English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bırakın onları

Bırakın onları translate Russian

384 parallel translation
Silahları bırakın. Bırakın onları.
Оружие на пол.
Rahat bırakın onları... kendi hallerine.
Оставьте их в покое.
Bırakın onları.
Поздно!
Bırakın onları!
Отпусти их!
Ve büyük gün geldiğinde tüm kralları ve onların bakanları ile generallerini toplayıp, donları giyinik orta yere bırakırsın ve adamları ile birlikte savaşmalarına izin verirsin.
И в один прекрасный день... нужно собрать всех королей с их министрами и генералами... посадить посередине поля в одних подштанниках... и пускай там решают спор с дубинками в руках.
Savaş! Bırakın onlar barış istesinler!
Пусть янки сами попросят мира.
Siz ürünleri satarsınız, onları satın alma işini bana bırakın.
- Продавайте вещи, а закупать буду я.
Bill, eğer onları birbirine bırakırsan başarısız olmazsın.
Билл, если ты оставишь их вместе, ты не ошибешься.
Ama onların işine geldiğinde kanunlar önemsizleşiyor bizi serbest bırakıyorlar! Size bunun ne demek olduğunu söyleyeyim!
Но когда этим богачам что-то надо, им плевать на любые законы,... и поэтому они нас освободили.
Katilleri yakalamak için her şeyini riske atarsın ve jüri onları serbest bırakır. Böylece geri dönebilir ve seni vurabilirler.
Ты рискуешь своей шкурой ловя убийц, и присяжные отпускают их, чтобы они могли вернуться и прикончить тебя.
Onları şuraya bırakın.
Поставьте сюда.
Bırak antikaları onların olsun.
Позволь им забрать что-нибудь из старых вещей
Onları bırakın!
Отпустите их!
Ofiste gizlice onlara veriyorum.Onlar da paspasın altına bırakıyorlar.Bir daha asla olmaz.Söz veriyorum.
Я подсовывал им его в офисе, а они оставляли его под ковриком. Никогда больше. Обещаю.
Onların başı olmasını bırak mafyanın içinde olduğunu bile kanıtlayamadılar.
Им не доказать его причасность к мафии, а тем более то, что он был главарем.
- Onları bırakın.
- Да нет, это здесь не причем.
Bırak Ruslar daha büyük uyduları olduğunu iddia etsinler, yani ilk onlar deniz atlarının çiftleşme yöntemini buldu diye biz de bir çekirgenin beyninin nasıl işlediğini bulmak zorunda mıyız?
Пусть русские предъявят больше спутников. Теперь, если они первыми... откроют брачные привычки морских коньков... тогда мы за ними должны открыть внутреннюю структуру мозга кузнечика?
Onları rahat bırakın.
Не трогайте их.
Onları sizin bir gösterinizden mahrum bırakırsam beni asla affetmezler. Ve sizin varlığınızdan da.
Мои люди не простят меня, если я лишу их вашего представления и вашего присутствия.
Eğer o kalıntılar sizin tarihinizin doğru ve tüm hikayesi değilse ve başka bir kültürün varlığını kanıtlayacak kalıntılar bulurlarsa, onları bırakır mıydın?
A eсли дoкaжут, чтo в этиx cвиткax нe вcя пpaвдa o вaшeй иcтopии, eсли oни oбнapужaт peaльныe дoкaзaтeльcтвa cyщecтвoвaния бoлee дpeвнeй культуpы, вы иx oтпycтитe?
Bırak onların bana yaşattığını yaşatayım.
- Дай это мне. - Дайте мне отомстить им за мои страдания. Прошу вас.
Belki de onları kendi iradelerine bırakırsın?
Может быть, лучше дать им самим сформировать своё мнение?
Onları çok fazla mahrum bırakırsan çocukların olması o kadar da iyi değil.
Лучше совсем не иметь детей... чем постоянно от них отказываться ради работы.
- Hücum edin! - Ve onları serbest bırakın!
- Заряжайте!
Onları karanlığın içine alır ve kendi başlarına bırakır.
Он забирает их наверх, в темноту, и оставляет их там.
Onları bana bırakın.
Беру их на себя!
Onlar kadın, bırak yapmaları gerekeni yapsınlar.
Это женщины, ладно.
Yosunlar gibi eğreltiotları da sporlarını kuru havada serbest bırakır ve böylece rüzgar onları uzaklara taşıyabilir.
Папоротники, как и мхи, выпускают свои споры, когда погода сухая, и ветер может унести их далеко.
Bu herifler çılgınca aşık olduklarını iddia eder ama karılarıyla yaşamaya devam edip onları hamile bırakır.
а сами остаются с женами и делают им детей.
Onların sadece yalnız bırakılmaya ihtiyaçları var.
Молодёжь хочет, чтобы её оставили в покое!
"Onları hemen serbest bırakın!"
"Передать их нам немедленно!"
Onları, sonsuzca dolaşan çocuklarının acısıyla başbaşa bırak.
Оставьте их в их боли, за своих детей, странствующих без конца.
Bırakın beni, onların yerine size yeni elmalar alırım
ќтпустите, € вам компенсирую ваши дурацкие € блоки!
Bırakın, onlar kendisi götürür.
Они отнесут. Вам не надо.
Bakın, onları bırakıp çıkalım buradan!
Оставляем их и валим.
- Hayır, hayır, onları burada bırakın.
- Нет, нет, оставьте их.
Eğer onları burada bırakırsak neler olacağını anlamanız lazım.
Вы же понимаете, что станет с ними если... вы оставите их тут одних.
Onları burada bırakıp, kendi sığınağına mı saklanacaksın?
Вы бросите их здесь, а сами спрячетесь в своем бункере?
Onları rahat bırakın!
Оставьте их!
Bak bu onların son anları birdaha belki çocuklarını göremeyecekler bırak anne babalarıyla konuşsunlar.
Слушай, это последний раз, когда эти дети будут разговаривать с их родителями.
Onları rahat bırakın.
Оставьте его в покое.
Beğenmediyseniz kusura bakmayın ama sorunlarım var... eğer onları çözmeme yardım etmeyecekseniz bari beni rahat bırakın.
Простите, если это вам не нравится, но у меня проблемы и если вы не хотите помочь их решить, то хотя бы не мешайте.
Onları rahat bırakın.
Оставте их одних.
- Onları serbest bırakın yoksa hepinizi öldürürüm!
Выпустите, или вы все умрете!
Onları hemen serbest bırakın, ben de sizi gezegene geri ışınlayayım.
Освободите их, и я верну вас на поверхность спутника.
Sen uzan, bırak işi onlar yapsın.
Только ляг и позволь им попотеть.
Kadınların vücudunda erkeklere oranla % 5 daha fazla su bulunur. Bu da onları yerçekiminin farklı kuvvetlerinin etkisi altında bırakır.
В среднем, в женщинах ее содержится на 5 процентов больше, чем в мужчинах, которые подвержены различным силам притяжения.
Peki, onları öylece geride bırakın. İstedikleri de bu zaten.
Это то что они хотят черт побери.
Sorguya çekmeyi bırak, onları yoracaksın.
Перестань надоедать ему всеми этими вопросами. Ты хорошо видишь, что они его утомляют.
Polis var, kanunlar var, bırak onlar karar versin. Uzun zamandır burada yoksun. Buraların nasıI olduğunu bilmiyorsun.
Ты давно уехал, не знаешь теперешней жизни.
Bırak meşaleyi onlar taşısın.
Позволь им нести факел.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]