Bırakmayacağım translate Russian
1,360 parallel translation
Senin için geri döndüm ve söz veriyorum, seni bir daha bırakmayacağım.
Я вернулся к тебе и я обещаю, Я никогда больше не оставлю тебя.
ve seni hiç bi zaman bırakmayacağım.
И я никогда тебя не брошу.
Fahişelerden yana şanssızım ve ölünceye kadar onları deşmeyi bırakmayacağım.
Я нападаю на шлюх, и я не прекращу потрошить их, пока я... не... удовлетворюсь.
Hayır seni bırakmayacağım.
- Нет, я не оставлю вас.
- Bunu bensizde başarabilirsin. Seni bırakmayacağım.
Ты можешь сделать это без меня.
Seni yalnız bırakmayacağım.
Я не оставлю тебя одного.
Onu burada bırakmayacağım.
Я не брошу его там.
Gitmiyorum, Emily. Seni bırakmayacağım.
Я не уйду, Эмили.
Gittiğim için üzgünüm Jimmy ama sana söz veriyorum bir daha seni bırakmayacağım.
Прости, что я ушла, Джимми, но клянусь, я никогда не переставала быть твоей.
Şimdi tekrar yıldız oldum ve hiç bırakmayacağım.
И теперь у меня есть то, что было И я не позволю этому уйти.
Susie, seni asla bırakmayacağımı biliyorsun.
- Сьюзи, ты же знаешь - я бы ни за что тебя не бросил!
İç çamaşırlarımı toplayacağıma veya duşun kapısını parlatacağıma söz vermiyorum. Ama seni üzmeyeceğime ve yalnız bırakmayacağıma ve diğer bütün üzüntülerden uzak tutacağıma söz veriyorum.
Сейчас я не могу обещать убирать своё нижнее бельё, или мыть дверь душа, но я могу пообещать оберегать тебя от печали и одиночества, и от всего плохого что может случиться.
Kız kardeşimi vuranın kim olduğunu ya da canının neden bağışlandığını bilmiyor olabilirim. Ama bu iyiliği karşılıksız bırakmayacağımı çok iyi biliyorum.
Возможно я не знаю кто стелял в мою сестру или почему ей сохранили жизнь но я знаю, что я не окажу такой же услуги
Seni yarı yolda bırakmayacağım.
Никто не поставит ребенка в угол.
Seni bu halde bırakmayacağım.
Послушай меня. Мы не сдадимся.
Hayır, seni burada tek başına bırakmayacağım.
Нет. Я тебя одного тут не оставлю.
Seni bir daha asla bırakmayacağım. Söz veriyorum.
Больше никогда не буду воспринимать тебя как данность.
Benim de ihtiyacım var ve hayır, bırakmayacağım. $ 7, 400!
- Нет, даже и не собираюсь. - $ 7,400...
Hayır onu bırakmayacağım.
Нет, я её не брошу.
Evet ve seni bir daha asla bırakmayacağım.
Да. И я никогда не отпущу тебя снова.
Benim bile şansa bırakmayacağım şeyler var.
Есть некоторые вещи, которые я не оставлю на волю случая.
Ve biliyorum ki ıstakoz paylaşmak aptalca ama gerçek şu ki ben bir anda aptalca şakalar yapmayı bırakmayacağım.
И я знаю, что шутка с "эгоустрИчно" - глупая, но по-правде говоря... Я не перестану вот так глупо шутить.
Sizi bırakmayacağım.
Я не собираюсь умолкать. Я не могу.
Onu yüzüstü bırakmayacağım.
Я её не брошу.
Seni bırakmayacağım.
Я тебя не оставлю!
Şimdi anlıyorum ve seni bırakmayacağım.
Я все поняла и не оставлю тебя.
Seni bir daha bırakmayacağım.
Больше я тебя не брошу.
Seni yarı yolda bırakmayacağım.
Я тебя не подведу.
Ama seni asla yalnız bırakmayacağım.
Но одну я тебя здесь не оставлю.
Karıma da söylediğim gibi Kimi'yi bırakmayacağım.
Как я и сказал жене, я не собираюсь бросать Кими.
Ethan, vali aradığı zaman şunları söyledi. "Sizi yarı yolda bırakmayacağım" ya da "Bu büyük onur için teşekkür ederim" demedi.
Вот что сказал Итан, когда позвонил губернатор, он не сказал : "Я вас не подведу" или "Спасибо за оказанную честь",
Bırakmayacağım.
Я не буду этого делать.
İyiliğini karşılıksız bırakmayacağım. Vanessa yıllar önce sana hislerini açtığından onun kalbini kırdın ve arkadaşlığınız neredeyse düzelmiyordu.
Когда Ванесса рассказала тебе о своих чувствах несколько лет назад, ты разбил ее сердце, и ваша дружба спасла вас.
Onu bırakmayacağım.
Я не брошу её!
Nefes almayı bırakmayacağım.
- Зачем? - Эй, Ён Чже! Ён Чже!
İkimiz de mevcut durumla başa çıkacak durumda olmadığını biliyoruz. Ve aksini kanıtlamadığın takdirde, ipleri elimden bırakmayacağım.
Мы оба знаем, что ты не готов справляться с данными обстоятельствами и пока ты мне не докажешь обратное, я чувствую необходимость вмешаться.
Bir : Bir daha hiçbir şeyi şansa bırakmayacağım.
Первое, я ничего больше не отдам на откуп случаю.
Hepimiz kaçamadık, kardeşlerimizi orada bırakmayacağım.
Бежать удалось не всем, и я не брошу наших братьев.
Senin ne yapacağın umrumda değil ama ben mücadeleyi bırakmayacağım.
Вы делайте, как знаете, а я сдаваться не собираюсь.
- Bırakmayacağım, söz veriyorum. - Tamam. Adam.
Не подведу, обещаю.
Benim olanı alıp bırakmayacağım
Я пользуюсь тем, что принадлежит мне И не отдам
Seni bununla bırakmayacağım Her şeyi alıyoruz
¶ Not gonna leave with just this We takin'everything ¶
Seni bırakmayacağım, Diggs.
Останови Китти! Я тебя не покину, Диггс.
Seni bir daha bırakmayacağım.
Я никогда не оставлю тебя снова.
Onu orada asılı olarak bırakmayacağım.
- я не оставлю еЄ так висеть.
Yaptığım şeyi bırakmayacağım.
Я не перестану писать.
Bir daha da asla bırakmayacağım.
И никогда не выпущу из рук.
Öyleyse, bu beni stüdyoya bırakmayacağın anlamına mı geliyor?
Итак, это значит, что ты не подвезёшь меня до студии?
Pekala, işin peşini bırakmayacağım.
Хорошо.
Young Ji, seni bir daha yalnız bırakmayacağım.
Ён Чжи.
Beni bırakmayacağına söz verirsen, ne istersen yaparım.
Я исполню твоё желание, если только ты останешься со мной.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60
bırak gitsinler 68
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60
bırak gitsinler 68