Belki değil translate Russian
2,010 parallel translation
Belki değil.
А возможно, и нет.
Belki öyle, belki değil.
- Может. А может и нет.
Belki burada, belki değil.
Может быть здесь, может и нет.
Hayır diyorum, belki değil. Evet değil.
И когда я говорю "нет", это не "может быть", это не "да".
- Belki değil.
- Не может.
Belki kapıda silahlı bir adam olursa bu onu biraz rahatlatır, değil mi?
Вот я и подумал, что вооруженный человек, охраняющий квартиру, как-то успокоит её. Как думаешь, сколько это будет стоить?
Belki cesedi attığı bir atık alanı değil de bir mezardır.
Может, это не захоронение, может, это могила.
Benim haddime değil ama belki de bunlara ihtiyacınız yoktur.
Слушайте, это не мое дело, но, может, вам не нужно все это.
- Felaket. - Garip belki ama felaket değil.
- Немного странно, но не страшно.
Belki her zaman değil ama bazen.
Ладно, не всегда, но иногда.
Demek istediğini anlıyorum ama unutma ki finalde olan benim, sen değil ve belki de benim senin takımına karışmama teorimde bir doğruluk payı vardır.
Я понимаю, что ты имеешь ввиду, но я дошла до Шивы, а ты нет, поэтому я думаю, моя теория не имеет ничего общего с твоей командой.
Belki de küçük bireysel boyutta icraatlar yapmıyor, zayıf flagellumun, her organizmanın mekaniğinin yaratıcısı değil.
Что если его не интересуют столь мелкие масштабы? Что если это вовсе не Творец Жгутиков, заботившийся устройством каждого организма?
Belki, Seung Jo da o güzel, zeki ve zayıf kızlardan hoşlanıyordur. Muhtemelen hoşlanıyordur, değil mi?
Сын Чжо, наверно, нравятся красивые умные девушки... и тощие.
Belki de... Onunla görüşmemden hoşlanmadın, değil mi?
Может... не хотел, чтобы я встретилась с ним?
Evet, belki de bunun gibi paha biçilmez bir şeyi satıp farkına bile varmam, değil mi?
Ага, я, вероятно, избавлюсь от чего-то бесценного, вроде этого... даже не догадываясь, верно?
Belki de insan olmak o kadar da kötü değil.
Мне начинает казаться что, может быть, наша жизнь - не такая уж и бессмысленная гонка!
Evet, belki, fakat kazandığın sürece bunlar geçerli değil.
Да, возможно это так, но не тогда, когда вы выигрываете.
Belki ruhu artık kurtulmuştur. Değil mi?
Может, теперь его душа спасена?
Yaşamın kitabını değil belki ama insanoğlunun kitabını tanıyorum.
Нет, но, возможно, в книге человеческого существа.
Belki de bu sır değil.Ben kaba biri olmak istemiyorum
Я - обычный мужчина. Не стоит приписывать мне лишнего. Если я говорю, что ни о чём не думаю, значит, это действительно так.
Belki ama o gün bugün değil.
Может быть. Но не сегодня
"Belki o gün bugün değil" miş.
Может не сегодня...
Bu uzun bir zaman değil, belki bir yerlerde sarhoş olmuştur.
Ну прошло не так много времени может он просто решил немного выпить
Belki şimdilerde o kadar şiddetli değil, ama hala...
Может не такое сильное, как в этот раз, но...
Belki düzgün bir polis işi değil ama itiraf etmeliyim ki eğlendim.
Умный мальчик знал, где они хранят лекарства.
Belki de bozuk vücudumun içerisinde işler daha ılımlı gitseydi Buddy ve benim şu an genç bir kızımız olabilirdi hatta birden fazla çocuğumuz olabilirdi çünkü biz daima birbirimizi buluyoruz. Daima! Değil mi, Jan?
Возможно, если бы дела обстояли чуть получше в моем разбитом теле, у нас с Бадди рос бы сейчас подросток, и, возможно, еще были бы дети, потому что мы всегда находили друг друга.
Belki "Temptation Lane" de olur ama gerçek hayatta değil.
Конечно, в "Temptation Lane", но не в реальном мире.
Belki hayatına erkek arkadaşıyla değil de evlenerek başlamak istiyordur, ikisi çok farklı şeyler.
Ладно, может она не хочет начинать жизнь заново ради бойфренда, но замужество это другое.
* Ayakkabı numaran gibi değil * * Olabiliriz sarmaş dolaş belki *
* Может, мы могли бы закружиться *
Ama belki de kimse beni taciz etmedi çünkü kimsenin umurunda değil.
Может быть. Но, может быть, никто не беспокоил меня на этой неделе, потому что всем плевать.
Belki hükümet beni terörist olarak isimlendirebilir ama gerçek suç seni dünya haberlerinden alı koymak olurdu değil mi?
Может быть правительство и делает из меня террориста, но было бы преступлением препятствовать тебе быть в курсе событий в мире, не так ли?
Baban bugünlerde biraz soğuk değil mi? Belki onu halletmek için başka bir yol bulabiliriz.
Возможно нам нужно искать другой способ вернуть джина обратно в бутылку
Belki senin dünyanda öyle ama benimkinde değil!
Может в твоём мире и так, но только не в моём!
Tamam belki o kadar da iyi değil.
Ладно, может на 700 %.
Ailen burada değil, dün emin değildin belki yıldızlarımız kesişmiyordur.
С твоей отсутствующей семьей здесь и с сомнениями, которые были у тебя вчера... Может быть звёзды не совпали.
Belki de değil.
Может и нет.
- Evet, değil mi? Çiftler terapisine gitmeliyiz belki de.
Может, откроем семейную консультацию?
Bilirsin, belki, Sadece tören olur. Ve büyük bir parti değil.
Ну знаешь, возможно, это будет только церемония и очень небольшая вечеринка.
Ama belki baban düşündüğün gibi kusursuz değil.
Но, может быть, твой отец не такой безупречный, как ты думаешь?
Belki direk sana değil de Raina'ya giderek yanlış yapan bendim. Ama kalbin için endişelenmiştim, işin için değil.
Возможно, я приняла неправильное решение, пойдя к Рейне раньше чем к тебе, но я волновалась о твоем сердце, а не о твоей работе.
Belki henüz değil. Ama eğer haklıysam, .. o sınırı aşacak.
Может быть пока нет, но если я права он к этому идет
Ya şimdi üstüme yapar ya da hapse girersin. Belki de, ama senin ya da başkasının yüzünden değil.
Может быть, но не из-за тебя или кого-либо еще.
Belki "aşmak" doğru kelime değil ama...
- Может, "превосходит" не подходящее слово, но...
Belki onun çaldığı gibi değil ama notalarını yazarsanız, eve götürürüm, dönüp bütün notalarını çalarım.
Может, не совсем так, но если дать мне ноты на дом, я приду и сыграю.
Veya Ward Cleaver ve belki de June Cleaver. Ama kesinlikle Beaver değil. Şöyle beyanat vermişti.
- Джун Кливер, но точно не Бивер сказал, что тот, кто не является частью решения, является частью проблемы.
Belki Sean, Lambert'i sırf para için değil belki de Julia yüzünden öldürmüştür.
Может быть Шон не убивал Ламберта из-за денег, может быть он убил его из-за любви.
Belki de Virginia'daki ordu kooperatifinden ama Kuzey Las Vegas'taki Meyer'in hırdavatçısından değil.
Может быть, на распродаже в Вирджинии, но не в хозяйственном магазине Майера в северном Вегасе.
Yine de bir dahaki sefere duygularına hâkim olamadığını hissettiğinde, belki başka bir reyona gitsen iyi olur. Pek çok gelen gidenin olduğu dondurma reyonuna değil de mesela Japon yemeklerinin olduğu yerde durabilirsin.
Только я хотел бы предложить, чтобы в следующий раз, когда вас что-то расстроит, пойти в другой отдел - не такой популярный, как тот, где мороженное, и где не так оживлённо.
Hayır, etmem. Belki, etmeliyim ama sanırım bunun için çok yorgunum, o yüzden, evet, sorun değil.
No i dont mind, i mean, maybe i should, but i think i'm just too tired to figure that out, so, yeah i'm good.
Belki de sen 9,800 erkekten biri değilsindir. Bu o kadar imkansız değil, değil mi?
так что возможно ты не один из 9800, это ведь не так невероятно, правда?
Daha başka... Sapıklık değil belki ama sizi şoke eden davranışlar?
Было что-то, не извращённое, может быть, но шокировавшее вас?
belki değildir 19
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75