English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ T ] / Tamam değil

Tamam değil translate Russian

4,122 parallel translation
Tamam, burası benim evim, bir işyeri değil.
Это мой дом, не место для бизнеса.
Tamam, dur sadece açıklığa kavuşturmak istiyorum, seks yapmayacağız, değil mi?
Подождите, для ясности. у нас не будет секса, да?
- Tamam, New York'taki kadar değil de...
Да, это не Нью-Йорк, но...
Tamam, Boomer Esiason kadar ünlü değil yine de.
Но, не такой знаменитый, как Бумер Эсисон.
Bu elveda değil. Sadece bir ara. Tamam mı?
Это не расставание, это всего лишь перерыв хорошо?
- Sorun değil seni kasabaya götürebilirim. - Tamam.
Ничего, я могу подвезти тебя до города.
"tamam sorun değil"...
Всё нормально. "
- Erişemez. - Tamam, sizler FBI ve Dışişleri Bakanlığı'na danışmanlık veriyorsunuz, değil mi?
- Верно, таким образом, вы предоставляете консультантов для ФБР и Государственного Департамента, верно?
- Tamam zamanında, değil mi Binbaşı?
Как раз вовремя, майор?
Eğer durduramazlarsa, o zaman tamamıyla yeni bir oyuna başlarız, değil mi?
Если он не может быть остановлен, хорошо, это совершенно новая игра, не так ли?
- Evet, tamam. - Yanlış olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Ну ладно, ладно.
Tamam, sorun değil.
Да всё хорошо.
Tamam belki o kadar da eğlenceli değil ama orada oturup dinleyebilirsiniz aynı bizim yaptığımız gibi.
Ладно, это не очень-то и смешно, но вы все равно будете сидеть и слушать, потому что мы слушали.
Ediyorsun, sorun değil. Tamamıyla taklit bir şey.
Это так, все нормально, он тебе совершенно не подходит.
- Tamam, bir şey değil.
Да. Спасибо тебе.
Tamam, bir kız için hiç fena değil.
Хорошо. Неплохо для девушки.
T.C. sadece eski erkek arkadaşım değil, tamam mı?
ТиСи - не просто какой-то бывший, понимаешь?
Bu tartışmaya açık bir konu değil, tamam mı?
Это не обсуждается, хорошо?
- Tamam, sorun değil.
Так, хорошо.
Tamam canavar yeteneklerim olmayabilir ama benim de bir yeteneğim var, öyle değil mi?
Ладно, слушай, может, у меня нет твоего чутья, но у меня есть логика и здравый смысл.
Tamam ama cuma akşamı bir sıkıntı yok, değil mi?
Ладно. Но уговор насчёт пятницы ещё в силе, так?
Tamam, ama yine de bugünlük ücretimi alacağım değil mi?
Но мне же все равно заплатят за сегодняшний день, да?
- Sorun bebek arabası değil, tamam mı?
- Дело не только в коляске.
Ve sonra sanki ben "Tamam... elbette. Sorun değil." diyecekmişim gibi seni tutuklattığı için özür diledi.
А затем он извинился за твоё похищение... будто ждал от меня :
Tamam, göründüğü gibi değil.
Это не то, как всё выглядит.
Tamam bu bir yarışma değil.
Так, это не соревнование.
Bu benim güçlü yanlarımdan biri değil, tamam mı?
Я в этом не сильна, понятно? Ты думай.
- Tamam, sorun değil.
Пусть курит.
- Tamam, bekleriz. Sorun değil.
Ну, ладно, ничего, мы подождём.
Elton John'du, tamam m ve kase değil bir vazoydu, ayrıca o orada bile değildi yahu.
Это был Элтон Джон, понятно? И ваза, а не миска. И вообще его там не было.
Tamam, ama bence o kadar esnek değil.
Хорошо, я... я не считаю что оно способно на такую гибкость.
Evet, bu, um, tam doğru değil ama, harika bir başlangıç, Şimdi yeni bir kağıt getireceğim, bir daha denersin, tamam mı?
Так, хорошо, это не совсем верно, но для начала отлично, так что я сейчас принесу чистый лист, и ты попробуешь еще разок, ладно?
Randevu degil, tamam mı?
Это не свидание, понятно?
Anne, Daniel Kerwin gibi değil tamam mı?
Мама, Дэниэл не такой как Кервин, ладно?
Sorun değil, tamam mı?
Это не проблема, ладно?
Tamam, içgüdü yeterli değil.
Да. Ладно. Этого мало.
- Tamam, sorun değil.
Ладно.
Tamam, hazırsın değil mi?
Хорошо, готовы, не так ли?
Hayır, tamam falan değil.
Нет, не ясно.
Bu isabetlilik ile alakalı değil evlat, tamam mı?
Мы говорим не о меткости.
Tamam, çay falan içebilirsin, değil mi?
Понятно. Ты можешь пить чай или вроде того.
Tamam, sorduğuna göre, senin bir oğlun var, değil mi?
Ладно, раз вы спросили, у вас ведь есть сын, да?
Tamam, galiba gerçekten yapıyoruz bunu, değil mi?
Похоже, у нас и впрямь идет разговор, да?
Tamam, sorun değil.
Я понимаю.
- Evet, sorun değil. Tamam.
эм, хорошо.
Artık umurumda değil, tamam mı?
Мне все равно, ясно?
Başıma ne gelirse gelsin, senin suçun değil, tamam mı?
Всё что произошло со мной - моя вина, хорошо?
- Dediklerinde ciddi değil, tamam mı?
Она не об этом говорила. Ясно? Она говорила об этом.
Tamam belki o öldürmedi, ama öldüğünü kimseye söylememek, muhtemelen dürüst bir adamın tanımı değil.
Хорошо, может быть он и не убивал ее, но то, что он никому не сказал о ее смерти лишает его звания "чертовски хорошего парня".
Tamam, Interpol o kadar kötü değil, ama düpedüz aptal.
Ясно, значит, Интерпол - не зло. Они просто глупые.
- Sorun değil, tamam.
- Вот и ладненько.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]