English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Hiç değil

Hiç değil translate Russian

16,757 parallel translation
- Hiç onun yapacağı bir şey değil.
- Это на него непохоже.
Hiç endişeli değil gibisin.
Похоже, ты ни капельки не волнуешься.
Sanırım kremalarının kalmadığını söylemek için hiç doğru bir zaman değil.
Возможно это не лучшее время упоминать что закончились сливки - Мне жаль.
- Hiç gerekmezdi Bay Beeman. Hiç mühim değil.
Вам не обязательно это делать, мистер Биман.
"... kesin sinsi herifin teki " diyorlar ama öyle değil hiç de bile.
Он, наверное, какой-то скользкий тип. " Но это не так... Вообще.
Böyle yaşamak hiç kolay değil.
Это был нелёгкий подход к жизни.
Ama şu anda hiç zamanı değil.
Но сейчас не время.
- Hiç zamanı değil.
- Ты не вовремя.
- Hiç de değil.
Чёрта с два!
- Hiç iyi değil.
- Да уж.
Bana böyle yalvarman hiç adil değil çünkü sana borçlu olduğumu biliyorsun.
С твоей стороны нечестно так меня умолять, потому что я тебе должна.
Karşılarında da biz varız. Bu hiç iyi değil.
А по другую сторону мы, что не так уж круто.
Bu hiç iyi değil.
Это плохо.
Bütün yumurtayı sen aldın. Hiç adil değil!
чтобы желток достался одному!
Hayır yani... Tek bir kasede yemek yiyen adamlar kendilerine nasıl doktor diyebiliyorlar? Hiç hijyenik değil.
гигиена для нас на первом месте.
İşler hiç de fena değil. Sadece sıcak su yok...
но горячей воды нет...
- Tamam. Elbette. Hiç sorun değil.
без вопросов.
Sırf Kuzeye geri gönderilmeyi istemek için mi buraya kadar geldin? Hiç mantıklı değil.
что ли?
Hiç de imkansız değil.
- Не исключено.
Gürültü yapma hiç sorun değil. "
Шум никому не помешает ". А дело не только в том, чтобы закладную выплатить.
Bana göre hiç de iyi bir fikir değil.
Идиотская мысль, как по мне.
Aslında hiç umurumda değil çünkü seninle işimiz bitti.
Вообще-то, мне без разницы, потому что мы закончили.
Hiç de etik değil.
Все это в высшей степени неэтично.
Tabii. Hiç sorun değil.
Да, нормально всё.
Hiç sorun değil ki.
Ништяк просто. Я сейчас...
Ya bu hiç bana göre değil.
Так, знаешь что? Это не для меня.
- Aslında hiç işe yarar değiller, değil mi?
Все равно от них никакого толку.
Hiç unutmayacaksınız değil mi?
- Может, забудем?
Eğer gerçek kral onların yanındaysa bu hiç de iyi değil.
Если на ее стороне истинный король, то плохо дело.
O gün hiç gelmeyecek, değil mi?
Он никогда не наступит, да?
- Bu hiç adil değil.
- Это очень несправедливо.
- Hiç önemli değil.
Пустяки.
Hiç mantıklı değil.
В этом нет никакого смысла.
Hiç mantıklı değil.
Это бессмысленно.
Tavuk çorbasını hiç getirmedin değil mi?
Я никогда не получу куриную лапшу, не так ли?
Ama bunlar hiç ilgini çekmiyor, değil mi Barry?
Но тебе это совершенно не интересно, не так ли, Барри? Что за...
- Hiç de değil. - Çok özür dilerim.
- Я.. мне очень жаль
- Bu yaptığınız hiç hoş değil..
– Эй, ребята, это как-то нехорошо.
Bu hiç adil değil.
Это нечестно.
- Hayır, hiç de değil.
Нет, совсем нет.
Burası hiç senlik değil.
Здесь уже не пообщаешься с глазу на глаз.
Hiç bir şey değil mi, El?
Ничего. Всё хорошо, да, Эл?
Tamam, bu hiç hoş değil.
Это было грубо.
Hiç annemden konuşmadık, değil mi?
Мы никогда не говорили о моей матери, так?
Hiç iyi fikir değil, bu şekilde bir görüşme yapmanızı katiyetle...
Плохая идея. Я категорически возражаю против любых контактов...
Hiç pes etmiyorsun, değil mi?
А ты не сдаешься, да?
- Bu, hiç iyi bir fikir değil.
Нет, нет, это плохая идея.
Hiç hayra alamet değil.
Это не сулит ничего хорошего.
Hiç hayal kırıklığına uğratmıyor değil mi?
Он никогда не разочаровывает, не так ли?
Askerliğini Kandahar'da yapmış birine göre hiç fena değil.
Неплохо для парня, который служил в Кандагаре.
Bu hiç mantıklı değil.
В этом нет никакого грёбаного смысла.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]