Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ S ] / Sevgili kızım

Sevgili kızım перевод на португальский

323 параллельный перевод
Terekemin geri kalan kısmını taşınır, taşınmaz veya kişisel eşyalarımı sevgili kızım Charlotte'a vasiyet ediyorum.
Todo o resíduo e restante da minha propriedade... legítima, pessoal ou mesclada... eu dou, transfiro e deixo para minha amada filha, charlotte vale. "
- Şimdi içeri girebilirsin sevgili kızım.
Boa tarde, Srta.
- Sevgili kızım, savaş bu.
- Querida, estamos em guerra.
Sevgili kızım, seninle işimiz daha yeni başlıyor.
Minha querida, ainda agora começámos.
Sevgili kızım aşık bir kadın için bile mantıksız işler peşindesin.
Minha querida... mesmo para uma mulher apaixonada, não está a ser nada razoável.
Sevgili kızım, gerçekler kafana böyle çarptıktan sonra onları hala inkar edemezsin.
Minha querida, não podes continuar a bater com a cabeça contra a realidade e continuar a dizer que não existe.
Az da olsa ücret ücrettir sevgili kızım.
Pouco dinheiro não deixa de ser dinheiro!
Sevgili kızım nasıl, Miles?
Como vai a minha linda filha, Miles?
Sevgili kızım, senin için çok üzgünüm.
Querida, suplico-te! Mostra que és forte e comporta-te dignamente.
Benim sevgili kızım.
Minha querida.
Bu, hileli deste denilen şeydir sevgili kızım.
É o que se chama, minha querida, um baralho viciado.
Ve sonra, sevgili kızım, bitecek. Tamamen.
E depois, minha querida, acabou-se tudo.
Hekimlerimizi göndermeyi vazife edinmiş sevgili kızımız.
Nossa filha adorada que assumiu a responsabilidade de dispensar os nossos médicos.
Ama öyle endişeli durma sevgili kızım.
Não se aflija, querida.
Anlıyor musun beni sevgili kızım?
Compreende-me, minha querida?
Sevgili kızım, ben bir doktorum.
Minha querida, sou médico.
Benim sevgili kızım.
Minha filha bem amada.
Sevgili kızım, makineyi kumanda et.
Caro, operar a máquina.
Sevgili kızım, Paulette için.
E com o meu.
Sevgili kızım, ne kadar güzeIsin.
Minha querida, como estás bonita.
Sevgili kızım.
Minha filha querida.
Evet, sevgili kızım. Hepsi aynı olur.
Sim, minha filha, é a mesma coisa.
Senin elinden tutacağım, sevgili kızım.
Vou tomar conta de ti, rapariga.
# Sevgili kızım #
Querida moça,
İşte sevgili kızım, Constanze.
A minha querida filha, Constanza.
- Sevgili kızım, hayır.
- Minha querida rapariga, não.
Benim sevgili kızım...
Minha menina...
Eee sevgili kızım ne içiyor?
E o que está a minha linda filha a beber?
- Sevgili kızım, Lisa ile beraber dışarıdalar.
- Sim. Ele saiu com a minha adorável filha, a Lisa.
"Sevgili kızım..."
A minha querida filha bebé... Pardon?
Sevgili kızım...
A minha querida filha bebé
Bayanlar ve baylar, sevgili dostlarım, kızım Julia ile Bay John Case'in... nişanlandığını size açıklamaktan onur duyuyorum.
Senhoras e senhores, meus bons amigos, tenho a honra de vos anunciar... o noivado da minha filha Julia com o Sr. John Case.
Çok sevgili kızıyım.
Sou a filha adorada dela.
Küçük tatlı kızım, Benim sevgili küçük kızım.
Minha querida menina, minha querida.
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
Que cada donzela do reino, sem excepção, calce este sapatinho de cristal e aquela a quem este sapatinho servir na perfeição será aclamada o objecto desta busca e deverá ser vista como o verdadeiro amor de Sua Alteza Real, o nosso adorado filho e herdeiro, o nobre príncipe.
Kızımın beyni var, sağlıklı dünyaya geldi sevgili bayan!
Minha filha tem cérebro. Nasceu sadia, não é atrasada!
benim sevgili aşkım... o halde o... kız kardeşin değil.
Meu querido amado... Então ela não é... Não é sua irmã.
Şu andaki kocamla karşılaştığımız o gün, ben Edward'ın naaşının ardından yürürken o melek kocamın, o sevgili evliyanın kanı, ellerinde daha kurumamışken, yanıma geldiğinde, kısacık bir sürede, şu kadın yüreğim, aptalca, onun ağzından dökülen tatlı sözlere tutsak düştü.
Quando aquele que ora é meu esposo veio ao meu encontro, acompanhava eu o corpo de Eduardo, quando ele de suas mãos mal lavara ainda o sangue derramado daquele anjo que foi meu outro esposo, em tão curto espaço de tempo, meu coração de mulher se deixava cativar por suas palavras.
Sevgili babam, karım ve kızımı size tanıştırabilir miyim?
Meu querido pai, posso apresentar-lhe a minha esposa e filha?
Evet, şimdi... Alçakgönüllülüğün birazcık, ayağa kalkma vakti. Çatımızın altında rahat olacağınıza inanıyorum, sevgili piskoposum.
Já que a humildade faz mal aos joelhos... creio que ficará bem, meu senhor Bispo.
Hükümdarımız Lord Henry'nin... sevgili sadık uyruklarına... Canterbury Meclisindeki piskoposlara cevabı.
A resposta do nosso soberano Henrique... aos seus amados súbditos, pontífices na Assembleia de Canterbury.
Kızmayın! Sevgili kızınızla, bir daha asla çıkmayacağım.
Nunca mais saio como a sua preciosa filha!
Kızımı bir buçuk yıldır tanıdığınızı söylediniz! Bir buçuk yıldır da sevgili olduğunuza göre, hiç zaman kaybetmemişsiniz!
Diz que a conhece há ano e meio e que são amantes há ano e meio.
Son aldığımız bilgilere göre sevgili Challenger'ımız kötülerin kıskacından kurtulmuş durumda. Aynasızlar fena çuvalladılar.
Segundo as últimas notícias, o nosso Challenger, o alma livre, acaba de romper o anel do mal que os malvados tinham formado.
Sevgili kızı Anne'ye mektup yazdım.
Eu escrevi a minha querida filha Anne.
Sevgili Tanrım, kasabadan Gray adında bir kız getirdi eve.
Querido Deus, ele apareceu com uma rapariga das bandas de Gray.
Sevgili Tanrım, küçük kızımı gördüm.
Querido Deus, vi a minha menina.
Sevgili Eduardo Filargi'yi aldığımız için çok kızgınsınızdır.
" Caro Eduardo... Você provavelmente está nervoso porque levámos o Filargi.
" Sevgili babacığım, senden mektup bekleyen bir kızın olduğunu hiç düşünmüyorsun.
"Querido pai." "Você provavelmente não sabe que tem uma filha que está à espera de uma carta."
Sevgili Harrowlularla ta 96'da oynadığımız oyunu hatırlıyorum da savunma hatlarına hiç hücum yapamadığımızı söylemişlerdi ama, daldık, vurduk, dokunduk oyunu da bir güzel, 15-4 kazandık.
Lembro-me de quando jogamos os Velhos Harrowians em'96, eles disseram que nunca conseguiríamos ultrapassar a defesa deles, mas nós mergulhámos e abanámo-nos e juntámo-nos e ganhámos o jogo por 15-4.
Benim sevgili küçük kızım.
Meu amor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]