English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Değil mi efendim

Değil mi efendim translate Russian

237 parallel translation
- Yemek yiyeceksiniz değil mi efendim?
Прикажете подать ужин, ваше превосходительство?
Abartmanın anlamı yok, değil mi efendim?
Нет смысла перегибать, не так ли, сэр?
O daha kötüleşiyor, değil mi efendim?
Кажется, ей стало хуже, сэр?
Çok iyi, değil mi efendim?
Очень неплохо. Да, сэр?
- Canavarı kastediyorsunuz, değil mi efendim?
Вы ведь о чудовище, верно, дружище? Точно!
Ne manzaraydı ama değil mi efendim.
- Ну и зрелище, сэр.
- Manzara harika değil mi efendim? - Evet.
- Прекрасный вид, не правда ли, сэр?
- Uzun sürmez, değil mi efendim?
- Вы не задержитесь, сэр?
Bunun anlamını biliyorsunuz, değil mi efendim?
¬ ы знаете, что это означает?
- Öyle değil mi efendim?
- Скажите, что это неправда, сэр.
Hep düşlediğiniz bir şeydi, değil mi efendim?
Вы когда-нибудь мечтали об этом, сэр?
- Değil mi efendim?
- В самом деле?
Bu biraz olağandışı değil mi efendim? Yapmayın lütfen.
Помоему, это немного чересчур, сер.
Ama... Sadece mektup yazacağız, değil mi efendim?
Но... мы ведь только напишем, не правда ли?
Güzel tavsiye değil mi efendim?
Разве это не лучший совет, сэр?
"Gerekiyor" yok demektir, değil mi efendim?
Должна - это не значит назначена, верно?
Bizi almaya gelmeyecekler, değil mi efendim?
[Первый мужчина] Сэр, нам пришлют подкрепление?
Ona geri dönmeme izin vermezsiniz, değil mi, efendim?
Вы же не отпустите меня обратно к нему, сэр?
O, Bay Travers değil mi, meşhur Amerikalı bey, efendim?
Это тот самый знаменитый мистер Треверс из Америки?
Bildik gelecek, değil mi efendim? Yani, geçen harbi de yaşamıştınız!
Располагайтесь поудобней.
Kafayı üşütmüş değil mi? Evet efendim.
Парень спятил, понимаю.
Epey neşeliyiz değil mi, efendim?
В хорошем настроении, сэр?
- Bu senin efendin, değil mi? - Elbette efendim.
- Ведь это ваш хозяин?
- Yeniden yürümek istiyorsun, değil mi? - Evet, efendim.
Ты же хочешь снова пойти?
- Efendim. David burada olsaydı, seni öpmesini beklerdin, değil mi?
Если бы здесь был Дэвид, ты ждала бы, что он тебя поцелует?
Bu sadece bir tatbikattı efendim. Biz sadece bulutlara ateş ettik, değil mi?
Это были просто маневры, сэр, учебные стрельбы по облакам.
Efendim, farkındasınız değil mi, bu benim ilk işim.
Сэр, вы вы отдаете себе отчет в том, что это мое первое место работы?
İniş takımı manivelası biraz yapışmış, değil mi, efendim?
Рычаг шасси малость заедает, не так ли, сэр?
Yemek güzel, değil mi, efendim?
Нравится, сэр?
- Eminim yorgunsundur. Değil mi David Lee? - Evet, efendim.
- Держу пари, ты устал, Дэвид Ли.
- Babanı çok düşünüyorsun, değil mi? - Evet, efendim.
- Ты много думаешь об отце, да?
Değil mi, efendim?
Не так ли, сэр?
- Evet, efendim! - Ordunun dışında bir kariyer yapmak istiyorsun, değil mi?
- Ты хочешь сделать карьеру в армии?
Bu aynı zamanda bir kutlama, efendim. Sizce de, öyle değil mi?
В один день, одно торжество, вы не находите?
- Siz general değilsiniz, değil mi, efendim? - Evet, öyleyim.
Не вы ли, случайно, и есть генерал?
- Efendim mi? Bu bir subay üniforması değil mi?
Что-то на моих нашивках намекает на офицерство?
Evet efendim, o iyi biri olarak öldü, değil mi?
Да, сэр. Он умер достойно, так ведь?
Çok zeki olduğunu sanıyorsun, değil mi? Efendim?
Ты думаешь ты сейчас такая умная, не так ли?
Efendim, iğrenç bir hapşurma değil mi?
Уже и почесаться нельзя?
Onaylı bir pilotsun değil mi Teğmen? Evet efendim.
Вы дипломированный пилот, энсин?
Efendim, o fare? Onu yemiyorlar öyle değil mi?
Они же не едят крыс?
Çavuş Kevin Aiklen'i tanıyorsunuz değil mi, efendim?
Вы же знаете Сержанта Кевина Айклена?
Beni görmek istemiştiniz, efendim, öyle değil mi?
С какой целью вы вызвали меня?
- Havaalanına varabilir mi? - Mümkün değil, efendim.
- Oн дoлeтит дo aэpoпopтa?
Anlattıklarımın bir kelimesini bile dinlemedin, değil mi? - Efendim tatlım?
Ты ведь ни слова не слышал из сказанного, да?
Yani, bu bizim görevimiz değil, öyle değil mi, Efendim?
Это ведь не наша миссия, правда, сэр?
Bu durumda paçayı sıyırırım, değil mi, efendim?
И он заберёт меня отсюда.
Dolgun bir dili var, değil mi? - Efendim?
- У нее ведь широкий язык, да?
- Ve işin gerçeği ; kısmen erkek gibi görünüyorsunuz değil mi? - Efendim?
- И, говоря откровенно, вы выглядите как мужчина, не правда ли?
Tüm bunlarla bir sorununuz yok, değil mi, efendim?
Вы со всем согласны, сэр?
Efendim, anahtar onda, değil mi?
Хозяин, это у него ключ, да?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]