English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Her şeyden önce

Her şeyden önce translate Russian

782 parallel translation
Her şeyden önce yargıcın annesinin en çok değer verdiği şeyi bulmalısın.
что мать Магистрата ценит больше всего.
Her şeyden önce gerçek işim bu.
В конце концов, это моя работа.
Her şeyden önce onunla evliyim.
Ну, в конце концов, я женат на ней.
Her şeyden önce bu benim içinde geçerli.
Ведь и я оказалась во всем этом.
Sana izin veremem - Her şeyden önce o bir insanoğlu!
Я не могу допустить, чтобы вы экспериментировали. В конце концов, он живой человек.
Her şeyden önce, biz doktorlar insanlar üzerinde deney yapamayız.
Мы врачи не имеем права ставить опыты на людях.
Her şeyden önce şefkat.
Милосердие прежде всего.
Eğer benim doğru kişi olduğumu düşünmüyorsanız hayal kırıklığına uğrayacağım, ama tabii dava her şeyden önce gelir.
Что ж, обидно, если я не подхожу, но интересы дела важнее.
Her şeyden önce senin arkadaşın.
Bы вeдь c ним дpyзья. He мoгу.
Bazen düşünüyordum da T.C. haklı galiba. O bir para avcısı. Para onun için her şeyden önce gelir.
Порой я думаю, что Т.С. прав он толстосум - и деньги для него превыше всего.
Her şeyden önce konuşma!
Посиди молча.
Her şeyden önce, seni tanımıyorlarsa kalmana izin vermezler.
Туда не пустят, пока не выяснят, кто ты.
Her şeyden önce saygınlığını korumak zorunda.
Для хозяина... репутация важнее всего.
Her şeyden önce bir gelirim olmalıydı.
Для начала мне пришлось бы найти способ зарабатывать на жизнь.
Her şeyden önce Ned var.
Ещё и Нед, в довершение всего.
Her şeyden önce, o eve gelmiştir. Ayrıca, beni hiç ilgilendirmiyor.
Во-первых, она вернулась, во-вторых, я не желаю этого знать, и, в-третьих, тебя это не касается.
Her şeyden önce biz onunla evlenmesine asla izin vermemeli idik.
Нам сразу стоило отговорить его от свадьбы.
Ama o, her şeyden önce iskelenin ucundaki kadını aramaya koyuldu.
Но первое что он увидел было женское лицо на краю смотровой площадки.
Ama aşk her şeyden önce gelir. Bunu herkesten çok iyi bilirim. Ben kibar bir insanım.
Поверьте мне, ваша светлость, я деловой человек и люблю говорить на чистоту.
kendi tarihini yeniden başlayan bir ülke her şeyden önce insanlara babalarının mütevaziliğini ve masumiyetini veriyor.
с его крестьянским таинственным лицом? Нация вновь начинает свою историю, в первую очередь, возвращая своему народу,
Bak, her şeyden önce, öldürülmek istemiyorum.
Послушай, во-первых : я не хочу быть убитым.
Tüm iyiliklerin temeli, ruhunu kontrol altında tutmak, alçakgönüllü olmak, dindarlık ve namus her şeyden önce gelir. Sakın unutma!
Ибо основа всякого блага в обуздании души и смирении, и набожности, и невинности, и терпеливости, и стыдливости.
Ama her şeyden önce bu bir hükümet projesi.
Но, прежде всего, это правительственный проект.
- Kariyerimiz her şeyden önce gelir.
- Я серьезно. - Тогда в Париж!
Gemiye olan sorumluluğum her şeyden önce gelir.
Мой первый долг - это корабль.
Her şeyden önce, mantıksızsınız.
В конце концов, вы иррациональны.
Her şeyden önce, korkmayın.
Но самое главное - не бойтесь.
Ve, her şeyden önce, adaleti.
Но прежде всего, справедливость.
Her şeyden önce, ölü bir hayvanın derisini kullanmak günahtır.
Во-первых, грешно использовать шкуру мертвого животного.
İleriki günlerde bir plan yaparsanız her şeyden önce... ağzınızı...
Может вы придумаете что-нибудь за это время, но главное, будьте...
Ben her şeyden önce ayçiçeğine dönüşmek isterim.
Больше всего я хочу превратиться в подсолнух.
Her şeyden önce biz bir aileyiz ve bizim yalnız kalacağımız bir yerimiz olmalı, öyle değil mi?
Мы, ведь, всё-таки семья... и, нам нужно место... где никто не мешает. Харри останется здесь сколько захочет.
Her şeyden önce, sadistlerdir.
Конечно, они садисты.
Her şeyden önce, bugün benim doğumgünüm.
В конце концов, у меня день рождения.
Her şeyden önce ben bir dahiyim.
В конце концов я гений.
Her şeyden önce, erkek olan o.
Мужчина все-таки.
Her şeyden önce, arkaya bakmayın.
Во-первых : не оборачиваться!
Her şeyden önce saygı lazım.
Но главное - уважать любимого человека.
Her şeyden önce, babası yaşlı bir adam.
Папа уже практически старик.
Hayatın yeterli. Her şeyden önce, senin gibi iğrenç bir kurbağanın bize yardım edecek gücü olduğunu nereden bilelim?
Откуда нам вообще знать, достаточно ли ты силен, чтобы нам помочь?
Her şeyden önce, kendi yaşıtlarımla olmalıyım.
Ну, во-первых, это быть со своими ровесниками.
Her şeyden önce sana teşekkür etmeliyim. Ben Pejiteden Asbel.
Сначала дай сказать спасибо.
Her şeyden önce, grev kırıcıları işin içine soktun.
Что вы сделали? Затем послали туда полицейских... чтобы защищать их. Сначала пустили штрейкбрехеров.
Géricault var. Ve her şeyden önce Caravaggio.
Есть Жерико... и в первую очередь Караваджо
Her şeyden önce, senin amcanım.
Я же твой дядя.
Her şeyden önce, yedi tane güvenilir samuray bulmak o kadar kolay değil.
Во-первых, трудно найти столько надежных самураев.
Burada çok fazla şey var, ama... her şeyden öte, daha önce görmediğim şeyler.
Здесь, ну... Так много вещей, но... прежде всего, это совершенно неожиданно.
Ve her şeyden önce, dört numaralı çift... çok popüler olan Martin Charles... ve güzel partneri Barbara. Ve Barbara'nın giydiği, o muhteşem elbise Bana on yedi metre tül olduğunu, söyledi bu, Barbara ve annesinin kombine bir çabası.
( телевизор )
Daha önce yapılmış her şeyden çok daha gelişkin bir sistem. Kendisini besleyen verileri ve bilgileri yorumlama yeteneğine sahip. Sadece ve sadece bu yalın gerçekleri temel alarak bize karşı bir saldırının eli kulağında olup olmadığına karar verebilir.
— ама € совершенна € из всех когда-либо созданных, способна € анализировать информацию, и основыва € сь на фактах, принимать решение об атаке.
Sinif ne kadar güçlü olursa, var olmadigini o kadar sik iddia eder ve gücü, her seyden önce bu iddiayi kuvvetlendirmek için kullanilir.
чем она сильнее, тем настойчивее она утверждает, будто её не существует, вся сила её служит, прежде всего, утверждению этого небытия.
Her şeyden önce, babam var.
Этот разговор сейчас неуместен. Прежде всего разберёмся с отцом.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]