Ya bakın translate Russian
970 parallel translation
Gelecek sefer ine gittiğinizde eski kapıya bakın.
Слушай, зайди в вашу берлогу, посмотри на ту дверь.
Rastlantıya bakın, Bayan Van Hopper.
Какое совпадение, миссис Ван Хоппер! Я позвал вас, чтобы сообщить о моей помолвке.
Şu güzelim, uğurlu sayıya bakın.
Только посмотри на этот жирный, красивый номер.
- Evet, üzerindeki yazıya bakın.
Прочитайте гравировку.
Aşağıya bakın! Hadi, lütfen!
Внизу!
Pencereden dışarıya bakın.
Посмотрите в окно.
Açıya bakın, aşağı doğru.
Видите угол? Сверху вниз.
Her biriniz, sevimli gözlerine ve oradaki parıltıya bakın ;..
Если вы очистили свои души, милость Всевышнего отныне распространится и на вас.
- Kapıya bakın. - Kapının üstünde.
- Посмотрите на дверь.
Evlat, aşağıya bakın.
Посмотри вниз, сынок.
"kimseden duymamış ki'sanıyorsun'demeyi " Yorkshire'lıya bakın, daha beteri Cornwall'luya olun kulak misafiri
Взять Йоркшир или Корнуолл - я бы больше предпочел...
Yolun karşısındaki şu güzelim kitapçıya bakın.
Посмотрите на этот замечательный книжный магазин, находящийся всего лишь через дорогу.
Rozali, kapıya bakın lütfen.
Розали, откройте, пожалуйста.
- İnes, kapıya bakın lütfen.
Инэс, откройте.
... tamamen, güneş yamaçtan görünüp aşağıya bakınca, sıcak ve kuru düşmanın gözü gibi yutan bir pırıltıyla.
228 00 : 20 : 13,645 - - 00 : 20 : 16,136... смотрит вниз, горячее и сухое пожирая ярким светом как глаза врага.
Hep omzunuzdan bakınırsınız ya öyle.
Я постоянно.. понимаешь поглядываю через плечо
Siz dediniz ya, bakın utandım şimdi.
Когда вы призвали меня к совести, думаю, будет.
Harrison çiftliğini yeni satın aldı ve bir karı-koca bakıcıya ihtiyacı varmış.
Он только что купил ферму Харрисона, и ему нужны смотрители — человек с женой.
Bakın Bayan Kane, elimde bir gazete olsaydı ve bir politikacının davranışları hoşuma gitmeseydi, onunla mücadele ederdim. Ama çocukları ya da annesi onu gazetede mahkum kıyafetiyle fotoğrafını görsünler de istemezdim.
Если бы я владел газетой, то боролся бы доступными средствами, не давая карикатур, чтобы жена и дети увидели это.
Yarın saat 2'de Varşova'ya, tepeden bakıyor olacağım. Beni yerden 3000 metre yukarıya çıkartacak.
Завтра он покажет мне Варшаву с высоты 10 тысяч футов.
Bak, ya dün gece oradaydın ya da fotoğrafı orada olan birinden aldın.
Либо вы сами получили снимок прошлой ночью, либо получили снимок от кого-то, кто там был.
Bak, ya sen Alfred'i analiz etmeyi bırakırsın... ya da ben dosdoğru Bay Macy'e gider... ne kadar adi bir düzenbaz olduğunu anlatırım.
Пpeкpaтитe aнaлизиpoвaть Альфpeдa, инaчe я paccкaжу миcтepy Meйcи, чтo вы шapлaтaн.
Bak hayatım, yetimhane falan yakmadın ya!
Дорогой конгрессмен, вы же не спалили приют.
Bakın çocuklar, nereden geldiğiniz umurumda değil... New York, Philadelphia, Chicago ya da ay, hiç fark etmez.
Слушайте, парни, Мне все равно, откуда вы приехали, из Нью-Йорка, Филадельфии, Чикаго или с Луны.
- Bakın Bay Greer,... sınırdan da buradan da batıya gidebilirsiniz.
- Послушайте, мистер Грир. Вы могли бы повернуть на запад отсюда, а не на границе.
Bak, yarın Paris'teki son günüm. Amerika'ya dönüyorum.
Завтра мой последний день в Париже, я улетаю в Америку.
İlk olarak, lekelere insan kanının sebep olup olmadığına bakıldı. Sonra grup ya da türüne göre sınıflandırıldı.
Сначала определяют человеческая ли это кровь, потом группу крови или ее тип.
Babanın parası gerçekten konuşuyor. - Bak, seni Taormina'ya davet ediyorum.
Ты с папиными миллионами можешь так говорить.
Bir adam ya da adam gibi biri... camın arkasından bakıp birini arıyordu.
Человек, или кто-то еще, который глядел через окно, и искал кого-то.
Vefalı Ortega'dan, sadık keçi bakıcısına, vefakâr karıya herkes insanlıktan uzak bir adam kaçırıcısının elinde.
От лояльного Ортэги, к преданному коз, к верной жене, на милость жестокого похитителя. Все хорошо продумано. Меня никто не похищал.
Kaptan, o bakışı daha önce de gördüm ve bir an önce bir şey yapılmazsa, er ya da geç onu üzeceğim, beni rahat bırakmasını söyleyeceğim ve bu da şu an onun için hiç iyi olmaz.
Капитан, я уже видела такой взгляд. Если ничего не сделать, рано или поздно мне придется причинить ему боль. Пусть оставит меня в покое.
Bana bak piç kuruşu, ya talim yaparsın ya da beynini patlatırım.
Так, щенок, либо ты станешь в строй, либо я вышибу тебе мозги.
Bayan Mendoza'ya iyi bakın, olur mu?
Берегите миссис Мендосу.
Bakın çocuklar, sihirli halı dediysem, sihirli halıya bineceğiz.
Вот что, дети, если я сказал ковер-самолет, то будет ковер-самолет.
Güzel şehrimiz Marsilya'ya bir bakın. Doğu'ya açılan bir kapı.
Когда мы видим наш прекрасный город Марсель, ворота на восток, каждый день...
Bak, Şahin, ya sen de öyle olduğunun farkına varsaydın?
Хокай, а если бы ты понял, что ты такой.
Ya duvarın arkasında? Bak!
— За стеной?
Bakın dilerseniz kesinleştirmek için aşağıya inip kendim bakacağım ve endişeye gerek yok eminim.
Можете прийти убедиться сами, но я уверен что не о чем волноваться.
Var olan tek şey yürüyüşün ve bazen dalıp, bazen kayan güzelliğe, çirkinliğe, aşinaya, şaşırtıcıya yabancı kalan sadece etrafında, gözlerinde, tavanda, ayakucunda, gökyüzünde, kırık aynanda suda, taşta kalabalıklar arasında sürekli belirip kaybolan şekil ve ışıklara takılan bakışın.
Всё это есть в твоей походке, в твоём взгляде, который медлит и скользит, безразличный к красоте, к уродству, ко всему знакомому, к неожиданному, сохраняющий только смешение форм и света, которые беспрерывно рождаются и тают, - вокруг тебя, в твоих глазах, на потолке, у твоих ног, в небе, в твоём треснувшем зеркале, в воде, на камнях, в толпе.
Bunların hepsi düşünüldü Bay Gittes. Bakın Bay Gittes... Ya L.A'ye suyu getirirsiniz ya da suyu L.A'ye götürürsünüz.
Об этом позаботятся. или вы приводите Лос-Анджелес к воде.
Bak, bunu biliyorum. Ama o altı insanın hayatını onun ya da filodaki herhangi birinin ellerine bırakamayız.
то неяы ауто. акка дем лпояоуле ма ажгсоуле тис фыес аутым тым амхяыпым оуте ста дийа, оуте се йамемос аккоу, та веяиа.
Öğrenci arkadaşlar, yukarıya bakın.
Господа студенты, я здесь наверху, но если я выброшу это кошку из окна,
Bilmem, bir gün kitabını unutuyor, ertesi gün defterini, ya da migreni oluyor, başka bir zaman bütün gece size bakıyor.
Однажды она забыла свой учебник... Потом у неё голова болела. Или она всю ночь Вас лечила.
Şu kapıya bir bakın.
ѕосмотри на эту дверь.
Bak, benim meslekte ara sıra baskıya maruz kalırsın.
Слушай, на работе на меня иногда давят.
Diyorum ama bak, vibratör için kayganlaştırıcıya ihtiyacın olacak.
Но предупреждаю, для этого вибратора нужна смазка.
Bakın ne buldum! Tanrıya şükür.
Смотрите, что я нашел.
* Bak, daha önce imkansızın gerçekleştiğini gördüm * belkide bir kere daha gerçekleşmesi tanrının isteğidir * yanlış bir hatta giden bir tren gibi hissettiğim için * durmanın ya da geri gitmenin imkanı yok * tıpkı bir tepeden aşağı yuvarlanırken hız kazanan
* Смотрите, я видела, что невозможное свершилось прежде * Может быть, Бог желал, чтобы это случилось ещё раз * Я чувствую себя подобно поезду на опасном пути
Havalandırma cihazınız çalışmaz, çamaşır makineniz patlar ya da videonuz bozulursa, tamirciyi çağırmadan önce ışığı yakıp, dolaplarınızı kontrol edin, yatakların altına bakın.
Если сломался кондиционер, взорвалась стиральная машина или загнулся ваш видик прежде чем вызвать мастера включите свет, проверьте шкафы и буфеты посмотрите под кроватями.
Yukarıya bakın!
Взгляни наверх!
Hiç etmedin ya, bak ağanın parasıdır ha!
Лучше б ты из них не крал, это деньги Аги.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21