English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Kendinden emin

Kendinden emin traduction Anglais

941 traduction parallèle
Bu nedenle zihnim açık olmalı sinirlerim sağlam, ellerim kendinden emin olmalı.
For that, my brain must be clear, my nerves steady and my hands sure.
Hiçbir gerçek Sangali içeriye bir İngiliz gibi kendinden emin girmezdi.
No true Sangali would enter a room with the self-assurance of an Englishman.
Yine de sorularıma çok hazır ve kendinden emin cevaplar vermiştin.
And yet how readily and roundly you answered my questions.
Çok uzun zamandır bu işi yapıyorum fakat kendinden emin arka arkaya böylesine bahis yapan birisini hiç görmedim.
I've been in this business a long time but I've never heard of anyone... picking four sure things in a row.
Kendinden emin adımlar, güçlü eller güzel gözler.
Firm step, strong hand good eyes.
Kibirli, kendinden emin.
Smug, self-satisfied.
Geri dönüşü olmayan bir kararın sakin, kendinden emin vuruşlarıydı.
Calm, assured knocks of a decision on which there was no going back
Sanki kendinden emin değildi, bocalıyordu.
Seemed to flounder around, unsure of herself.
Kendinden emin ve ne istediğini biliyor. "
She knows what she wants. "
Trompeti çalarken kendinden emin, bulutların üzerinde dolaşıyordun.
When you were playing that trumpet, you were exalted, sure of yourself.
Kendinden emin oluşun.
Your self-assurance.
Kendinden emin olabilmen için bu tip şeylere ihtiyacın var.
It'll teach you not to get rough until you're sure of yourself.
Napolyon kendinden emin bir biçimde çiftliğin yönetimini ele aldı... ve şişko domuz Squiler'da, onun sadık yardımcısı ve asistanı oldu.
Napoleon stepped up confidently to take charge of animal farm, and fat, pig Squiler became his obedient follower and assistant.
Kendinden emin gibisin.
You sound secure.
Kadınlarla birlikteyken hep kendinden emin olmalısın.
Your technique is all wrong. With women you always have to be sure of yourself.
Karşılıklı saygı göstermenin doğru şekli budur birbirinin yüzüne sükunetle bakarak göz teması kurarak dimdik, insan gibi ayakta durarak asaletle ve kendinden emin şekilde.
This is proper way for men to show esteem for one another... by looking upon each other's faces with calmness of spirit... eyes meeting eyes in equal gaze... bodies upright, standing as men were meant to stand... with dignity and awareness of self.
Çok kendinden emin.
He seems very confident.
O her zaman soğuk ve kendinden emin görünür.
She's always seemed so aloof and self-assured.
Bir hamburgere kendinden emin olarak yaklaşmalısın.
You have to approach a hamburger with assurance.
- Kendinden emin değilsin, değil mi?
- You're unsure of yourself, yes?
Bu sektörde ileri gitmeyi arzulayan pek çok genç adam var. Hızlı, kendinden emin.
There are a number of very astute young men coming forward in this business.
Bu işi kendinden emin şekilde yapacak birine yol açmalısın.
You'll have to make way for somebody who can do the job with confidence.
Ama kibirli, soğuk, kendinden emin, etrafındakilere emirler yağdıran para ve iktidarın insanı ne hale getirebileceği konusunda yeni bir ibret dersiydi.
But he was arrogant, cold, sure ofhimself, ordering people around... another object lesson in what money and power can do to a human being.
Biraz daha kendinden emin olmalısın.
You need to be more self-assured.
Kendinden emin.
kind of sure.
Sheriff Spanner Dördüncüyü yakalama hususunda kendinden emin görünüyordu, değil mi?
Sheriff Spanner seemed very confident they'd pick up the fourth man, right?
Kendinden emin görün, gidelim.
Benedetti, be confident, let's go!
- Hiçbir zaman kendinden emin değildi.
His capacity for self-doubt has always been rather high.
Kendinden bu kadar emin olmasına hiç şaşırmamak gerek.
No wonder he was so sure.
Diğer yandan, o odaya hiç girmezsen içinde biraz kuşku kalacak, kendinden pek fazla emin olmayacaksın.
On the other hand, if you don't go in at all, you'll be a little uncertain, you won't be quite so sure of yourself.
Sanırım bana âşıktı, ama kendinden pek emin değildi.
I suppose he was in love with me and wasn't quite sure of himself.
- Kendinden çok emin görünüyorsun.
- You seem to be very sure of yourself.
- Kendinden ne kadar emin.
- Very sure of himself.
- Kendinden o kadar emin olma.
- Oh, don't be so sure of yourself.
Kendinden o kadar emin olma.
Don't be so sure of yourself.
- Kendinden çok emin görünüyorsun.
You seem very sure of yourself.
- Kendinden oldukça eminsin - Tamamen emin oldum
- Pretty sure I'd stay.
Parrish kendinden fazla emin.
Parrish is too sure of himself.
Kendinden çok emin.
He is far too confident.
Bisbee'ye vardığımızda kendinden bu kadar emin olma.
You won't be so sure of yourself when we get to Bisbee.
Hem çok sevip, hem de kendinden bu kadar emin olamazsın.
The great lover. You can't love and be as confident as he was.
Kendinden çok emin.
He's so sure of himself.
Kendinden çok emin görünüyorsun.
You look so sure of yourself.
Jules solgundu, sessizdi, kendinden eskisi kadar emin değildi ve daha yakışıklıydı.
Jules was pale, silent, unsure of himself, and more handsome.
Kendinden oldukça emin gibi.
He seems mighty sure of himself.
Kendinden bu kadar emin olma.
Don't be so sure of yourself.
Kendinden fazla emin görünüyor.
He's too sure of himself.
- Kendinden çok emin.
- She is sure of herself.
Kendinden pek emin görünüyorsun.
You're very sure of yourself.
Kral kendinden oldukça emin.
The king is quite sure of himself.
FORD TAKIMI KENDİNDEN EMİN
FORD TEAM CONFIDENT

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]