English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Daha fazlası değil

Daha fazlası değil translate Russian

250 parallel translation
Daha fazlası değil.
Я бы не стал его переоценивать
- Daha fazlası değil.
- Ќе больше.
Buda'nın tüm öğrettiği budur. Daha fazlası değil.
Этому учит Гаутама Будда, и ничему другому!
Daha fazlası değil.
Не больше.
Federasyon ile olan ilişkilerimize verdiğimiz değerden daha fazlası değil.
Не меньше, чем мы ценим отношения с нашим соседом - Федерацией.
Daha fazlası değil.
Ни больше и ни меньше.
- Daha fazlası değil.
- Не на много.
Daha fazlası değil.
Ничего более.
Ve burada arzular vardı, ama asla geminin pruvası ile kıçı... arasına sığabileceğinden daha fazlası değil.
И были желания. Но только между кормой и носом.
Bu bir astronomik araştırma, daha fazlası değil.
Это астрономическое исследование, ничего больше.
Bu bir keşif görevi, daha fazlası değil.
Это разведывательное задание, ничего больше.
İşçiliğin mucizesi, daha fazlası değil.
Искусней я досель не видел ничего.
Daha fazlası değil.
Поверь.
SS bile. General dedikleri, bir grup sadakatsiz ödlekten daha fazlası değil.
Все наши генералы - кучка презренных и трусливых предателей!
Daha fazlası değil.
Ни больше, ни меньше.
Yalnızca Tanrı rolündeydi, daha fazlası değil.
Она была здесь часовым, не более.
Sadece şüpheleniyorlar, daha fazlası değil.
Это всего лишь подозрение.
İnsanoğluyla kurtçuklar arasındaki mücadeleden daha fazlası değil bu.
... ведь не могут же люди воевать с червяками.
Ama daha fazlasını değil.
Но вам этого мало!
Hatta daha fazlası! Bu bir skandal değil, zafer olacak.Uzmanlar gelsinler bakalım! X-ray cihazlarını, mikroskoplarını, ve hatta isterlerse nükleer silahlarını da getirsinler.
Нет, не будет никакого скандала, будет триумф, пусть они хоть толпой привалят эти эксперты и принесут свои лучи, микроскопы, рентгены и в придачу ядерную установку.
- Bu sadece bir şarkı değil.Daha fazlası.
Это не просто песни. Это одно большое целое!
Önemli değil. onun hakkında dünden daha fazlasını biliyoruz.
Неважно. Мы установили его личность. Это гораздо больше того, что мы знали до этой ночи.
Daha fazlası yok değil mi?
Но не больше этого?
- Çok daha fazlası geliyor, değil mi?
- Они ввозят ещё больше, не так ли?
ama 100,000 $ yeterli değil daha fazlasına ihtiyacım var neden kumar oynamıyorsun?
Но 100 000 долларов просто не хватит. Нужно больше. Почему бы тебе не сходить в казино?
Ama daha fazlası olmalı. Biz profesyoneliz, değil mi?
Ќо нам ведь надо больше. ¬ едь мы же профессионалы, так?
Komutan, biz sadece bize söyleneni yaparız, daha fazlasını değil.
Коммандер, мы делаем только то, что нам говорят, не больше.
Ancak kanıtlar, kazanın sebebini havada bir çarpışmaya ya da ıskalanan bir atışa bağlayan Hava Kuvvetleri'nin iddiasından daha fazlasını destekler nitelikte değil.
Но доказательства не оставляют нам ничего иного, как подтвердить версию ВВС о том, что причиной катастрофы стало либо очень опасное сближение двух самолётов, либо их непосредственное столкновение в воздухе.
Komediler, kulaklardan akan meniler gösteriyor. Sanırım herkesi üzen, bu kulüplerin toplumun seviyesini düşürmeleri değil, daha fazlası.
Что нас огорчает, так это не то, что эти клубы не отражают наших стандартов а то, что, возможно, так и есть.
Yapma, daha fazlası var, değil mi?
Hо вeдь это нe всe, правда?
Peki, aşk değil, çok daha fazlası. Özgürlük, bilirsin...
Ну, не то чтобы любовь, скорее... свободу...
Arkadaştan daha fazlasıydık, değil mi?
Мы были больше чем друзья, не так ли?
Daha fazlasını bilmek isterdin değil mi?
Хочешь побольше узнать о ней?
Yüzüne sadece bir kez bakmak yeterli değil. Daha fazlası lazım.
Хочу лучше запомнить твоё лицо, а то, боюсь забуду.
Bay Nesbitt daha fazlasını sizden isteyemez artık, değil mi?
М-р Несбитт не может требовать большего.
Eminim daha fazlasını da görmek istersin, değil mi?
Готова поспорить тебе хотелось увидеть побольше, правда?
Daha fazlası umurumda değil.
Мне вcе равно.
Burnum'Fena Değil'den daha fazlası olduğunu söylüyor.
Мой нос говорит мне, что это было лучше, чем "неплохо".
Bu O'Neill'a savaşma şansı verir, daha fazlasını değil.
Это даст O'Нилу шанс для борьбы, ничего больше.
- Daha fazlasını değil.
- Больше - нет.
Bize daha fazlası lazım, Jack. Yemek için olmadığı sürece, lazım değil.
- На еду этого хватит, а на другое выкраивай время сам.
Daha fazlası olmalı. Bu sadece annem için değil.
Должно быть что-то ещё, это не только ради мамы.
Beni eve getirmek için sağlığını feda ettiğini sanıyordum ama daha fazlası var değil mi?
И все это время, я думал, что ты пожертвовал своим здоровьем, чтобы привести меня домой, но это ещё не всё, не так ли?
Daha fazlasını yapmalıydım ama bu da bir şey, değil mi?
Мне стоило бы и раньше уделять ей внимание, но теперь я хочу сделать для неё хотя бы это.
Oraya polisle gitmelisin. Daha fazlasını yapabilirler, değil mi?
Они могут хотя бы выделить тебе человека?
Daha fazlasını değil.
- Ваше общество, и не более.
Bu sıradan bir mesele değil ve sizin sıradan ilginizden daha fazlasını gerekli kılıyor.
Это необычная ситуация и требует более, чем вашего обычного внимания.
Plaj ve güneş değil sadece Fazlası Herkes çalışır tüm gün daha iyi bir gelecek diye
Жизнь коротка, и тратить время на Кубе национальное хобби.
Değil, daha fazlasını anlatamam.
Нет, не в этом дело. Я не могу тебе сказать больше.
Çok daha fazlası var, değil mi?
Что-то много их, да?
Sadece bir çarpışmayı kazandık, daha fazlasını değil.
Мы выиграли сражение, Тилк, и только.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]