Sen de geliyorsun Çeviri İngilizce
583 parallel translation
Tabii ya harika fikir, sen de geliyorsun.
Of course, a splendid idea. You've got to come along.
Sen de geliyorsun.
You come too.
Peki Bijou, sen de geliyorsun.
All right, Bijou, you go.
Sen de geliyorsun.
You're going, too.
Sen de geliyorsun, Bowen.
That goes for you too, Bowen.
Laurie parti veriyor, sen de geliyorsun.
I mean, Laurie is giving a party and you're coming.
Sen de geliyorsun.
You're coming too.
- Sen de geliyorsun!
- You're coming!
Sen de geliyorsun, yolda anlatırım.
We'll drop you and talk on the way.
Sen de geliyorsun.
You too.
Sen de geliyorsun.
You're coming, too.
Sen de geliyorsun.
But you come, too.
Demek sen de geliyorsun?
I see. You're coming along, too?
Sen de geliyorsun.
You're coming with us.
Bu kez sen de bizimle geliyorsun.
This time you're going with us.
- Sen de benimle geliyorsun.
- You're coming with me.
Belki başımı derde sokacağım, oraya bir kez daha gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun, Kent.
I may be putting my neck on the line, but I'm going out there once more, and you're going with me, Kent.
Öldürülmelerine seyirci kalamazsın! Sus, sen de bizimle geliyorsun!
It comes with us.
Yarın buradan gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun.
I'm leaving tomorrow and you're coming with me.
Sen de benim gibi Missouri den geliyorsun,
You come from Missouri, same as me.
Gidiyorsak sen de bizimle geliyorsun pislik torbası.
If we go, you're going with us, fat gut.
Pekâlâ, sen de bizimle geliyorsun.
We're taking you, all right.
- Sen de benimle geliyorsun. - Ben mi?
- You're coming with me.
Sen de o gün geliyorsun.
That's when you're coming.
Sen de geliyorsun Tavşan Peter.
And you, too, Peter Rabbit.
Sen de bizimle kasabaya geliyorsun.
Now, you're going into town with us.
Sen de benimle geliyorsun.
And you're going with me.
Sen de mi geliyorsun?
You going too?
Çünkü sen de böyle bir kasabadan geliyorsun.
Because you come from a village just like that one.
Sen de bizimle geliyorsun. "Bir eli serbest" aynı kitabın dediği gibi, değil mi?
"One hand free" like the book says, Lieutenant?
Sen de buraya geliyorsun hemen!
You come here now!
- Ve sen de bizimle geliyorsun.
- And you're coming with us.
Sen de mi iktidarıma karşı geliyorsun?
You're breaking my balls too?
Sen de yıllardır oraya gidip geliyorsun.
You've been going there for years too.
Sen de benimle birlikte mi geliyorsun Rich?
Are you coming my way, Rich?
Ben gidiyorum, sen de benimle geliyorsun.
I'm getting out of here and you're coming with me.
Ben çıkıyorum, ahbap. Sen de benimle geliyorsun.
I'm getting off, buddy, and you're coming with me.
- Kesinlikle sen de geliyorsun.
- Surely you're coming?
- Sen de bizimle geliyorsun sanıyordum.
- I thought you were coming with us.
Sen de bizimle geliyorsun.
You might as well come on.
Pekala, gideceğim. Ama sen de benimle geliyorsun.
All right, I'll go, but you're coming with me.
Sen de bana iyi geliyorsun.
You do me good too.
Sonra sen geliyorsun, o da Eldir'de uyanıyor hesapladığı gibi kaçıp gidememiştir.
Then you happened along, and he wakes up in Eldir instead of long gone, as he figured.
Al bunu. Sen de Amerika'ya geliyorsun.
You could use it.
Sen de soylu bir aileden geliyorsun.
You're from a noble family, too.
İyi de ziyaretine geldiğimde sen de benim çok üzerime geliyorsun.
But... you were always so hard on me when I'd visit.
Sen de mi geliyorsun?
You coming along?
- Sen de mi geliyorsun?
- You coming too?
Sen de mi geliyorsun?
Coming along?
Sen de benimle geliyorsun.
You're coming with me.
Sen de görmezden mi geliyorsun?
And you ignore it?
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen deli misin 200
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen değilsin 122
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen deli misin 200
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen değilsin 122