English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Değil mi evlat

Değil mi evlat translate Russian

155 parallel translation
- Çok alışılmadık bir durum değil mi evlat?
Весьма необычно. Не так ли? Именно так, сэр.
Unutma, şampiyonlar on gün izin alıyor, değil mi evlat?
Не забывай, чемпионат через 10 дней.
Hayatının pek tadı kalmadı, değil mi evlat?
Тебе не очень-то весело, малыш?
- O gerçek bir balıkçı, değil mi evlat?
- Он рыбак. Да, мальчик?
Hayvancağız acıyı hissetmeyecek bile, değil mi evlat?
Наша рыбина нипочем не почует крючок, верно?
- Bu senin kamyonun, değil mi evlat? - Evet.
Это твоя колымага, сынок?
ne kadar güzel olurdu değil mi evlat?
Президент Симпсон. Хорошо звучит, правда, сын?
Şimdi, bütün bunlar senin, değil mi evlat?
Вот... Так ты и живёшь, да?
- "Sen buralı değilsin, değil mi evlat?"
"Понаехало тут всяких!"
- Bunu yaparken beni hiç hesaba katmadın, değil mi evlat?
Сынок, ты меня, похоже за дурачка держишь? Нет, сэр.
Seni iyi düzelttik, değil mi evlat?
Да ты выпрямился, парень.
Onların tarafındasın değil mi evlat?
У тебя с демонами шашни?
Artık onun oynayacağı başka oyuncaklar var, değil mi evlat?
Он хочет погулять с друзьями, с маленькой Эвелин. Зачем ему телевизор? - Мы начали играть в новую игрушку.
Çift taraflı Romulan ajanı değilsin, öyle değil mi evlat?
Ты же не двойной агент ромуланцев, а, сынок?
Öyle değil mi evlat?
Правильно, сынок?
Hala kızlardan hoşlanıyorsun, değil mi evlat?
Тебе ведь все еще нравятся девушки, так?
Hala kiminle mücadele edeceğini öğrenemedin, değil mi evlat?
Ты всё еще не понял с кем можно ссориться, а с кем нет?
Tamam, bunu söylemek benim için çok zor ama... Yeniden işi bırakmayacaksın değil mi evlat?
но... малыш?
Daha önce hiç bir ilişkide bulunmadın, değil mi evlat?
Ты никогда не был в отношения, так ведь сынок?
Sen orada yoktun değil mi evlat?
Не лучшее, блин, выступление, не так ли, сынок?
Sen kiminle uğraştığını bilmiyorsun, değil mi evlat?
Ты не знаешь, с кем ты имеешь дело, мальчик?
- Siktir. Bovver. Bu şekilde buluşmaktan artık vazgeçmeliyiz, değil mi evlat?
Воввер, сколько ещё можно встречаться подобным образом, сынок?
Kendi ülkemizde değiliz, değil mi evlat?
Мы еще не приехали в нашу страну, сынок?
- Sen neden bahsediyorsun? - Ağırlığını korumak istiyorsun, değil mi evlat?
О чём, вообще, речь?
Kusurlarını affettirecek tek bir meziyetin bile yok, değil mi evlat, hah?
От тебя никакого толку, сынок!
Sorun para değil, bunu biliyorsun değil mi evlat?
Дело не в деньгах. Ты же понимаешь, сынок.
Değil mi evlat?
Не так ли, сын?
Yeteri kadar Er Dancer gördün, değil mi evlat?
Ты видел свою рубашку, рядовой Танцор, а?
Değil mi evlat?
Так ведь, сынок?
Artık konumumuzu öğrendik, değil mi evlat? Ben konumumu biliyorum.
Я знаю, где я.
Asla yeterince iyi bir evlat olamadım, değil mi?
Я всегда не вписывался в рамки, не так ли?
Sert olduğunu sanıyorsun, değil mi evlat?
Думаешь ты крут, сынок?
- Hayırlı evlat, öyle değil mi?
- Он у вас палочка-выручалочка, правда?
Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi, evlat?
Понимаю, что я имею в виду, парень?
Bu biraz şişkince evlat, öyle değil mi? Ne dersin?
Толстенький он у тебя, да?
Öylesin değil mi? Selam evlat.
[Skipped item nr. 30]
- Nasıl yani? - Evlat, benim kitaplarımdan birini okumadın, değil mi?
Значит, ты не читал моих книг.
Evlat! Harikaydık değil mi?
А здорово мы выступаем правда?
Evlat, işler ne hale geldi, değil mi?
Ну, мой мальчик, перейдём к твоему прекрасному отпуску, не так ли?
Değil mi evlat?
- Как ты меня нашёл?
Öyle değil mi evlat?
Не так ли, сынок?
Hey, evlat. Beni özledin, değil mi?
Мальчик, скучаешь по мне?
Bak, evlat, üzgünüm. Biraz kazanıp, biraz kaybedersin, değil mi?
Сегодня проиграл, завтра выиграл, так ведь?
Hatsumomo'yu evlat edinmemesi garip, değil mi?
Странно, что она еще не удочерила Хацумомо.
Dinle beni evlat. Bu dünyaya geçmek istedin, değil mi Ve artık geçtin.
Уж извини, милый, ты хотел попасть в "ночной мир", вот ты в него и попал!
Değil mi evlat?
Мужественные мужчины.
Evlat edinildin, öyle değil mi?
Тебя ведь усыновили, не так ли?
Asla evlenemeyecek, evlat edinemeyecek ya da evlilik haklarından faydalanamayacak olmam umurunda değil mi?
И тебе наплевать, что я никогда не смогу жениться, или усыновить ребёнка, или получить страховку гражданского партнёрства?
Evlat... Orada silah yok değil mi?
Сынок, ты же знаешь, что нельзя носить оружие в футляре.
Buranın bizim evimiz olduğunu anlayamadın, değil mi, evlat?
Дом просто не узнать, правда?
Ben bir çatlak değilim, değil mi, evlat?
Я, конечно, понимаю, что сам не красавчик. Так ведь?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]