English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Ne yapmaya

Ne yapmaya traducir portugués

3,324 traducción paralela
Ne yapmaya çalışıyorsun?
Estás a brincar ao quê?
Peki Hannah ile ne yapmaya karar verdiniz?
Então como é que resolveu isso com a Hannah?
Ne yapmaya çalışıyoruz biz?
O que fazemos aqui?
Ne yapmaya çalıştığınızın farkındayım.
Sei o que estão a fazer.
Ne yapmaya çalışıyorsun hem?
O que estás a fazer?
- Ben! Ne yapmaya çalışıyorsun?
Que pensas que estás a fazer?
Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun çünkü hala tık yok. Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum.
Já percebi o que está a acontecer.
Ne yapmaya çalıştığını farkındayım.
- Sei o que estás a fazer.
Sağ salim döndüğün için hepimiz çok sevindik, Bridget. Sovyetler Birliği'nde pek bir değerimiz yok. Khrushchev'in ne yapmaya çalıştığını kimse bilmiyor.
Não temos quase ativos nenhuns na União Soviética, não há ninguém no terreno para ver o que o Khrushchev anda a fazer.
Bu, benim evlenmek üzere olduğum kadın, ve sen... sen ne yapmaya çalışıyorsun?
É ridículo. É a mulher com quem vou casar,
Bak, ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ama zorlanmayı hiç sevmem.
Sei que é seu trabalho, mas não gosto de ser espetada e dopada.
Ne yapmaya karar verdiniz?
O que decidiu?
Hadi ama. Ne yapmaya çalıştığını görüyorum.
Sei bem o que estás a tentar fazer.
Patty ne yapmaya çalışıyor dersin?
Muitas pessoas podem conseguir fazer isso.
Seni SAMCRO'da istiyorum fakat ne yapmaya karar verirsen ver bu kararının arkasındayım.
Eu quero-te no SAMCRO, mas o que decidires fazer, eu vou apoiar-te.
Burada ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum. Ama dairemden çıkmanı istiyorum, şimdi!
Não sei o que querem fazer aqui, mas quero-os fora do meu apartamento... agora.
Ne yapmaya çalıştığını göster.
Mostra-me o que estás a tentar fazer.
200 dolarlık abur cubur alarak ne yapmaya çalışıyorsun ki?
E porque comprou 200 dólares de comida de plástico?
Bununla ne yapmaya çalışıyorlar bilmiyorum.
Qual é o problema disso?
- Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
- Sei o que ele está a tentar.
Benim anlamadığım Bay Takım Elbise,... bunu getirerek ne yapmaya çalıştığın bana ait olan bir yere?
O que não entendo, Sr. Terno, é o que planeja trazendo isto para minha parte da cidade.
Dr. Bishop, Jones'un ne yapmaya çalıştığı konusunda bir fikriniz var mı?
Dr. Bishop, tem alguma ideia do que o Jones tenta fazer?
Ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyorum ama Ehrmantraut bir kavga istiyorsa âlâsını alır. - Tamam.
Não sei qual é o objectivo deles mas se o Ehrmantraut quer uma luta, vai ter uma.
Orada ne yapmaya çalışıyordun?
Que é que estavas a tentar fazer lá fora?
Ben ne yapmaya çalışıyorum sence?
O que achas que estou a tentar fazer?
Red John'un ne yapmaya çalıştığını biliyorsun, değil mi?
Sabes o que Red John está a tentar fazer, não é?
Ne yapmaya çalışıyordun?
O que estava a tentar fazer?
Evet, bak, ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
Eu sei o que ele acha que está a fazer.
Seni SAMCRO'da istiyorum ama ne yapmaya karar verirsen ver kararını destekleyeceğim.
Eu quero-te no SAMCRO, mas o que decidires, eu apoio-te.
Ne yapmaya çalışıyorsanız çalışın işe yaramayacak.
Seja lá o que estiveres a tentar fazer, não vai funcionar.
Aşağı inip kahvaltı yapmaya ne dersin?
Por que não descemos e tomamos o pequeno almoço?
Sen ne halt ediyorsan yapmaya devam et tabi.
Contentas-te com apenas relaxar e fazer...
Daha sakin bir şeyler yapmaya ne dersin?
Porque não fazemos algo mais discreto?
Peki ya tamamen farklı bir şey yapmaya ne dersin?
O que achas de uma coisa completamente diferente?
Ama ya basit bir şekilde yapmaya ne dersin?
Mas que tal comprometer só um pouco?
Sana zaman tanıdım sen de canın ne isterse onu yapmaya karar verdin.
Eu dei-te tempo, folga. E decidiste fazer o que querias.
Ne zamandan beri 4 yaşındaki çocuklara "Puff the Magic Dragon" şarkısını öğretmeyi bırakıp Lois Lane'cilik yapmaya başladın?
Desde que paraste de ensinar crianças a cantar "Puff the Magic Dragon" e começaste a ser a Lois Lane.
Ne gerekirse yapmaya hazırım.
Isso ajudava. Tudo o que precisar eu faço.
Senin çoktan yapman gerekeni yapmaya. - - Kızın annesiyle konuşmaya ; ve Grant Parkford neyin nesi, bu bölgede ne işi vardı öğrenmeye çalışmaya.
Fazer o que tu deverias ter feito... falar com a mãe da rapariga e descobrir o que diabo o Grant Parkford estava a fazer neste distrito.
Whitman... senin gibi güzel yüzlü biri olarak bize iyilik yapmaya ne dersin?
Whitman. Vais obrigar-me a pedir por favor ou quê?
- Ne yapmaya?
- Fazer o quê?
Kutlama yapmaya ne dersin?
Que me diz a festejarmos?
Hep bunu yaptılar, yapmaya da devam etmeye çalışıyorladı, ama ne oldu biliyor musun,
Sempre o fizeram, e estão a tentar de novo, mas...
Ne yapmaya çalışıyor?
O que raio está ela a tramar?
Ne dersen yapmaya mecburum o halde.
Vou ter que lhe obedecer.
Bunu yapmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
Então, por quanto tempo vamos continuar a fazer isto?
Sen de aynısını yapmaya ne dersin?
Que tal fazeres o mesmo?
Ne yapmaya çalış -
O que você...
Yani, ne risk olur Bunu yapmaya devam almak için?
O que arriscava para continuar a fazer isso?
Sevdiği insanlar ona ne kadar ihanet ederse etsin, doğru şeyi yapmaya devam ediyor.
Por muito que as pessoas que ela ama a decepcionem, ela continua a fazer as coisas certas.
Şu soygun işini biraz daha hızlı yapmaya ne dersin?
Talvez possamos fazer este roubo um pouco mais depressa, não?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]