak o kadar kötü mü olurdu?
Seria assim tão mau ser irmã de uma celebridade?
Bazı insanlar çalışır, Adam. Pekala... Seni neden bir yıldız yapmıyorum tatlım.
Amor, por isso farei de ti uma estrela e seremos ricos.
Büyük bir yıldız olacağını düşünüyor.
Ele acha que ela vai ser uma grande estrela.
Kusura bakma ama o kadar büyük bir yıldızım ki onun dediklerinin hiçbirine kulak asmadım!
Desculpe, mas fico tão f * * * deslumbrado com astros, que não prestei atenção ao que ele disse.
Kendinden bir yıldız yarattı.
♪ she made herself a star ♪
"Mankafa bir toprak bükücüyü alıp bir yıldız yapamazsın" dediler.
"Não podes pegar num idiota Dominador de Terra e transformá-lo numa estrela."
Yakup'tan bir yıldız çıkacak. Ve İsrail'den bir önder yükselecek.
Uma estrela sairá de Jacob e um "Ceptro" surgirá em Israel.
Bir yıldızın haberini verdiği bir kehanet bu.
É uma profecia, anunciada pela estrela.
Burada bir yıldız işareti var. Yıldız işareti bir tür uyarıdır.
Existe um asterisco, o asterisco, é tipo um aviso.
Platon'a göre evren, ruhlar tarafından eşit parçalara bölünmüştür ve her bir ruha bir yıldız atanmıştır.
Plato diz, que o universo é uma única alma divídida em partes iguais, cada uma ligada a uma estrela.
Onlar benim bir yıldız olduğumu düşünüyor.
Eles acham que eu sou uma estrela.
Kayan bir yıldız.
Uma estrela cadente.
10 yıldır bir yıldızı olmayan biri için fazla iddialısın.
És exigente para um tipo que não lança um hit há tempos.
"Karanlık Yıldız" adında bir Amerikan programı duydun mu?
Já ouviu falar de um programa americano chamado Dark Star?
Bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız.
Estamos todos na sarjeta. Mas alguns estão a olhar as estrelas.
O bir moda yıldızı oldu. Sen onun ilham perisisin.
Ele é uma estrela da moda.
Ne o çocuk bir pop yıldızını mı tercih ederdin? Annesinin yıldız olması için 2 yaşından beri yetiştirdiği bir ufaklık?
Queres uma pop star adolescente, criada pela mamã para o estrelato desde os dois anos?
Bir film yıldızına benzedin.
Pareces uma estrela de cinema!
Tam bir piyasa yıldızı.
Tem um registo de estrela.
Unutturma da mantarıma bende bir tane yıldız koydurtuyum.
Lembrem-me de pôr uma estrela no meu cogumelo quando voltarmos.
Ayrıldıktan sonra, bir daha telefonla konuşmamalıyız.
Quando nos separarmos não devemos falar ao telefone.
Bir kayan yıldız!
Uma estrela cadente!
Bakın, kayan bir yıldız!
Vejam! Uma estrela cadente!
Şehir hapishanesinde bir yıl hapse ve 300.000 dolar para cezasına çarptırıldınız.
Você é condenada a uma ano na prisão estadual e US $ 300.000 em restituição.
Şehir hapishanesinde bir yıl hapse ve 300.000 dolar para cezasına çarptırıldınız.
Você está condenada a uma ano na prisão estadual e US $ 300.000 em restituição.
Kimliği belirsiz birinin ihbarı... sayesinde polis eski bir fabrika binasında... ünlü Hollywood yıldızı Emily Moore'u bir tabutun içinde buldu.
Acabámos de saber que foi uma informação anónima que levou os detectives até ao complexo industrial onde encontraram a famosa actriz de Hollywood, Emily Moore, num caixão.
"Ve bir an yıldız ışığı gördü"
" E viu a luz das estrelas
Son on yıldır bir çok iyi yazarımız oldu. Ama hiç birinin senden daha fazla özgüveni olmadı.
Tivemos muitos grandes escritores por aqui, na última década, mas nunca recebemos um com uma companheira mais interessante que eles próprios.
Yani beni yanlış anlama, tüm o sevgisi, taşakları ve horozuyla çok iyi bir çocuktu ama o çocuk bir rock yıldızına dönüştü ve o rock yıldızı istediği her şeyi fazlasıyla aldı.
Quer dizer, não me entendas mal. Ele foi mesmo um rapaz querido, todo romântico e fodilhão e arrogante, mas aquele rapaz tornou-se numa estrela de rock, e o rock começou a dar-lhe tudo o que ele sempre quis e ainda mais que isso.
O yerde bir kaç rock yıldızının DNA'sı var.
Certamente que o chão está cheio de ADN de estrela de rock.
Bir rock yıldızı gibi parti yapıyorum. Bak, tamam.
Estou a divertir-me como uma estrela de rock.
Gerçek bir rock yıldızının neye benzediğini biliyor musun?
Queres ver uma estrela de rock a sério?
O bir rock yıldızı Karen. Pezevenk değil.
Ele é uma estrela de rock, não é um traficante sexual.
Bu arada, Varrick Bolin'i bir film yıldızı yapmış ve Asami'nin şirketini kurtarmıştır.
Entretanto Varrick fez de Bolin uma estrela dos "movedores" e salvou a empresa de Asami.
Bu yıldızları yaratan Yaratıcımız kendi topraklarımızda çoğalıp yaşasınlar diye, bize gökteki yıldızlar kadar kalabalık bir soy bahşedecek.
O nosso Criador... que fez as estrelas, que nos vai dar muitos descendentes... para povoar a nossa terra.
Yalnızca o yıldız tarafından müjdelenmiş bir kehanet.
É uma profecia, anunciada pela estrela.
Bana yıldızlar kadar sayısız bir soy vaat etti.
Ele prometeu-nos descendentes tão numerosos como as estrelas.
36 yıldır katlandığımız bir lider için.
Tudo para servir um líder que aturamos há 36 anos!
Ürününüzü almamın tek bir nedeni vardı,... işaret edip, "Bu Hollywood film yıldızı Nicholas Cage'in kullandığı jakuzinin aynısı," demek.
Comprei o vosso produto para um propósito, apenas um propósito, para apontar e dizer : "É o mesmo tipo de Jacuzzi" "que tem aquela estrela de filmes de Hollywood, o Nicholas Cage."
Bir yıldızı gösterip, "işte yuvamız" dediler.
Apontam para uma estrela, e dizem "é o nosso lar".
Kendisiyle çelişen bir insan bir dans yıldızı dünyaya getirmeli.
É preciso ter um caos em si para gerar uma estrela bailarina.'
Kendisiyle çelişen bir insan bir dans yıldızı dünyaya getirebilmeli.
é preciso ter um caos em si para gerar uma estrela bailarina.
Bir anda yıldız oluveriyorsun.
Ascendes a estrela por uns meros segundos.
Sen bir rock yıldızısın. Meg ise frijit kapmış bir orospu.
És uma estrela, e a Meg é uma vaca frígida.
Yıldız oyuncular dün akşam Bir Dilekte Bulun adlı yardım kurumuna gittiler.
As estrelas foram à Fundação Caminho dos Desejos ontem à noite.
Ama geri geldiler ve ben geleneksel bir aşk hikayesinde yıldız olacaksam, bir kadınla olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlamam gerekiyor.
E se vou fazer uma história de amor tradicional preciso de me lembrar de como é vir-me, com uma mulher.
Sana bu hediyeyi verme fikri, banliyöde yaşadığın her günü aşma fırsatı ve bir rock yıldızıyla seks yapma hikâyesi sana yıllarca akşam yemeklerinde çok büyük bir üstünlük sağlayacak, işte benim için eğlenceli kısmı burası. Bilmiyorum be.
A consciência de que te estou a dar este presente, esta oportunidade de transcenderes a tua existência rotineira suburbana e teres sexo com uma estrela de rock, dando-te uma história para contares nos próximos anos, é a parte divertida para mim.
Sen bir rock yıldızısın.
És uma estrela do rock.
- Yanan bir Humvee'den Onbaşı Dawson'ı çıkardığın için Gümüş Yıldız almışsın.
- Deram-te uma Estrela de Prata por teres salvado um tal Cabo Dawson de um jipe a arder?
Bilirsin herkes babam rock yıldızı olduğu için onun havalı bir tip olduğunu düşünüyor.
Todos acham que ele é porreiro por ter sido um astro que foi salvo.
Yıldız abartıIı bir kelime.
- Estrela, não.
yıldız 71
yıldızlar 59
yıldız geçidi 34
yıldız gemisi atılgan 28
yıldız tarihi 31
yıldız gemisi enterprise 86
yıldız filosu 141
yıldızfilosu 99
yıldızgemisi atılgan 46
yıldız filosu komutanlığı 17
yıldızlar 59
yıldız geçidi 34
yıldız gemisi atılgan 28
yıldız tarihi 31
yıldız gemisi enterprise 86
yıldız filosu 141
yıldızfilosu 99
yıldızgemisi atılgan 46
yıldız filosu komutanlığı 17
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17