Bunun anlamı translate Portuguese
5,158 parallel translation
Bunun anlamı, Benji elektrikten ölmedi.
O que significa que o Benji não morreu eletrocutado.
Bunun anlamı 18 ay önce başka bir kadın metronun önüne itilmişti
Isso significa que, há 18 meses, outra mulher foi empurrada para a frente do metro.
- Kurban arkasını döndüğünde, katil kişisel bir bağı önler, bunun anlamı katil muhtemelen kurbanı tanıyordu.
O assassino evita contacto pessoal. Significa que conhecia a vítima.
Bunun anlamı aynı atış hem yangın başlattı hem de kurbanı öldürdü.
Ou seja, o tiro que matou a vítima também ateou o fogo.
Bunun anlamı tüm perçinler aynı tür olmalı.
Ou seja, todos os rebites seriam do mesmo material.
Bunun anlamı tümör çoktan derinlere yerleşmiş.
Isso significa que o tumor já está profundamente enraizado.
Tamam, ama "Frazzetti'nin gözleri" bunun anlamı ne?
Tudo bem, mas "os olhos de Frazzetti"... O que isso significa?
Bunun anlamı, hala virüsün ne olduğunu bilmiyorsunuz.
O que significa que ainda não o identificaste.
Bunun anlamı, kendi işlerinde kurban olmamalarını, böyle garanti altına aldılar.
O que significa ter uma garantia de não ser uma vítima da sua criação.
Bunun anlamı, kemiğe iç taraftan baskı uygulanmış.
O que significa que a pressão veio de dentro do osso.
Belki de bunun anlamı perdenin neredeyse yerine gelecek ve onun yeniden ortadan kaybolacak olmasıdır.
Talvez isso signifique que a parede está quase de pé e ele irá desaparecer novamente.
Yani sen, Ric ve küçük Gilbert böyle tamamen etten kemikten ve gerçek gözüküyorsanız eğer bunun anlamı, Bonnie perdeyi geri kapatmaya çalışırken bir şeyler cidden ters gitti ve ikiniz "Amerikan Dans Partisi" yapıyorsunuz demektir.
Então se tu e o Ric e o Gilbertzinho são de carne e osso, isso significa que algo correu muito mal quando a Bonnie tentou levantar a parede, e vocês os dois estão a ter uma "Dance Party USA".
Ve bunun anlamı Başkan olmayı bırakacaksam, olsun varsın.
Se para isso tiver de deixar de ser Presidente, que seja.
Senin evde vurduğum kadın B613'dendi, bunun anlamı sabah olana kadar cesedini alacaklardır.
A mulher que atirei no apartamento era do B613. Ou seja, de manhã, vão buscar o seu corpo.
Bunun anlamı nedir?
Qual é o significado disso?
Bunun anlamı nedir?
O que significa isto?
CIA, NSA, NCTS her istihbarat örgütü senin kelleni istiyor. Bunun anlamı ; hayatının geri kalanını karanlık bir delikte yaşamak için sabırsızlanıyorsun demektir.
A CIA, a NSA, a NCTC todos eles, cada organização de segurança, estão a pedir a tua cabeça num espeto significa que tens de começar a ver o teu futuro a passar o resto da tua vida, num buraco escuro.
Çünkü çift tuzaklı mayın direkt hamlelidir, en ileri patlamalılardandır. Bunun anlamı patladığında, başka seçenek yoktur. Patladığında gerisinde olabildiğince olabildiğince uzun süre kalmak yapabileceğiniz en iyi şey.
Mas, como a mina é uma bomba direccional, a maior parte da explosão é impulsionada para a frente, por isso, se desarmá-la não é uma opção, estar atrás dela quando explodir é a segunda melhor coisa,
Yumurtadaki noktalar takımyıldızlar oluşturuyor, iyi de bunun anlamı ne?
Então, todos os pontos desenhados pelo ovo criam as constelações, mas... o que significa?
Bunun anlamı ne?
O que é que isso quer dizer?
Evet ama bunun hiçbir anlamı yok.
Sim, mas não faz sentido.
Bunun bir anlamı var.
- Isso significa alguma coisa.
Bunun Charlotte için anlamı büyük olur benim için de.
Sei que significaria muito para a Charlotte e... para mim, também.
- Bunun için endişelenmezdim. - Bakın, anlamıyorsunuz.
- Eu não me preocuparia.
Bunun bir anlamı olmalı.
Isso é de grande valor.
- Gitmek için fırsatımız vardı. - Bunun olacağını çoktan anlamıştım.
- Eu antevi isto e não fiz nada.
Neden bu şekilde bir rapor verdiğinizi anlamıyorum. Bunun yüzünden kundakçılık bölümü restoranı yaktığımı iddia ediyor.
Estou curioso do porquê de um relatório vindo daqui tem um departamento a acusar-me de queimar um restaurante.
Hiç gerçekleşmeyecek ki bunun anlamı onu kovmalıyız. Üç, kesinlikle.
- Três, exato.
Bunun senin karım olduğum anlamına gelmediğini biliyorsun, değil mi?
Isto não significa que seja tua mulher.
Bunun hiç anlamı yok. Benim için bile.
Não faz sentido, nem sequer para mim.
Bunun bir anlamı olmalı değil mi?
Com certeza isso deve contar para alguma coisa.
Eğer babam Drewe'e ona borç verecek kadar güveniyorsa,... ve bunu bizden saklayacak kadar, o zaman bunun tek bir anlamı var.
Se o Papá acredita no Drewe ao ponto de lhe emprestar dinheiro e esconder isso de nós, isso diz-me qualquer coisa.
Bunun doğru olduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor bu.
Não quer dizer que pense que isto está certo.
Bunun benim için anlamı büyük.
Isso é importante para mim.
Hırsız olduğum konusunda yanıldığını anlattı. Bunun doğru olmadığını anlamış.
Disse que se tinha enganado ao dizer que eu era um ladrão, o que ela sabia agora não ser verdade.
Bunun anlamı ne?
- O que significa isso?
Her şeyden önce Kanunsuz bir zamanlar onun hayatını kurtarmıştı yani eğer bize uzak durmamızı söylüyorsa bunun bir anlamı olmalı.
Para começar, o Arqueiro salvou-lhe a vida uma vez. E se ele disse para não nos aproximarmos, é bom que acreditemos.
İyi bir adam, ama bunun son bebeğim olduğunu söylediğimde beni anlamıyor.
É um bom homem, mas não entende quando lhe digo que é o meu último filho.
Eğer sana bunun ne kadar anlam ifade ettiğini söylemediysem.
Não sei se alguma vez te disse o quanto isso significa.
Sahi mi? Peter, bunun benim için anlamını bilemezsin.
Peter, não sabes o que isso significa para mim.
Bunun hiçbir anlamı yok.
Não faz sentido.
Bunun bir anlamı var mı?
Isso quer dizer alguma coisa?
Çünkü artık boyunduruk altında bulunmanın gerçek anlamını biliyorum ve bunun için onu isteme arzumu kaybettim.
Porque agora sei o real significado da opressão. E perdi o gosto por infligi-la.
Madalyon kaybolmuş ve bunun hiçbir anlam ifade etmediğini mi söylüyorsun?
O medalhão desapareceu e estás a dizer-me que não significa nada?
Senin için onu öldürmeyi çok istedim ama bunun bir anlamı yok.
Eu queria mesmo matá-la por ti, mas... Não faz sentido. O Stefan tem razão.
Bunun, benim için anlamı büyük onun için de.
Isto significa muito, pessoal. E significa muito para ela... porque tenho a certeza que ela está a olhar por nós.
O zaman bunun anlamı...
- Ou seja...
Bunun ne kadar harika olduğunu anlamıyor musun?
Não vês o quão bom é isto?
Lafayette, bu senden çok flört ediyor. Bunun bir anlamı var.
Lafayette, esta aqui é mais oferecida que tu, o que é significativo.
Bunun senin için anlamı nedir?
O que isso significa para ti?
Bunun ne kadar ciddi olduğunu anlamıyor musun?
Tu não entendes a gravidade da situação?
bunun anlamı nedir 87
bunun anlamı ne 159
bunun anlamını biliyor musun 44
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
bunun anlamı ne 159
bunun anlamını biliyor musun 44
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamı ne 66
anlamıyor 38
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor 38
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
bunun yanı sıra 41
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun yanı sıra 41
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun adı ne 18
bununla beraber 102