Sen biliyor musun Çeviri İngilizce
3,494 parallel translation
Sen biliyor musun ne kadar zor olacak
Do you know how hard it would be to ask
Sen biliyor musun Abe nerede?
Do you know where Abe is?
Bu ne demek sen biliyor musun lan?
Do you understand what that means?
Sen biliyor musun?
Do you know, da?
Gerçek bir kahramansın sen biliyor musun?
You're a true hero, you know that?
Kanadığını sen biliyor musun?
Do you know you're bleeding?
Sen biliyor musun?
And you know?
Sen biliyor musun?
Do you?
Peki sen biliyor musun?
Do you know it?
L.F.T.S ve amonyak düzeyleri ve, um, ah, sen biliyor musun?
L.F.T.S, and ammonia levels, and, um, oh, you know what?
Biliyor musun, sen ve Zoe'nin kapımdan içeri girdiğiniz günü asla unutmayacağım.
Wow. You know, I'll never forget the day you and Zoe walked through my door, Sheriff.
Biliyor musun, sen ve takımının şaka gibi olduğunu düşündüm ama aslına bakarsan şaşırtıcıydınız.
You know, I thought you and your team were a joke but you're actually amazing.
Evet, ama sen Korece biliyor musun?
Yes, but do you speak Korean?
Biliyor musun? Eğer dırdır edenin sen olduğunu bilseydim yatardım.
You know, I'd lay off the nagging if I was you.
Sen gerçek bir pisliksin, biliyor musun?
You're a real prick, you know that?
Sen gerçekten iyisin, biliyor musun?
you're a real piece of work, you know that?
Sen girer miydin? Şans nedir biliyor musun?
You know what's lucky?
Sen benim ne kadar yakışıklı olduğumu biliyor musun?
Do you know how handsome I am?
Sen biliyor musun?
You know?
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Hey! Do you know who I am?
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Hey you, do you know who I am?
Sen benim nasıl hissettiğimi biliyor musun?
Do you even know how I feel?
Sen. Neden, biliyor musun?
You. You know why?
Los Angeles'ta kaç tane şantiye olduğunu biliyor musun sen?
You have any idea how many construction sites there are in L.A.?
Biliyor musun George lanet olsun ki, sen zeki bir adamsın.
- You know what, George? Damn it. You're a smart guy.
Biliyor musun, Bay C. sen gelmeden önce bana çok iyi davranıyordu.
You know what? Mr. C... Was actually nice to me before you showed up.
Bu dolapta ne sakladığımı biliyor musun sen?
Do you know what I keeps in this cabinet?
Pandey, sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Pandey, you know who I am.
hey ne var biliyor musun herkes çayı fincanla içmeyebilir. ama her ikiside hippi saçları ve sen bu işi yapıyor gibi görünüyorsun.
Hey, you know what, it might not be everyone's cup of tea, but neither is hippie hair, and you seem to make that work.
Ve biliyor musun, sen iyi bir arkadaşsın.
And, you know, you're a really good friend- -
Mark dostum, sen banyolardan daha çok bahsettikçe benim kendimi daha çok öldürmek istediğimi biliyor musun?
Mark, mate, you do know that the more you talk about bathrooms, the more I feel quite strongly that I'd like to kill myself?
Biliyor musun, sen meşgulsün.
You know what, you're busy.
Biliyor musun Bob? Sen bir pisliksin.
Um, congratulations.
Kart oynamayı biliyor musun sen?
Do you even know how to play cards?
Sen benim neler çektiğimi biliyor musun?
You know what I've had to sufter?
- Sen ne yap biliyor musun?
- You know what you should do?
- Sen ne yap biliyor musun canım?
- You know what you should do my dear?
Sen vurulmanın ne demek olduğunu biliyor musun?
Do you know what it's like to be shot?
Biliyor musun, sen gizli malzemenin bir kaşık Pillsbury olduğunu düşünebilirsin. Ama değil.
You know, you may think your secret ingredient is a spoonful of Pillsbury, but it's not.
Sen kocamın nerede olduğunu biliyor musun!
You know where my husband is!
Sen iyi İngilizce biliyor musun?
You know good English?
Sen yabancı fıstık dilini biliyor musun? Sırpça.
You speak foreign hot girl?
- Sen... biliyor musun?
- You... you know what?
Sen ölü bir adamsın bunu biliyor musun?
- You're a dead man.
- Sen nesin biliyor musun?
You know what you are?
Sahnenin nerede olduğunu biliyor musun? Sen nerede olduğunu biliyor musun?
Do you know where The Stage is?
Sen nesin biliyor musun?
You know what you are?
Ahjussi, sen ödenmeyen faturaları nasıl tahsil ettiğimi biliyor musun?
Do you know how many times I gotta go to collect the outstanding bill?
- Hadi ama! Biliyor musun sen gittikten sonra morali çok bozuldu.
You know, after you left, he was in rough shape.
Ve sen de onun bildiğini biliyor musun?
Wait. She knows?
Şimdi bunu satmanın ne kadar aptalca olacağını biliyor musun sen?
You know how stupid it would be if we sold right now?
sen biliyorsun 46
sen biliyor muydun 18
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen biliyor muydun 18
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bile 69
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bile 69