English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bu değil

Bu değil translate Russian

76,475 parallel translation
Hayır, benim istediğim şey bu değil.
Нет, это не то, чего я хотел.
- Ama hepsi bu değil.
Но ведь это не всё.
Hayır, bu doğru değil.
Нет, неправда.
Bu doğru değil.
Неправда.
Bu orijinal bir piezoelektrik metre, değil mi?
Это оригинальный пьезоэлектрометр, да?
Bu bir anormallik değil.
Это не аномалия.
Sorun değil. Yükünü hafifletmeyi dert etmem. Bu işe sahip olduğum için de minnettarım.
Всё нормально, я не против тебе помочь, и благодарен иметь работу, но, конечно... мне любопытно.
Bu element bir milyon kat daha güçlü. Üstelik saf bile değil.
Этот элемент в миллион раз сильнее, и он даже не в чистом виде.
Bu evlenme teklifi hiç iyi değil.
Это предложение... оно... Оно плохое. Совершенно непродуманное.
- Bu göze çarpmayan bir şey değil ki.
— Несложно догадаться.
- İlk buluşmamızda içtiğimiz şarap değil mi bu?
Ресторан "Ла Кучина" Это вино с нашего первого свидания? Да, да, это оно.
Bu bir ruh hâli değil, anne.
Пройдёт. Это не настроение, мама!
Bu şehirdeki herkesin kaba olması benim suçum değil.
Я не виновата, что в этом городе все грубые.
Bu hiç doğru değil.
Говорю же вам, это ошибка.
- Bu doğru değil.
- Это неправда.
Bu konuda açık konuşalım, sadece benim için değil.
Давай проясним, не только для меня.
Neyse ki bu doğru değil, çünkü fotoğrafları çeken adam elimizde.
Но, к счастью, это не имеет значения, так как человек, сделавший их, наш.
- Emma, bu doğru değil.
- Эмма, это неправильно.
Cezaevinde çocuk bakmaya çalışıyor. Bu iyi değil.
Нянчить ребёнка в тюрьме - это нехорошо.
- Bu artık benim davam değil.
Это больше не моё дело.
Amerikalılar bu işte değil.
Американцы тут не при чём.
Bu iş bitene kadar değil.
Нет, пока дело не сделано.
- Bu kaza gibi görünüyor. - Ama değil.
- Мне кажется, что это несчастный случай.
- Bu normal değil.
- Не как обычно.
Benden kurtulmak bu kadar kolay değil.
Тебе нужно поднапрячься, чтобы избавиться от меня.
Bu da farklı bir sorun değil mi?
Это другой вопрос.
- Laura, bu iyi bir fikir değil.
- Лора, это плохая идея.
Bu da daha fazla soru yaratır değil mi?
Что означало бы ещё больше вопросов.
- Bu kesin değil.
- Не обязательно.
Eminim zamanla en iyisinin bu olduğunu anlayacaksın. Boşanmayı değil.
Я уверен, со временем ты поймёшь, что это к лучшему.
Bu bir fotoğraf makinesi, değil mi?
Это камера, да? - Да, но...
Şimdi, vasiyete gelirsek kabul edeceğinize eminim ki bu artık geçerli değil. Dolayısıyla imzalarsanız...
Завещание, как вы, полагаю, согласны, утратило силу, так что распишитесь здесь...
Irk ayrımı değil mi bu?
Разве это не расовая дискриминация?
Bu işten para alıyorum, değil mi?
Мне же заплатят, да?
Bu akıl hastalığı, içine şeytan kaçması falan değil.
Это психическая болезнь, не одержимость.
Bu keyifli bir hobi değil Piper. Doğru.
Это не солнечная внеклассная активность, Пайпер.
- Bu hayır demek, değil mi?
- Это значит "нет", верно?
- Bu sıcak değil.
- Она не горячая.
Ama şu anda bu o kadar da kolay değil çünkü cezaevindeyim, tamam mı?
Но сейчас это не так просто, потому что я в тюрьме.
Bu, planının parçasıydı, değil mi?
Это было частью вашего плана, верно?
Aleida zor kadın ama bu onun suçu değil.
Алейда та еще штучка, но здесь? Здесь она не виновата.
Bu adil değil! Bana her gün zulmediyorsunuz!
Вы блять терроризируете меня каждый божий день.
Bu bir tümör değil!
Это не опухоль!
Bu, sadece nöbet tutmaktan ibaret değil.
Эй, это не просто охранничество.
Ama bu Scrabble değil ki.
Но это не скраббл.
Bu cezaevinin nasıl bu kadar yozlaşmış bir bataklığa dönüştüğünü sen daha iyi bilirsin, değil mi?
Ты знаешь пару фактов, как эта тюрьма стала ёбанной помойкой коррупции, не так ли?
Fakat beyaz erkek nesli tükenmekte olan bir tür değil ve bu hayvan uyanacak.
Только белые люди не вымирающий вид, и это животное скоро очнется.
Oyun değil bu.
Это не игра.
Bu adam bizden daha iyi değil ama özgürce dolaşıp hayatımızı cehenneme çevirebiliyor.
Этот парень ничуть не лучше нас. Но при этом он свободен и превращает нашу жизнь в сущий ад.
Bak, bu isyan hiç umurumda değil.
Слушай, мне насрать на это все, ясно?
Hayır. Bu... Bu mümkün değil çünkü demiştin ki...
Нет, это не... это не... невозможно, потому что ты сказала..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]