Çalışmıyorum translate Russian
1,807 parallel translation
Bir şey ispatlamaya çalışmıyorum.
Я не пытаюсь ничего доказать.
Yani, size gangster falan demeye çalışmıyorum.
В смысле, я не считаю вас гангстерами или типа того, просто...
Burda kimseyi kandırmaya çalışmıyorum.
Слушай, я не пытаюсь тут никого кинуть.
Altında çalışmıyorum artık.
Я больше не твой подчинённый.
Son on yıldır Cameron için çalışmıyorum.
Я уже больше 10 лет не работаю на Кэмерона.
Kahraman olmaya falan da çalışmıyorum.
Не пытаюсь быть героем.
İntikam almaya çalışmıyorum şurada.
Не-не-не. Я не за реваншем пришел.
Çalışmıyorum, House.
Я не работаю, Хаус
Amelia. Sakinleş, Sheldon. Seninle yatmaya çalışmıyorum.
Как ему начинать новую жизнь, после того, как он пробыл взаперти так долго?
Ben burada çalışmıyorum.
Я не... не работаю здесь.
Sizi durdurmaya çalışmıyorum.
Я не пытаюсь вас остановить.
Seni yenmek ve duygularını incitmek istemediğim için çok çalışmıyorum.
Я не хочу учиться лучше, чтобы не быть впереди тебя и не задеть твое самолюбие!
Sana bir şey hissettirmeye çalışmıyorum.
Нет-нет. Я не пытаюсь выставить тебя виноватым.
Yani, onun kafasına girmeye falan çalışmıyorum cidden bak, hiç hem de, sadece -
И не думай что я пытаюсь скажем вправить ему мозги. потому что я не - Я полностью не - Но. хм -
Kusura bakmayın, küstah olmaya çalışmıyorum, Ajan Weston.
О, простите, я не пытался забегать вперед, агент Уэстон.
Senin programına göre çalışmıyorum sen benimkine göre çalışıyorsun, anladın mı?
Я не работаю по твоему расписанию, ты работаешь по моему, ясно?
İyi, neden ben Todd'la çalışmıyorum?
Отлично, почему бы тогда мне не пойти работать с Тоддом?
Sana söylemeyi unuttum, bu gece çalışmıyorum.
Да, я забыл сказать тебе, что ухожу вечером.
Sofia, ben göçmen bürosu için çalışmıyorum.
София, я не из отдела иммиграции.
Hiçbir şey denemeye çalışmıyorum, sorduğun buysa eğer.
Я, я не пытаюсь ничего сделать если ты спрашиваешь об этом.
Geceleri çalışmıyorum artık.
Я больше не работаю по ночам.
Kimseye kötülemeye çalışmıyorum.
Я не прошу его заменить.
Geri kazanmaya çalışmıyorum.
Я не пытаюсь ее вернуть.
Resmi olarak bu davada çalışmıyorum.
Я официально не в деле.
Tamam ama ben çalışmıyorum, bu yüzden söylediğinizin bir anlamı yok.
Да, но я не готовлюсь, поэтому в этом нет смысла.
Seni ikna etmeye çalışmıyorum.
Я не тебя подбиваю.
Hafta sonları çalışmıyorum.
В эти выходные я свободен.
- Ama ben sana çalışmıyorum.
– Да, но я на вас не работаю.
Seni incitmeye çalışmıyorum.
я не хочу причинять тебе боль.
İşin başındaki adam olmaya çalışmıyorum.
Я не пытаюсь тут командовать.
Şu anda çalışmıyorum gerçi. Çocuklarla ilgileniyorum.
В данный момент не практикую.
Bu arada kendimi haklı çıkarmaya ya da bahane üretmeye felan çalışmıyorum.
И я не пытаюсь оправдать это, я не ищу никаких отговорок.
Hayır, kavga çıkarmaya falan çalışmıyorum.
Нет, я не хотела ссориться с тобой.
Ne Shashi'ye yardım etmeye... ne de kahraman olmaya çalışmıyorum.
Я не пытаюсь помочь Шаши, или стать героем.
Ben davetsiz girmeye çalışmıyorum, sadece yardım ediyorum.
Я не пытаюсь вмешиваться, только содействую.
Kontrol altında tutmaya çalışmıyorum.
Стараюсь не загадывать наперед.
Artık Umbrella için çalışmıyorum.
Я больше не работаю на "Амбреллу".
Onun için çalışmıyorum ama yüzeyde koşullar değişti.
Ни на кого я не работаю, но обстановка наверху изменилась.
Yaklaş bana. Seninle dalga geçmeye çalışmıyorum.
Давай, я не кусаюсь.
Üzgünüm, seni tutmaya filan çalışmıyorum ama ben...
- Привет. - Прости, я не хочу тебя задерживать или что-то в этом роде. Но я..
İyi, ne yapayım yani? Senatör Hallowes için çalışmıyorum.
Я уже не работаю на сенатора Халлоус.
Rüşvet vermeye falan çalışmıyorum tatlım.
Я не пытаюсь подкупить тебя, милая.
Bak Blair, işi yokuşa sürmeye çalışmıyorum ama ben sadece senin dünyanda erimek ve kendimi kaybetmek istemiyorum.
Блэр, я не хочу усложнять ситуацию, но я не хочу раствориться в твоем мире и полностью потерять себя.
Populer inanca karşıt, Ben kimseyi üzmeye çalışmıyorum, Karen. - Biliyorum.
В противовес расхожим мнениям, я не пытаюсь никому нарочно сделать больно, Карен.
Charlie Hulme'un ilk geldiği zamanları hatırlıyorum. Bütün dosyalama sistemini yeniden organize etmeye çalışmıştı.
Я помню, когда Чарли Хьюм впервые прибыл сюда, он пытался реорганизовать всю файловую систему.
Artık ona çalışmıyorum.
А теперь нет.
Hatırlıyorum da ben ben küçükken babam bana onun babasının tutuklandığını açıklamaya çalışmıştı.
Я помню, когда я был... когда я был ребёнком, мой старик пытался объяснить мне, что её отец был арестован.
Madem hafızanı uyarmaya çalışıyorum aynı kısmı arka arkaya çalayım iyisi mi.
Вспомнил?
Çalışanlarımın özel hayatına karışmıyorum.
Я не включать себя в личной жизни моих работников.
Tabii ki. Ben sadece belirli bir kısmı bulmaya çalışıyorum hani hayatımı kurtaran şu kan bağışı kısmını.
Я просто хотел узнать некоторые подробности, его донорство спасло мне жизнь.
Bir adam tanıyorum. 35 yıl Boeing fabrikasında çalışmış.
он 35 лет проработал на заводе Боинга.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışıyor musunuz 18
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışıyor musunuz 18