Çalı translate Russian
232,479 parallel translation
Kız kaldırmaya değil. Kız kaldırmaya çalışmıyorum, Richard. Bastırılmış cinsel enerji taşıyor, böyle bir solucan deliğinde çalıştığından olabilir.
- Да, из-за работы на этой ферме червей она искрит подавленной сексуальной энергией, но я не клеюсь.
ve teknoloji firmaları artık benimle çalışmıyor. ama burada kendime bir ev buldum, bir yaşam.
и я стал парией в индустрии, но здесь я смог найти дом и жизнь.
Çalışacak, söz veriyorum.
- Все получится. Я обещаю.
Yıllarca eşek gibi çalıştıktan sonra sonunda başardım.
Все эти годы я получала пинки, но, наконец, пришла к успеху.
Vadi'nin en büyük balinası şirket açılmadan iki hafta önce sizinle çalışmaya başlıyor.
поймать самого жирного кита Долины за две недели до открытия вашей фирмы.
Veya bizimle çalışmaya başlıyor mu desem?
Точнее, нашей фирмы?
O sıkıcı, ırkçı şakalarını yapmaya çalışırken bile, gözünü telefonumdan ayıramıyorsun.
И даже пытаясь высрать убогую расистскую шуточку, ты не сводишь глаз с моего телефона.
Tüm dünyaya bedava internet vermeye çalışıyoruz.
Мы хотим дать миру бесплатный интернет.
Richard, kısa süre önce, çalıntı bir şifreyle bizden çalmış olan bir şirketle, Endframe ile yarışa girdin.
- Ричард, не так давно ты не хотел использовать краденый пароль в соперничестве с "Эндфрейм", а они нас обокрали.
Biz sadece harcamalarla ilgili biraz daha dikkatli olmaya çalışıyorduk.
Но все-таки приходится тратить осмотрительно. Непросто сорить деньгами.
O da kaçacak ve sende elinde kaynar metal fıçısıyla yere dökmemeye çalışarak onu yavaşça kovalayacaksın.
- Он же даст деру. А ты за ним, медленно, пытаясь не разлить свой горшок с быстро застывающим свинцом.
Dört gün önce, çalışmayacağına emin olduğum bir VR bokuna iki milyar dolar harcadım.
- Четыре дня назад я выложил два миллиарда долларов за мертворожденный аппарат виртуальной реальности.
Bütün işletim sistemini doksan saniyelik bir demoyu telefonda çalıştırabilmek için yeniden düzenledim. Tanrının yardımıyla, üstesinden gelmiş olabilirim.
Нам пришлось переписать всю операционку, чтобы демка на полторы минуты запускалась на телефоне, и каким-то чудом это удалось.
Yazmış olduğun çalışan kılavuzuna göre, bir çalışan iki hafta önce bildirmeden işten ayrılamaz.
Согласно памятке сотрудникам, тобой же написанной, сотрудник обязан уведомить о своем уходе за две недели.
- Neden çalışmasın ki?
- А почему не может?
O kadar veriyi depolamamız için, son performansta yedekleme olmadan çalışmamız lazım, eğer bir birimi bile kaybetsek, Melcher'ın verilerini kalıcı olarak kaybederiz.
Чтобы уместить столько данных, нам придется перейти на RAID 0 без бэкапа, и если накроется хоть один диск, мы разом потеряем все.
- Bunu sana anlatmaya çalıştım ama sen "Git başımdan anne" dedin.
- Что за? .. - Я пытался донести это до тебя, но ты сказал : "Отвянь, мамочка".
Biraz önce ustabaşınız Jung-Sho ile konuşuyordum... ve ona göre sizler maksimum kapasitede çalışıyormuşsunuz ve daha fazla çalışamazmışsınız.
Я говорил с вашим бригадиром, Чан-Шо. ГОВОРИТ ПО-КИТАЙСКИ - Выяснилось, что, по его мнению, вы работаете на максимальной мощности и не можете работать усерднее.
Daha çok çalışabilirsiniz, daha çok.
Вы можете работать усерднее, намного усерднее.
Burada bir şeyler deneyen bir tek ben varım. Götümüzü kurtarmaya çalışıyorum!
Я единственный, кто пытается спасти наше дело!
Eğer dumanı tüten koca bir tabak bok yiyeceksen bunu takım çalışmasıyla hallederiz diye düşündük.
- Если тебе предстоит нажраться говна, сделаем это все вместе.
Ağımız çalışıyor.
Сеть стабильна.
Yeni İnternet çalışıyor, bu da kanıtı işte.
Пиринговый интернет работает, это доказано.
Benim içim rahat, eğer birlikte çalışırsak bunun da üstesinden layıkıyla geleceğiz.
И я уверен, Если мы будем работать сообща, Мы преодолеем и это.
David Morgan'ın beni neden buraya istediğini anlamaya çalışıyorum.
Пытаюсь понять для чего Дэвид Морган попросил меня прилететь сюда.
Üç çalışan kaybettik.
Мы потеряли трёх работников.
Peki, çalıştıralım şunu.
Отлично, заводи.
Çalıştırıyorum!
Завожу!
Ne yapsak da ne kadar düzeltmeye çalışsak da geçmiş sürekli değişiyor.
Теперь, что бы мы не делали, как бы не пытались все исправить, история будет меняться. Ж : Ж :
Johnny Dove'un göl kenarında kiralamaya çalıştığı bir yer var.
У Джонни Дава есть домик у озера, который он пытается сдать.
Çalış bakalım, çaylak.
М : Учись, мелкая.
- Onun peyzajlık işinde çalışıyorum.
Работаю в ее компании ландшафтного дизайна.
Bu 20 yıl evvel kurtarmaya çalıştığım bir kadın.
Это та же женщина, которую я пытался спасти 20 лет назад.
Sadece bir adamın kafasını havaya uçurmaya çalıştın.
Просто пытался снести парню голову.
Ne yani, Nigtingale davasının önünü tıkamaya mı çalışıyorsun?
То есть ты собираешься испортить дело? М : М :
Ne demeye çalışıyorsun?
Что ты хочешь сказать?
Üvey oğlunun suçlarını üstlenmeye çalışmıştı.
Он пытался взять на себя вину своего пасынка.
Biz uzay gemisi Atlantis ya da başka birisine ulaşmaya çalışıyoruz.
Ж : Ж :
Sen yardım etmeye çalıştığım kafası karışık bir çocuksun.
Ж : Ты запутавшийся мальчик, которому я попытаюсь помочь.
Kinesiyoloji üzerine çalıştım.
Я изучала кинезиологию.
Komşularımı seviyorum Eileen ve onları yargılamamaya çalışıyorum.
Э-э... Я люблю своих соседей, Эйлин, и стараюсь не судить.
Sadece "biriciklerimle" ilgilenmeye çalışıyorum.
Э-э-э, я всё время посвящаю своим ВИП-персонам, да? Да!
- Bizi, Pouchy'e bağlamaya çalışıyorlar.
- Они пытаются связать нас - с Поучи.
Sayın Yargıç, Rutger Hiss'in üzerine olan ifadenin yanlış olduğunu ispatlamaya çalışıyorum.
Ваша честь, я намерен доказать неточность показаний
Sayın Yargıç, mahkemeyi açıkaç manipüle etmeye çalışan taraflı bir şahidim var. - ve ondan utanmalıyız.
Ваша честь, у меня враждебный свидетель, который манипулирует судом и должен стыдиться...
Bu size garip gelecek biliyorum ama bir takım çalışmalar için denek olmuştum.
Может, это и сюрприз для тебя, но я была объектом многих исследований.
Ama sizden dinlemedğiniz iki insana yoğunlaşmanızı istiyorum... biri kızı...... ki savunmanın size inandırmaya çalıştığı gibi ailenin sevilen adamı olduğundan şüphe etmeli...... bir de karısına, bugün de takıntığı o soğukkanlı bakışlarıyla hangi sebepten öldürdüğü belirsiz olan karısına!
Но сосредоточьтесь на тех, кого вы не услыхали - его дочери... которая, видимо, подозревает, что он не тот любящий семьянин, которым его хочет изобразить защита... и его мёртвой жене, которая знала это наверняка, потому что он убил её с таким же холодным взглядом, который сохранил и по сей день!
Evet, köpek otelinde çalışıyorum.
Да, я работаю в гостинице для собак.
Bundan 20 yıl sonra kızımla birlikte mi çalışacağımı söylüyorsun.
Ж :
- Susamış olmasılın, çok fazla çalışıyorsun. Şundan içsene.
Выпей.
Üzerinde çalışıyorum.
Я в деле.
çalışıyorum 310
california 374
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
california 374
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalın 34
caligula 47
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalın 34
caligula 47
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44