English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Y ] / Yalanlar

Yalanlar translate Russian

1,974 parallel translation
- İtiraf et. Bunca yıldır bu yalanların arkasındaki kişi sendin.
Признай, это ты многие годы стоял за всей этой ложью.
Ama en kötüsü yalanlarını yuttum.
Но хуже всего то, что я проглотила твое вранье!
- Bunu neden yaptın, Jasper? - Yalanlarından bıktım çünkü!
что меня достало его вранье!
Gazetelerde Rosie hakkında yalanlar basılıyor.
В газетах... пишут вранье про Рози.
Sanki öyle bir yerde uyandım ki yalanlar benimkinden daha büyük.
Это как будто я проснулся в месте, где... ложь ещё больше, чем та, что я натворил.
Sadece yalanlarından bir diğeri.
Просто ещё одна его ложь.
Çünkü ilişkilerimden biri daha yalanlar üstüne kuruluymuş.
Как выяснилось, мои очередные отношения были основаны на лжи.
Söylediğim Tüm Yalanlar Dışında Kalanlardı!
Только! Я абсолютно все придумала!
The Borgias 2x08 Doğrular ve Yalanlar
БОРДЖИА 2х08 Правда и ложь
Ve şu Amerikalıların yalanları.
И вся эта ложь. Эти американцы.
Bırak bu yalanları, Et Torbası, yoksa hafta sonuna kadar Hooters'ın çöp tenekelerinin arkasında dudak parlatıcısı satan bir işportacı olacaksın.
Кончай врать, грудастая, или же будешь торговать своими фотками в голом виде за мусорным баком Hooters к концу недели.
* Yalanlarını saklamaya çalıştın, gizlemeye kendini *
* Ты пытался скрыть свою ложь, прятал своё истинное лицо *
Teyzem yalanlar söyledi, espriler yaptı.
ќна врала, она превратила это в шутку.
* Tek gerçek sendin yalanlar içindeki *
* Во лжи ты был правдой *
* Sağlık sigortası, kazıklar, yalanlar *
* Страхование здоровья – лживое вымогательство *
"Ryan Seacrest dövmeleri yaptırdığı ve doğmamış bebeğinin babası hakkında yalanlar söylediği günleri bilirim."
Как сделала себе татуировку Райана Сикреста и врала о том, кто был отцом её ребёнка.
Amanda, başkan hakkında yalanlar anlatıp yanına kâr kalacağını düşünmek hata olur.
Аманда, это было бы ошибкой, думать, что не будет никаких последствий от твоей лжи в адрес президента.
Kendin, onun başkan hakkında yalanlar anlatan bir kız olduğunu ve artık yapmayacağını söyledin.
Ну, я просто... Ты же сама сказала, она просто девушка, лгущая в адрес президента, и она больше ничего не сделает. Она никому ничего не расскажет.
Yalanlarınla Mom'ı kandırmış olabilirsin ama ben yemem.
Чт...? Ты можешь обмануть Мамочку, но не меня.
Sakın aklından çıkartma, en iyi yalanlar gerçeğe sadık kalanlardır.
Ладно, запомни, в лучшей лжи всегда есть элемент правды.
Babası senin yalanlarını benim gerçeklerimden daha hoş buluyor.
Ее отцу больше по душе твоя ложь, а не моя правда.
Amanda, başkan hakkında yalanlar söylemenin sonuçları olmayacağını düşünmek hata olur.
Аманада, это большая ошибка предполагать, что не будет последствий для вас, если вы будете говорить неправду о президенте.
Bak işte, eğer benim kadar cici olmayan insanlara bu tür yalanlar söylersen üzülebilirsin.
Видите, именно такая ложь может причинить вам вред, если вы расскажите что-то подобное другим людям... не таким милым как я.
- Oyun oynamamıza gerek yok. Yalanları halka saklayın.
Нам не нужно играть в игры.
Yalanları halka saklayın.
Оставьте свою ложь для двора.
Sana hangi yalanları söylerse söylesin,.. ... babanın hediyesini kabul et ve yaşa!
Какой бы ложью он тебя ни заговорил, прими дар отца!
Bu mutluluk yalanlar üzerine kurulmuş olsa bile.
Даже если они основывали счастье на лжи.
Yalanlar, entrikalar... Hepsinden uzaklaşmaya ihtiyacım var.
Ложь, интриги, я должен убраться подальше от всего этого.
Etrafta gizli saklı dolaştınız ve bağlantı kurmamakla alâkalı yalanları söyleterek mi bitirdin evliliğimi?
Не лгали? Вы встречались украдкой, ты заставила его разорвать наш брак с помощью кучи лжи и какой-то чуши о том, что мы не можем сблизиться.
Onun yalanlarından daha fazlasını hak ediyorsun.
Ты заслуживаешь большего, чем ее ложь.
- Öyleyse sanırım tüm yalanlar son bulabilir baba.
Тогда, думаю, можно прекратить лгать. Папа.
Evet. Sürekli yalanlar, kelime oyunları.
Лжём, работаем на грани фола.
"Bir şeyler mi saklıyor? Yalanlar." - Hastalarımızın çoğu nereden geliyor, biliyor musunuz?
Вы знаете откуда сюда пришло большинство подопечных?
Yoksa yemin ederim ki yeniden kendi yalanlarını üstlenemeyecek kadar zayıf olduğundan birileri ölür.
Или, я клянусь, повторяю еще раз, кто-то умрет из-за того, что ты не смог признаться в своей лжи.
Babamla şimdiki durumunuz, son zamanlardaki tüm bu berbat kavgalarınız, yalanlarınız, ve bu çirkin dugular- -
Ты с папой сейчас, просто в конечной стадии целой кучи ссор, лжи и обид.
Ama yayınladığı kitabı sanki Grayson'lar yazmıştı. Hep aynı yalanlar vardı.
Но книга, которую он опубликовал, тоже, возможно, написана Грейсонами, и в ней одна только ложь.
Bu belki doğru olabilir varsayım ve yalanlarının soluk gümbürtüsüne kolayca kapılabilirsiniz.
И хотя это, возможно, правда... ты, безусловно, можешь породить его звон под монотонный рев гипотез и лжи.
Ona söylemek zorunda kaldığı yalanlar yüzünden.
Из-за вранья, что она говорит ему.
Ve siz yalanlar, reçeteli Cooper-Weiss Jannex'i kullandığı için hoş mezarda yatıyor.
И которая ныне лежит на кладбище Маунт Плезант После того, как ей прописали Дженекс, препарат Коппер Вайса.
Tamam, Hanna, bu evde yalanlar ve sırlar için daha fazla yer yok.
Окей, Ханна здесь нет комнат для секретов и лжи
Söylediğin yalanları düşün Gibbs.
Подумай обо всей лжи, Гиббс.
Konsey bana daha başka ne yalanlar söyledi?
И как много иной лжи я выслушал от Совета?
Yalanların geçmişte kaldığını sanıyordum.
Я думала ложь осталась в прошлом.
Evet, Mads kendi yalanlarının içinde dönüyordu.
Да, Медс немного запуталась в своей лжи.
♪ Sana hangi yalanları söylemeliyim diye soruyorum ♪
Я спрашиваю тебя, что я должна солгать тебе
Şimdi sizin o iğrenç ufak yalanlarınıza ben de dahil ediliyorum. Ayrıca sizinle birlikte bok çukuruna çekilmek hoşuma gitmedi, efendim.
И теперь я вовлечён в ваши отвратительные лживые игры и, откровенно говоря, я не хочу, чтобы меня спустили в унитаз вместе с вами.
Eğer Pope onları satın aldıysa, o zaman yalanlarını kanıtlayabiliriz.
Если Поуп заставил этих людей врать, мы сможем это доказать.
Evet ve lanet yalanlar ve istatistikler var.
И это ложь, наглая ложь и статистика.
Para konusunu biliyorum, yalanları.
Знаю насчет обмана с деньгами.
Yalanlarından bıkmış olan birisi.
Та, которая устала от вранья!
Bu akşam kendi yalanlarını ona karşı kullanacağım.
Сегодня я поверну её ложь против неё.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]