Bırakalım translate Russian
2,906 parallel translation
Pençe ve dişlerden daha iyi bir şey öğrenir öğrenmez de kızı bırakalım.
От других девочек тоже, так скоро, как мы придумаем что-нибудь лучше, чем когти и клыки.
Vereceği yumurtanın, gelecekte benim torunum olacağı gerçeğini bir dakikalığına kenara bırakalım. Doğacak olan çocuk 70'li yaşlarda bir adam ve senin yarafından büyütülecek.
Давай представим на минуту, что эта яйцеклетка, стала моим внуком он, или она будет воспитан 70-летним мужчиной и тобой
Sizi yalnız bırakalım.
Оставим вас вдвоем.
Millet, bırakalım Julie evine gitsin.
Ребята, я отпущу Джулию домой.
Bunu varsayım olarak bırakalım.
Позволь мне не называть имен.
O deyişi orada bırakalım, olur mu?
Давайте оставим все как есть, не так ли?
O zaman seni hamile bırakalım.
Отлично. Сейчас проверим.
Gereksiz yere endişelenmeyi bırakalım.
Давай не будем придумывать проблемы.
Yıllardır söylüyorum. Bunu ilginçleştirmek istiyorsak onlar için oy kullanmayalım. Bırakalım savaşsınlar.
Я говорил годами, если вы хотите сделать это интересным, давайте не будем голосовать за них.
Muhtemelen neden adamlarımın çıkıp size saldırmadıklarını düşünüyorsunuz. Bu şeyleri şimdilik kenara bırakalım olur mu?
Вы, наверное, удивляетесь, почему мои дружбаны не задают вам жару, так что, давайте перейдём к сути?
Bırakalım da artık iri ve aptal adam imzalasın olur mu?
Давай, увалень подписывай его сейчас?
Zaten suçlandığımız zevkten kendimizi neden mahrum bırakalım?
Зачем отказываться от удовольствия, в котором нас уже обвинили?
Bırakalım da Papa Cenapları bunu onun kendi ağzındanmış gibi yazsın.
Пусть Его Святейшество запишет его. С ее прилюбодейских губ.
Bırakalım o yüzden.
Так что давай оставим это
Bunun hakkında sürekli konuşuyoruz, şimdilik yerinde bırakalım.
Мы уже в десятый раз это обговариваем, давайте оставим эту тему.
Bırakalım içsin. Jason sorunumuz sona erer.
Если она выпьет, проблемы с Джейсоном закончатся.
Bırakalım herkes beyhude arayışlara devam etsin ve Bodnar'ın Birleşik Devletler'deyken bir açık vermesini umalım.
Позволить всем охотиться за подсадной уткой, и надеяться, что Боднар ослабит бдительность, находясь в Штатах.
Kendimizi kandırmayı bırakalım. Bu kaybettiğimiz bir savaş.
- Хватит обманывать себя и признать, что мы проигрываем "битву"?
Şimdi bataklığın dışına güzel izler bırakalım.
Теперь нужен хороший, годный след из клопов от болота,
Bunu burada bırakalım.
Не держи на меня зла.
Bu konuyu burada bırakalım.
Давай просто оставим все как есть.
Böyle bırakalım.
Давай на этом и закончим.
Yani onu bırakalım, hayatına devam etsin.
Поэтому, мы должны позволить ей двигаться дальше.
Annenizi biraz yalnız bırakalım, benimle gelin.
Давайте дадим вашей маме немного пространства, хорошо? Пойдем.
Bunları bir kenara bırakalım bu gece, tamam mı?
Послушай, давай сегодня отвлечемся от этого, ладно?
Geçmişi geçmişte bırakalım, olur mu?
Допустим прошлое будет оставаться таковым, не так ли?
Değerlendirmeni bir kenara bırakalım şimdi.
Давай не будем обсуждать это сейчас.
Oyun oynamayı bırakalım, Brian.
Хватит игр, Брайан.
Bırakalım getirsin.
Пусть.
Hadi biz gidelim. Bırakalım sizi.
Живите и дайте жить другим.
İyi vakit geçirdik, orada bırakalım.
Мы уже провели время. Давай на этом и закончим, хорошо?
Bu işi Coleen'e bırakalım.
Оставим это Колин.
Diğer her şeye gelince, adaleti oluruna bırakalım.
Насчет всего остального, мы должны позволить правосудию решать.
Pekala, çocuğu biraz rahat bırakalım, hı?
Ну хватит, отстань от него.
- Ne diyeceğim, bırakalım onu, ne yaparsa yapsın.
- Звучит разумно. - Хорошая идея, Чарли.
- Onu birkaç gün daha sıkışık bir hâlde bırakalım derim. Böylece iş tavsiyeleri almak için kozumuz olur.
Предлагаю оставить его в спирали ещё на пару деньков чтобы он давал нам бизнес-советы...
- Bırakalım açlıktan kıvransın.
Позвольте ему голодать.
Onu sadece çizginin dışına bırakalım, bu kadar mı?
Просто положить ее за линию и все?
Sizi yalnız bırakalım.
Мы оставим вас двоих, чтобы вы это обсудили.
Bunu burada bırakalım.
На этом порешим.
Ne yapalım o zaman, kafamızı kuma gömüp kötü adamları rahat mı bırakalım?
И что, по-твоему, нам лучше зарыть головы в песок и позволить плохим парням делать, что заблагорассудится?
En iyisi rahat bırakalım da uyusun değil mi?
Давай дадим ей поспать, хорошо?
- Hayır. Tamam, bırakalım soğusun.
Ладно, пускай остынет.
Ayrılış hediyesi olarak Elijah'ı burada bırakalım.
Оставим Элайджу в качестве прощального подарка.
Hazır ilerlemişken bırakalım bu konuyu.
Давай на этом остановимся.
Muhabbeti bırakalım.
Довольно болтовни.
Bırakalım da öyle kalsın, ha?
Давай так всё и оставим, ладно?
Bırakalım söylesin.
Пошла она
Bu gecelik hepsi bu kadar. Vic, Cooper'ı evine bırakalım.
Пожалуй на сегодня достаточно.
- Bırakalım artık memelerimi, olur mu?
- Круто!
- Onları burada mı bırakalım?
Что, и просто оставить их здесь?
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak artık 86
bırak onu 1012
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak artık 86