Bir şeyler yapın translate Russian
340 parallel translation
Bir şeyler yapın.
Сделайте что-нибудь.
Bir şeyler yapın!
Сделайте что-нибудь!
Bir şeyler yapın!
Сделайте что-нибудь.
Bir şeyler yapın doktor.
Прошу вас, доктор.
Bir şeyler yapın.
Попытайся что-нибудь.
Kahrolası bir şeyler yapın!
Сделайте что-нибудь, мать вашу!
- Hayır! - Bir şeyler yapın!
Сделайте что-нибудь!
Lütfen, bir şeyler yapın!
Пожалуйста, помоги!
Biz tekrar gelene kadar bir şeyler yapın.
Вам следует уладить ваши дела до нашего следующего прихода.
Bir şeyler yapın.
Пожалуйста.
Bir şeyler yapın!
Делайте, что-нибудь!
Bir şeyler yapın!
- Сделайте что-нибудь!
Bir şeyler yapın!
- Помогите!
- Davayı kazandık! - Şimdi bir şeyler yapın!
Я отменяю приказ!
"Bir şeyler yapın şapşallar" "Suç artık kontrol dışı oldu".
" Спасите! Помогите! Сделайте, же что-нибудь, кретины.
Hayır! Güzel, bir şeyler yapın.
Ну, так сделайте что-нибудь.
Bir şeyler yapın.
— делайте же что-нибудь!
"Bir şeyler yapın! 3 dakika."
Неужели вы не можете мне помочь, доктор?
Derhal bir şeyler yapın.
Сделайте что-нибудь немедленно!
Aah! Bir şeyler yapın!
Сделайте что-нибудь!
Dedin ki, "bir şeyler yapın"
Ты сказала "Сделайте что-нибудь".
Şimdi oraya gidin ve bir şeyler yapın!
Идите и делайте чтo-нибудь!
bir şeyler yapın.
Надо что-то делать.
- Bir şeyler yapın. - Buzz!
Базз!
Ama bir şeyler yapın Mösyö Cornillon!
Но, мсье Корнилон, сделайте же что-нибудь!
Bir değişiklik yapıp, sana bir şeyler borçlu olduklarını düşünürdüm.
Думаю, после всего этого тебе кое-что причитается.
Hâlâ şansın varken kendin için iyi bir şeyler yap.
Пока есть шанс, найди себе получше мужчину.
6 Numara'nın çok ciddi şekilde yardıma ihtiyacı var, 42 numara ile ilgili de bir şeyler yapılmalı. Daimi bir bunalım içerisinde. Durmadan ağlıyor.
Ясно, что ваш долг, 93, доказать, что вы снова - полезный член нашего общества.
Bir şeyler yapılmasını istiyorum! Öyle değil mi Mac?
Я прав?
Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
Надо что-то делать.
- Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
- Вашингтон.
- Al işte! - Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
Вот.
Virginia, tatlım, saçın için bir şeyler yap.
¬ ирджини €, дорогуша, сделай что-нибудь со своими волосами.
Her gün yeni bir şeyler yapıyorsunuz ve Washington Post'un yardımını istiyorsunuz.
Каждый день недели делаешь что-то новое, и каждый день приходит на помощь свежая газета.
Şimdi de sen bir şeyler yap. Yoksa benim yaptıklarımın bir anlamı olmayacak.
Ты должен что-то сделать, иначе мои усилия ничего не стоят.
Çocuklarınız için bir şeyler yapılmalı.
Нужно что-то делать с вашими детьми.
Sorun çocuklarınız Marty. Çocuklarınız için bir şeyler yapılmalı.
А вот вашим детям потребуется помощь.
Woodward, bir şeyler yapın!
Мы их теряем.
Sen subaysın. Bir şeyler yap!
- Ты же офицер, сделай что-нибудь.
Bir şeyler yapın!
Сделай же что-нибудь!
Yap bir anlaşma, birkaç sözleşme imzala, sorunlarını çözmek için... -... bir şeyler ver. - Abi...
Придите к соглашению, все организуйте, дайте им что-нибудь, чтоб не волновались.
Bir şeyler yapın.
Сделайте же что-нибудь!
Bu Değişkenlerle ilgili bir şeyler yapılmalı bu yüzden buradasınız.
Нужно что-то делать с этими метаморфами, и поэтому ты здесь.
Lanet olsun, bir şeyler keşfedin! Üzerimde deney yapın.
Придумайте что-нибудь, экспериментируйте на мне.
Bir şeyler yapılmazsa, Mars'ın geri kalanını yıl sonuna kadar ele geçireceklerini düşünüyoruz.
Мы предполагаем, что они захватят остаток Марса к концу этого года если мы что-нибудь не сделаем.
Şimdi "Kumandan" Snyder gidinceye kadar sessizce oturup bir şeyler okuyormuş gibi yapın. Sonra...
Так давайте будем просто сидеть тихо и притворяться, что читаем... пока не убедимся, что этот старый Комендант Шнайдер действительно ушел.
Biz neden bir şeyler yapıp kafasının altına bir balkabağı koyup tabelanın adını Ichabod Crane'e çevirmiyoruz?
Почему бы нам не отполировать эту голову начисто потом засунуть тыкву под руку статуе и поменять табличку на "Икабод Крейн"?
Çocuklar George'a bakın, T-Bone'a bir şeyler yapıyor.
Черт, посмотрите на Джорджа, он что-то говорит Tи-Бону.
Zaman harcamaya değer ya da en azından yapılmasını yararlı bulduğun şeyler nelerdir? Bilmemde bir sakınca yoktur sanırım.
Ты, без сомнения, сообщишь мне,... какое достойное или хотя бы полезное занятие ты себе найдешь?
Aynı küçük odaya tıkılıp kalıyor, "aynı giysileri giyiyor," "ve yıllar boyu" aynı şeyleri anlatıp duruyor. Diğer taraftan öğrencileri kolejlere "gidiyorlar, şehirlere taşınıyorlar," "harika şeyler yapıyorlar" ve bir sürü para kazanıyorlar.
Человека, который застрял в маленькой комнате, одевается одну и ту же дурацкую одежду, делает одну и ту же работу год за годом, всю свою жизнь, когда его студенты переходят в лучшие учебные заведения, переезжают в большие города, свершают великие дела,
Sanırım sen takılmanın ötesinde bir şeyler yapıyorsun.
- Держись, дружище. - У тя всё получится.
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245