English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Y ] / Yalan söylemek

Yalan söylemek translate Russian

1,177 parallel translation
Ülkemin insanlarına yalan söylemek zorunda bırakıldım.
Не тебя просят совершить обман американского народа.
Bu yalan söylemek değildir de nedir?
Есть ли хоть какое-то объяснение, почему это не ложь?
Yalan söylemek, yaratıcı bir süreç gerektirir.
Понимаете, ложь - это очень творческий процесс.
Eğer kendine yalan söylemek ve seni suçlamak istiyorsa, bırak yapsın.
Так что если он хочет лгать себе и обвинять тебя – пусть.
Eğer bize yalan söylemek de ısrar edersen, sana işkence yaparız.
Если так и станешь запираться, мы тебя будем пытать.
Ne yapmam için? Yine yalan söylemek için mi?
И мне... придется снова лгать каждому?
Buna rıza gösterdiğimin farkındayım ve yalan söylemek istemiyorum.
Я понимаю, что согласился на все это, Кларк, но не хочу лгать тебе.
Yalan söylemek için bir sebebi yok.
У него нет повода лгать.
Size yalan söylemek istemiyorum.
Я не хочу вам лгать.
Ölü birine yalan söylemek, kendine yalan söylemek gibidir.
Врать приговоренному - все равно что врать самому себе.
Yalan söylemek için sebebim yok.
Мне врать незачем.
En azından yalan söyledin, yalan söylemek iyidir.
Хотя бы Вы солгали, а ложь это хорошо.
- Yalan söylemek günahtır.
– Обманывать – грех.
Bir şey söylemene gerek yok. Başka biriyleyim. Ama ona yalan söylemek zorunda değilsin.
Ты не должен говорить, что у меня есть кто-то ещё, но ты не должен лгать ей.
Yalan söylemek kötüdür.
Лгать нехорошо.
Ama aslında yalan söylemek bir ihtiyaçtır.
На самом деле, ложь - это необходимость.
Ne kadar sadıksan, yalan söylemek içinde o kadar sebebin olur.
Чем сильнее преданность, тем больше причин лгать.
Yalan söylemek zorunda değilsin.
Не надо мне врать.
Hayır, sevdiğin kadına gerçekleri söylemek yada ona yalan söylemek.
Нет, сказать правду женщине, котороую любишь или соврать ей.
Şimdi ise onları geri kazandım, ve tek yaptığım ona yalan söylemek.
А теперь, когда все вернулось, я только и делаю, что лгу ей
Chloe, kim olduğum hakkında yalan söylemek zorunda olduğum sürece Lana'yla olan ilişkimin bir yere varamayacağını söyleyen sendin. Ve haklıydın da.
Хлоя, ты сама сказала, что наши отношения с Ланой ни к чему не приведут, если я буду продолжать врать ей про себя, и ты была права.
Evet, ama Lana'yı incitmek o duruma geldi. ve ona gerçekte kim olduğum hakkında yalan söylemek zorunda kaldığım sürece, ona acı vereceğim.
Да, но я постоянно причиняю Лане боль и пока я буду врать ей про себя, это будет продолжаться.
Baylor-Edison Toplum Merkezi'ne gitmen gerekiyor. Bütün gün ondan bundan konuşacaksın diye gidip bir oda dolusu buruşuk kıçlı ihtiyara yalan söylemek istemiyorum. Toplum merkezi mi?
Ты опаздываешь в дом престарелых Бэйлор Эдисон... и я не собираюсь врать старичкам-избирателям... из-за того, что ты все утро потратил на треп.
Sana yalan söylemek zorunda kalmak istemiyordum.
Я не хотела тебе врать.
Bana yalan söylemek istemiyorsun, ama evime giriyorsun ve benden çalmaya çalışıyorsun.
Ты не хотела мне врать, но вломилась в мой дом и пыталась украсть.
Ona yalan söylemek ve bunun için, papayı suçlamak istiyorsun.
И нельзя его обманывать, свалив все на Папу.
Yalan söylemek veya seni destekleyen birşeyler söylemek isterdim, ama bu noktada, annelik senin yaptığın şeylerden daha fazlasını ifade eder.
Я бы с удовольствием солгала, как-то подбодрив, но, как ты заметила, это скорее в духе твоей матери.
Lütfen enerjini yalan söylemek için harcama.
Пожалуйста, не трать в пустую энергию на ложь.
İnsanlar sürekli bizimle uğraşıyorlar. İstedikleri pislik çıkartmak ve bizim hakkımızda yalan söylemek.
Репортеры все время пытаются раскопать о нас... что-то интересное.
Hayır, yani Troy'a yalan söylemek. Tatlım, erkekler yalan söyler.
Калеб, чем ты занимаешься?
Böyle yalan söylemek yerine gerçek Fujii Minami'yi göstermen daha iyi olmaz mı?
Не надо лгать. Фуджи Минами, покажи им настоящую себя.
Ama sonunda yalan söylemek için hiçbir nedeni yoktu.
Нa пopoге смеpти у негo не бьιлo пpичин лгaть.
Sana yalan söylemek istemiyorum, Sean.
Я не хочу врать тебе, Шон.
Sana yalan söylemek istemiyorum, Sean.
Я не хочу лгать тебе, Шон.
Fark edilmesi zor olunca yalan söylemek daha mı kolay olur?
Тебе проще врать ради меня, если бы ты не видела этого?
Onu gördüğümde ona yalan söylemek istemiyorum.
Когда я его встречаю, мне кажется, что я ему вру
Yalan söylemek zorunda değilsin.
Необязательно мне лгать.
Bağımlılar, yalan söylemek konusunda uzmandır.
Подсевшие - мастера обмана.
Yalan söylemek zorundaydım.
Мне пришлось соврать.
Bak, yalan söylemek için bir nedenim yok.
лушай, у меня нет причин врать. Еще как есть.
Eğer yalan söylemek isteseydi, daha anlamlı bir yalan söyleyebilirdi. Bu yüzden Ölüm Tanrısı var.
поэтому он сказал нам правду.
Yalan söylemek ile hiç bir şey söylememek arasında daha az kötü olanını seçtim.
Я не хотел тебе врать, поэтому выбрал меньшее из двух зол.
Tüm yaptığın yalan söylemek ve itaatsizlik iken, bir de seni neden salmadığımı merak ediyorsun.
И ты ещё спрашиваешь, почему я наказал тебя? Ты всё время врёшь и не слушаешься! Врёшь и не слушаешься!
Bir federal ajana yalan söylemek, çok ciddi sonuçlar doğurur.
Ложные показания могут привести к серьёзным последствиям.
- Bu, yalan söylemek.
Это ложь.
Yalan söylemek için favori zamanımı biliyor musun?
Знаете, когда я люблю лгать больше всего?
Yalan söylemek mi?
Солгал?
- Elbette. Belki de bize gerçeği söylemek istemediği için yalan söylemiştir.
Может быть, он нас обманул, не желая говорить правду.
Polise yalan söylemek istiyorsan, hiç durma.
Если ты хочешь солгать полиции, так пойди и солги.
Yalan söylemek bazen iyidir, değil mi?
Ложь - это что-то хорошее, так?
Bir kere daha bu videoların sansasyon yaratmak için yayımlanmadığını ya da yalan haber olmadığını söylemek istiyorum.
и мы показываем это не в поиске сенсации.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]