Çalışıyorsun translate Russian
10,091 parallel translation
Dosyasız mı çalışıyorsun?
Ты работаешь без дела?
İnşaat firmasında çalışıyorsun diye biliyordum seni.
Я думала, ты в ЖСК работаешь?
Çok fazla çalışıyorsun.
Ты слишком много работаешь.
Kuaförüm olmaya mı çalışıyorsun?
Хочешь сделать мне укладку?
Tam olarak ne demeye çalışıyorsun?
- Что ты хочешь сказать?
- Şu an arkadaşım olmaya çalışıyorsun ve bir görev yapmak üzereyiz.
- Навязываешь, а у нас просто общее дело.
- Tam olarak da öyle yapmaya çalışıyorsun yüzünden gözünden belli be! Ona hallenmeye çalışıyorsun işte.
- Я об этом и не думал...
- Elbette, hazır olduğu zaman servis edilecek. Bana tavır mı koymaya çalışıyorsun?
- Кухня достаточно загружена, так что принесу, как только будет готово.
- Bütün sene burada mı çalışıyorsun?
Работали здесь весь год?
Kiminle çalışıyorsun?
С кем ты работаешь?
O radar gibi gözlerinle beni kandırmaya çalışıyorsun.
Нет-нет-нет. Ты меня заколдовать пытаешься своими глазюками, нашла дурака.
- Burada ne kadardır çalışıyorsun, Alice?
Как давно ты здесь работаешь, Элис?
Sözleşme hukukuna yeniden çalışıyorsun, değil mi?
Ты тщательно изучил контракт, не так ли?
- Yapmadım. Gaz lambalarıyla çalışıyorsun saatler boyunca 10 punto yazılarla debeleniyorsun.
- Ты работаешь под светом фонаря, вглядываясь в мелкий шрифт час за часом.
- Nerde çalışıyorsun?
Где работаешь?
Bir şeyleri çözmeye çalışıyorsun herhalde. Rebecca dayısının düşmanlarından birisi tarafından öldürüldü.
Полагаю, ты решил рассмотреть вариант, что Ребекку убил один из врагов её дяди.
Benim davam üzerinde mi çalışıyorsun?
Ты работаешь над моим делом?
Ne zamandan beri Kontes'le çalışıyorsun?
С каких пор ты работаешь на графиню?
Bana kendini acındırmaya mı çalışıyorsun?
Пытаешься меня разжалобить?
- Burada çalışıyorsun öyle mi?
- Значит, тут ты работаешь?
- Sadece beni aradan çıkarmaya çalışıyorsun. Çünkü sen de derinlerde, Noel Baba'nın beni sevdiğini biliyorsun.
Вы всего лишь пытаетесь избавиться от меня, потому что в глубине души знаете, что Санта меня любит.
Onun için mi çalışıyorsun?
Ты работаешь на неё?
Ne demeye çalışıyorsun Morgan?
К чему ты клонишь, Морган?
Doktor beni korkutmaya mı çalışıyorsun?
Хотите меня напугать?
- Onlar için çalışıyorsun, değil mi?
Вы работаете на них, да? Да.
Ne demeye çalışıyorsun?
На что ты намекаешь?
Bir iletişim şirketinde resmî işler departmanında çalışıyorsun.
" ы работаешь в компании по правительственным св € з € м и коммуникаци € м.
Burada çalışıyorsun şu anda.
Ты работаешь здесь.
Burada çalışıyorsun şu anda.
Ты сейчас работаешь здесь.
- Kalite Kontrol için mi çalışıyorsun? - Hayır, ama...
- Ты работаешь на них?
Sürekli ağzımdan laf almaya çalışıyorsun.
Ты постоянно писал на меня докладные.
Benim gölgemden kurtulup teşkilatta ilerlemeye, kendini ispat etmeye çalışıyorsun.
Идти по своему пути в департаменте, найти себя, выйти из под моей тени.
Joey Marks'a çalışıyorsun, mekan onun.
Ты работаешь на Джо Маркса. Это его место.
Sadakatine saygım sonsuz ama çok sıkı çalışıyorsun.
Я уважаю твою преданность делу, но ты работаешь слишком усердно.
- Saatlerce aralıksız çalışıyorsun.
- Слишком много часов.
Janet. Josh, erkek arkadaşı olma yolunda seni desteklemeleri için Rosa'nın kız arkadaşlarıyla aranı iyi mi yapmaya çalışıyorsun?
Джош, вы пытаетесь расположить к себе подруг Розы, чтобы они поддержали вашу кандидатуру на пост парня?
- Jüri görevinden kaçmaya mı çalışıyorsun?
— Пытаетесь ускользнуть от обязанности быть присяжным? — Прошу прощения?
Benim anayasada yer alan komik olma hakkımı kaldırmaya mı çalışıyorsun? Tamam.
Ты пытаешься отобрать моё конституционное право быть весёлым?
- Burada çalışıyorsun değil mi?
Работаешь здесь, значит?
Kim için çalışıyorsun?
На кого ты работаешь?
- Kiminle çalışıyorsun?
- С кем вы работаете?
- Neye çalışıyorsun öyle?
Над чем работаешь?
Hayır, Chuck Rhoades'un selameti için çalışıyorsun.
Нет, ты работаешь на благо Чака Родса.
Sen de orada durmuş, bana üstün gelmeye çalışıyorsun.
А ты сидишь тут, и пытаешься взывать к высокой морали.
Evet, çok çalışıyorsun.
Да, трудишься ты усердно.
- Evet, sen de bordro bölümünde çalışıyorsun.
– Да, и ты как раз работаешь в этой ведомости.
Anlaşmaya mı çalışıyorsun?
- Демку принес?
Kanıt mı toplamaya çalışıyorsun?
Ты пытаешься завести дело?
Bir bakmışsın lanet olası bir mobilya fabrikasında çalışıyor, ve bir daha bakıyorsun o öl... o öl... o ölmüş?
- Только что работал на этой проклятой мебельной фабрике, а теперь он... Он умер?
Sence dünyaya açılacak cesaretim olmasaydı o genç adamlar evime gelip çalışırlar mıydı sanıyorsun?
Думаешь, те парни, что у меня дома работали, пришли бы туда, не наберись я храбрости?
Seninleyken bir roman üstünde çalışıyordu ama hatırlamıyorsun.
Он писал роман, когда мы с тобой познакомились. Ты просто забыл.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18