Onları istemiyorum translate Russian
397 parallel translation
- Oh, onları istemiyorum, baba.
- Они мне больше не нужны, пап.
Şey... ben... ben onları istemiyorum.
Я их оставляю.
Onları istemiyorum ama varlar.
Oни мне не нужны, но они есть
Basie, onları istemiyorum.
Бэзи, не надо. Я не хочу их.
- Onları istemiyorum.
- Я не хочу их.
Sende kalsınlar, çünkü ben onları istemiyorum, ve seni de istemiyorum.
Они мне не нужны... и ты не нужен.
- Onları istemiyorum artık.
- Они мне больше не нужны.
- Onları istemiyorum.
- Я не хочу их брать.
Hanedanlığımda onları istemiyorum.
Они не нужны мне в моем Доме.
Onları bir daha görmek istemiyorum, beni duydun mu?
Не хочу их больше видеть, слышишь?
Onları burada istemiyorum.
Ничего тут нет хорошего. Я не желаю их тут видеть.
Onları bu üzgün suratla mı karşılayacaksın? Hiç kimseyi görmek istemiyorum.
Вы собираетесь их приветствовать с таким унылым лицом?
Gereksiz sesler istemiyorum, onları seçebilmeyi istiyorum...
Я не хотела бы слушать бесполезные звуки. Я хотела бы иметь возможность выбирать их в течение дня.
- İstemiyorum. Onları yakalayamadım.
Ну, ложечку... ложечку...
Onları tanımıyorum. Tanımak da istemiyorum. Haydi git sen!
Я их не знаю, и знать не хочу!
Onları asla bir daha görmek istemiyorum!
И чтобы я их больше не видела!
Tekrar denemelerini istemiyorum, o yüzden önce ben onları bulmalıyım.
Чтобы этого не повторилось,.. надо их найти до того, как они доберутся до меня.
Onları kaybetmek istemiyorum.
Так точно, сэр.
Onları burada istemiyorum, ama onları red edecek yetkim yok.
Кирк, я им тоже не рад, но у меня нет полномочий отказать.
Onları görmek istemiyorum.
Не хочу их видеть, переоденусь.
Onları görmek istemiyorum. Bu yüzden ikisi için bir fiyat vereceğim, fiyatı 150 milyon.
Именно поэтому я и продаю их вместе с Модильяни за 150 миллионов.
Onların yanındayken, barış istemiyorum.
Мы обманываем себя. Капитан, когда я рядом с ними, я не хочу мира.
Onların ölmesini istemiyorum.
Не надо, чтобы умер,..
Onları üzmek istemiyorum.
- А если они начнут плакать? - Наверняка.
Onları gösterip, ne ateşli olduğumu söylemeni istemiyorum.
Не хочу, чтобы ты их всем показывал и хвастался, какая я страстная!
Onları da topla. Burada bırakmak istemiyorum.
Возьми их, не хочу, чтобы они оставались здесь.
Neden seçmemiz gerektiğini bilmiyorum, onlar çok iddialılar. Seçtim fakat yapmak istemiyorum.
Они требуют от меня выбора, я выбираю, но я не хочу этого делать.
Onları burada görmek istemiyorum.
Кто это писал?
Onları görmek istemiyorum.
- Люди. Я не хочу их видеть.
- Onları hissetmek istemiyorum. - Sybil nerede?
- Я не хочу их чувствовать.
- Onları tekrar görmek istemiyorum.
- Чтобы они здесь больше не появлялись.
Sadece bu baş belasını yaptılar... ki bu bana karşı değildi, çünkü insanların benim taslaklarıma ulaşmalarını istemiyorum, yani bende onların üzerine gitmeyeceğim.
Делают это просто что бы заебошить чей-то кусок... Я против этого, потому что не хотел бы, чтобы кроссили мои куски. Я против них.
Rabbim! Onlar gibi olmak istemiyorum.
Боже, я не хочу становиться таким, как они.
Bu kumlarla kaplı çölde sonsuz bir arayış içinde gezerek onların kaderini paylaşmak istemiyorum.
Я не хочу разделять их участь, бесконечные скитания в этой песчанной пустыне.
Rabbim! Onlar gibi olmak istemiyorum.
Боже, я не хочу становиться таким, как они!
Onlar benden zorla çıkacak olsalar bile ben buna izin vermek istemiyorum.
Силой они вырвут из меня то, что я не решаюсь дать.
Eğer buradaysalar onları korkutmak istemiyorum.
Если они здесь, я не хочу их спугнуть!
Diz çökmüş insanlara hükmetmek, yalanla ve hileyle onların ruhlarını kirletmek, yabancılara boyun eğmeye zorlamak istemiyorum.
Я не хочу править людьми стоящими на коленях, упавших духом, ложью и обманом, заставляя их подчиняться иноземцам.
Onların biz oraya varmadan, yıpranmalarını istemiyorum.
Я не хочу, чтобы они вымотались до того как мы пересечём реку Паудер. Готов, Гас?
Onların yakınında olmak istemiyorum.
Мне не нравится тут находиться.
Mollie, bu manyağı çocukların yanında istemiyorum. - Onların dayısı.
Молли, я не желаю видеть с детьми этого маньяка.
Bu gece onları orada istemiyorum.
Я не хочу чтобы они приходили сегодня.
Onları öğrenmek istemiyorum.
У меня от одной мысли зевота. Нудятина.
Onlar hakkındaki sorulara cevap vermem Hatta bu güzel bir kadın bile olsa. Pekala Bu işi daha fazla uzatmak istemiyorum.
И если бы я начал отвечать на все расспросы про них, даже такой привлекательной женщине, я бы не задержался в бизнесе достаточно долго.
Onları artık istemiyorum.
Они мне нужны.
Onların hiçbiriyle aynı tarafta olmak istemiyorum.
Стать на сторону? - Да. - Я не хочу быть ни на одной стороне.
Onları da görmek istemiyorum artık.
Я не хочу видеть всех их...
Daha başlamadan onları yormak istemiyorum.
Не хочу вымотать их прежде, чем начнём снимать.
Onları fark ettiğimizi bilmelerini istemiyorum.
Потому как я не хочу, чтобы они знали, что мы следим за ними.
Bir ailem var. Onları bırakmak istemiyorum.
- У меня есть семья.
Onları öldürmek istemiyorum.
Мне не хочется их убивать.
istemiyorum 1125
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114