English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bu şekilde değil

Bu şekilde değil translate Russian

687 parallel translation
- Ama bu şekilde değil.
- Но не так.
Ve Michel de bunu söyledi bana. Bu şekilde değil ama kendi yöntemiyle...
То, как он это мне сказал, подтвердило мои мысли.
Bu şekilde değil, yani.
Я не это имел ввиду.
Herşey aşk için. Ama bu şekilde değil.
за любовь я отдала бы все свои деньпи.
Ama bu şekilde değil.
Но не таким образом. Нельзя их обманывать.
Geri geleceğimi hep biliyordum ama bu şekilde değil.
Я всегда знала, что вернусь сюда. Но не думала, что так.
Evet ama bu şekilde değil.
Понимаю.
Bu şekilde değil.
Не таким образом
- Bu şekilde değil.
- Но не так.
Bu şekilde değil, ahbap.
Да не так! Брось его!
- Hayır, bu şekilde değil.
Нет, так - никогда.
Ama burda bu şekilde değil. Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum.
Я вообще не понимаю, что я здесь делаю.
Bizim zamanımızda bile mümkündü, ama bu şekilde değil.
Ёто было возможно даже в наше врем €, но не в таких масштабах.
Hayır, ben hala bir yolu olduğunu düşünüyorum. Fakat bu şekilde değil.
Нет, я все еще надеюсь, но не таким способом.
- Bu şekilde değil.
- ѕрекрати!
Bu adamlar yurt içinden değil. Gizlice içeri sızmışlar, aynı şekilde çıkacaklar.
Эти ребята не местные.
Sen de onları bana verdiğin için... Sence de onların hepsini bu şekilde satmak harika değil mi?
И так как ты отдал их мне, дорогой... ты думаешь, это правильно продать их таким образом?
Hiç doğal değil. Garip birşeyler var! Bu şekilde davranmazlar normalde hiçbir şey için!
Отпустите, отпустите сейчас же!
Beni layık olduğum şekilde cezalandır. Fakat bu biçimde değil.
Наказывай меня по заслугам, но зачем же их.
Bu şekilde kovulmak inanılır gibi değil.
Просто никак в голове не укладывается, что можно вот так вот выбросить людей на улицу.
- Bu şekilde tanışmamız tuhaf değil mi? - Evet, öyle değil mi?
- Забавно, как мы познакомились, да?
Bu sekilde ölmesi aci, degil mi?
Как ужасно, что все это так случилось.
Bu şekilde başlamak doğru değil. Bu Valsi bilir misin?
Послушай, этот вальс...
İnsanları bu şekilde evlendirmemi pek tasvip etmiyorsun, değil mi?
Вы не очень хорошего мнения о том как я женю людей? Конечно, нет.
The Furies'de senin bu şekilde devam etmen haksızlık, yazık değil mi sana. Şöyle güzel bir Avrupa turu yapma şansın bile yok böyle..
Это просто кощунство, что такое милое существо, как ты, заперта в "Фуриях" так, что ты упускаешь возможность проехаться по Европе.
Sukeimon! Bu mümkün değil! İstediğini başka şekilde yaparım.
Сукемон, я дам тебе их в следующий раз.
Ya onu öldürttü, ya da bu işe bir şekilde bulaştı, değil mi?
Сам убил или приказал убить.
Sana olan sevgim bitmiş değil, fakat bu şekilde devam edemem. Kendi yollarımıza gitmeliyiz.
Я не перестала любить тебя но я не могу продолжать это дальше.
Bu yeni proje... Bunu sıradan bir aile yaşantısı içerisinde adil bir şekilde yapabilmem mümkün değil.
Это новый проект,... я не могу воздать ему должное в атмосфере... мелкой домашней жизни.
En iyi şekilde yaşamaya çalıştığını biliyorum ve bu hiç kolay değil.
Я знаю - ты живёшь, как можешь... и это не легко.
Bu şekilde uyumak sağlıklı değil.
Вредно спать так.
Sayın bakan, ben bu işte henüz yeniyim ancak bir senatörle bu şekilde konuşmak doğru değil, adam aptal olsa bile.
Я здесь недавно, но разговаривать в таком тоне с сенатором США не годится, даже если он круглый идиот.
Fernand bu şekilde yürümesi mümkün değil.
Фернан, ты же знаешь, я не хотела тебя обидеть.
Kayda değer düzelme.. Ve bu şekilde kalmaya niyetliyim, ama siz değil.
Если захочешь виноград, апельсины, журналы, цветы, свяжись с нами.
Daha önce de hasta kaybettim ama bu şekilde değil.
Не таких, как Джо.
Altını çizmem lazım, komiteniz değil 2 Numara devreye soktu. ... tam bir asi, tam bir bağımsız idim. Bu güzel topluma anlamsız bir şekilde direniyordum.
Пока он не добился моего общественного преобразования, и это сделал он, а не ваш комитет, а до тех пор я был бунтарем, невзаимным, бессмысленно сопротивляясь этому нашему славному обществу.
Davalarını aynı şekilde bir tür direniş eylemine dönüştürmeliler. Üniversitelerde, liselerde ve fabrikalarda polis karşıtı olayların bir devamı ve bu o kadar kolay değil.
Им та-также стоит... превратить их слушание в акт сопротивления... продолжение того, что происходит в колледжах высших школах... и фабриках против полиции
Bu şekilde olmaz değil mi?
Мы ведь не можем так поступить?
bu şekilde kavga etmemiz doğru değil.
Напрасно мы ссоримся.
Hayatımı sen bu şekilde uyarlıyorsun, ben değil!
Это твоя версия моей жизни, а не моя!
Sen bu şekilde mutlu değil misin, özgür, kaygısız, sorumluluk yok...?
Разве ты не счастливо живешь? Свободен, никаких забот, никакой ответственности...
Bu ışık tayfları yalnızca,... aynı kimyasal elementlerin evrenin heryerinde olduğunu değil,... aynı zamanda aynı kuantum mekaniği kanunlarının,... heryerde atomlara aynı şekilde hükmettiğini gösterir.
Спектры показывают, что во всей вселенной не только существуют одни и те же химические элементы, но и действуют одинаковые законы квантовой механики, управляющие атомами.
- Onu bu şekilde bırakmayacaksınız değil mi?
У нас собрание.
Hiç umurumda değil. Zaten bu şekilde yiyerek kendini öldürüyorsun. Şişman bir herif oldun.
Ты сам себя скорее убьешь, если столько есть будешь.
Bu arada, Arthur Dent, beklenmedik bir şekilde, Guilford'dan değil de, Betelgeuse yakınlarındaki küçük bir gezegenden gelmiş olan bir arkadaşının vasıtasıyla dünyadan kaçmıştı.
"ем временем, јртур ƒент удрал с" емли в компании его друга, который неожиданно оказалс € выходцем с маленькой планеты в районе звезды Ѕетельгейзе, а вовсе не жителем √ илфорда.
Bu bazı şeyleri telafi eder ama hoş bir şekilde değil.
Я смогу вернуться домой. Но в каком виде?
Herşey trenin üzerinde değil 30 tren bu şekilde gider.
А не здоровый холкар на одном из 30 поездов.
Onun beni değil Henri'yi sevmesi... beni kıskandırmaz. Onun bu şekilde seviyesi düşse de onu sevebilirim.
В самом деле, то что она любит не меня, а такого типа, как Анри, не то что заставляет меня ревновать, но унижает её настолько, что я не могу её любить.
Bu şekilde bırakıp gitmiyorsunuz değil mi?
¬ ы уходите? ¬ ы что, все так и оставите?
"Hey, bir dakika. canlı bir varlığa acı vermek doğru değil" diye düşünmeye başladığımızda, ego, bize bu zalimliği daha gizli bir şekilde sunar Bizden aslında tam olarak aynı nefreti ve zalimliği göstermemizi istemektedir, fakat sadece farklı bir biçimde, ve farklı insanlara karşı.
Когда мы начинаем понимать, "Эй подождите минуту, возможно это неправильно причинять вред любому другому живому существу", тогда эго должно придумать побольше завуалированной формы жестокости обманывая нас отражением той же самой формы самоненависти, того же самого возмущения,
Eleştirilerini de bu şekilde yazıyorsun, değil mi?
Напоминает стиль написания ваших статей, не так ли Синклер?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]