Sadece bir adam translate Russian
1,155 parallel translation
Ve burası sadece bir adam.
А вот и мой мужчина.
O sadece bir adam. Bir vampir avcısı.
Он просто человек, охотник на вампиров.
Bu sadece bir adamın fikri.
Это просто мнение одного человека.
Onu sadece bir adam için kullanacak.
Хранит для конкретного человека.
Sadece sizi mutlu etmek için kanını satan bir adam.
Человек, который готов продать всю свою кровь, чтобы просто сделать Вас счастливой.
Ben sadece adamın bir fotoğrafını çekip buradan çekip gitmek istiyorum. Neden şurada sessizce oturmuyorsun?
Я просто хочу дождаться парня сфотографировать его и убраться отсюда так что давай посидим и немного помолчим.
Görünüşe göre Mac rolünü oynayabilecek bir milyon adam varmış ama sadece bir robot var.
На свете миллион парней, которые могут сыграть Мака и только один робот.
Sadece çaresiz bir adam takma isme ihtiyaç duyar.
Ему позарез нужно придумать кличку.
Sadece bir et yarası adamım.
Это всего лишь плотская рана.
O aslında bizim büyük inatçı adamımız değil O Sadece bir ana kuzusu.
Похоже на то, что наш громила, великий злодей,.. ... не больше чем маменькин сынок, писающий в кровать.
Bir adam öldüğünde sadece bir soru sorarlarmış : "Tutkusu var mıydı?"
После смерти человека они задавали один вопрос : была ли у него страсть.
Hadi adamım rahatla sadece bir kuş.
- Эй, эй... Это всего лишь птица.
- Siz sadece bir iş adamısınız.
- Ты простой бизнесмен.
Karşında, aşkı sadece rüyalarında görebilen bir adam var.
Есть одно имя, которое означает для меня жизнь и любовь,..
Sadece başka bir adamım, etrafta dolanan, Ufak bir eğlence arayan, ve her şey için duramam.
Я просто ещё один парень, который ездит вокруг немного развлекается, и я не могу останавливаться по любому поводу.
Adam yenilmez ama sadece bir süreliğine, sonra ölüyor.
Парень неукротим, но это только на некоторое время, потом он умрет.
Sadece hasta bir adamı evine götürüyoruz.
Дело во мне или гравмтация великовата?
- Baba. Söylediğim sadece şu, ben sıradan bir adamım.
Просто говорю, что я обычный парень.
Sadece kısa bir sahnemiz var. Richard ile sen varsınız sadece. Adam profesyonel.
У тебя одна короткая сцена, только ты и Ричард, а он - профи.
Artık dünyayı kurtaran adam yok, sadece hoş bir havuz ve içinde olmayan can sıkıcı balıklar.
Спасать мир больше не нужно. Только хорошее озерцо без противной рыбы.
Ben teneke kutu dolu bir alışveriş arabası olan yaşlı ve deli bir adamım sadece.
Я просто сумасшедший старик с заполненной хламом магазинной тележкой.
Adam başı sadece bir yudum.
Только по одному глотку
Parayla adam öldürme sadece bir ayrıntı, ve sadece 5 yıl.
Если вы признаете себя виновным в непреднамеренном убийстве, вам дадут всего лишь 5 лет.
Sadece valizleri taşıyan adam olduğumu biliyorum ama bana göre bu grupta herkesin önemli bir rolü var.
Моё дело маленькое, но я думаю,... что каждый из нас играет важную роль в команде.
Bir tek, bu adam hariç. Sadece, raporlu bir deliydi.
Кроме него... только у него с головой было не всё в порядке.
O sadece bir köpek adamım.
Это же собака.
Yani, gerçekten de - - sadece bir grup zeki adam var, ve sorunları onlara götürürler ve onlar da çözmeye çalışırlar, değil mi?
В смысле, на самом деле, это кучка сообразительных ребят, которые ищут проблемы и пытаются их решить, так?
Şeytan sadece bir planı olan tek bir adam ama kötülük, gerçek kötülük bugün burada olan adamların işbirliği.
Что дьявол - только один человек с планом,... но зло, настоящее зло, это сотрудничество людей... которых мы видим здесь сегодня.
Tanrı aşkına, ben sadece bir iş adamıyım
Я всего на всего бизнесмен.
Onu sadece kahramanca savaşırken ölen bir savaşçı olarak değil üstün başarı elde etmek için yaşayan bir adam olarak hatırlayalım.
ас том хулоласте ови ломо сам емам покелистг поу пехаме гяыийа стг лавг, акка сам емам амтяа поу ефгсе стгм амафгтгсг тгс текеиотгтас.
Sadece, tavanda sallanan bir adamın görüntüsü var kafamda.
Просто у меня в голове картинка какого-то парня, висящего по потолком
Görüşme bitti, içerdeki gerçek Chandler Bing'di, bu ise sadece koridordaki çılgın bir adam!
Там был настоящий Чендлер Бинг. А сейчас это был какой-то псих.
Sadece El Paso'da biri var. Bir adam karısını öldürmüş, cesedini kiliseye bırakmış.
Только частично, в Эль-Пасо, мужчина убил свою жену и оставил её тело в церкви.
Diğer 55 yaşındaki adamlar gibi, sadece gözü açılması gereken 55 yaşındaki bir adam.
Он пятидесятипятилетний мужчина-натурал с представлениями пятидесятипятилетнего мужчины-натурала, которому нужно открыть глаза.
Sadece işin içinde bir adam vardı diyelim.
И без мужчины не обошлось.
Ben sadece yaşlı bir adamım.
Я просто старый человек.
Hayır, ben sadece planı olan bir adamım.
Нет, приятель, я просто ниггер, у которого есть план, только и того.
Ben sadece adı temiz olan bir adamım.
Я тут только для вида, чистое имя для Совета по контролю за оборотом спиртных напитков.
Evet, sanırım ben sadece çılgın, yaşlı bir adamım.
Да, думаю я просто сумасшедший старик.
Düzinelerce servet kazandım ve kaybettim, pek çok adam öldürdüm ve sadece bir kadını sevdim öyle bir tutku ile ki senin gibi bir sinek bunu asla anlamaya başlayamaz.
которых до меня не видел ни один белый человек. Я много сражался, убивал людей! Я страстно любил женщину.
Benim için sadece ayağıma dolanan başka bir adam!
Один просто с ума сходил от меня!
İmkansızı başarmak için bir adam sadece umutsuzluğun olduğu yere umut götürmek için
Одного человека, который сделает невозможное, одного человека, который принесет надежду туда, где царила безнадежность.
Bu kasabada sadece bir tane iyi adam vardı... o da şimdi gidiyor.
В этом городе лишь один хороший парень... и, ну, он уезжает.
balina şarkılarını unuttun dinle, dostum, ben sadece bir kere okyanusa gittim ve benim balina görmeye en fazla yaklaştığım an, uyuşturucu satan şişman bir adamı görmemdi iyi, yalama 2 : hala sakız yok?
Ты забыл песни китов? Слушай, чувак, я был у океана только раз, и из всего того, что я видел, больше всего на кита был похож, какой-то толстяк толкающий наркоту. Хорошо, лизок второй : все еще нет жвачки?
Sadece kendisi disinda her seye inancini kaybetmis bir adam oldugunu düsünüyorum.
Просто человеком, утратившим веру во всё, кроме себя.
Sadece gitar eşliğinde yürekten söyleyen bir adamım.
Просто парень с гитарой пропел свою душу.
Bu sadece, yaşlı bir adamın bir hatası.
Это всего лишь одна ошибка одного человека.
- Evet, o benim.Barış için sadece bir adam.
Да, это я.
Buradaydım, Üstad. Bendim bunların fâili. Bir adam, sadece yaptığı işle hatırlanır.
Я был здесь, я был здесь, маэстро, я сделал это, а человека помнят за его поступки.
Sadece ölü bir adam bu.
Это просто мертвец.
Beni bağışlayın ama 28 yıldır bekleyen bir adamı dinlemek için sadece üç dakikanızı ayırmanızın usule aykırı olacağını sanmıyorum.
Но, простите, разве не следовало бы уделить три минуты человеку, который прождал 28 лет.
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169