English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dolu mu

Dolu mu Çeviri Fransızca

456 parallel translation
Herkesin bardağı dolu mu?
Votre verre est plein?
- Gerçekten dolu mu?
- C'est vrai?
Bayan Merlyn, tabanca dolu mu acaba?
Mme Merlyn, le pistolet est-il chargé?
- O silah dolu mu?
- Ce pistolet est chargé?
Bu silah dolu mu?
Est-ce qu'il est chargé?
Afedersiniz, bu koltuk dolu mu?
Pardon, ce siège est libre?
Söylesene, hâlâ hayat dolu mu?
Dis, elle a toujours... le même enthousiasme?
Senin depon dolu mu bakalım?
Es-tu sûre de ne pas avoir un réservoir plein?
Silahın dolu mu, Baba?
Ton fusil est chargé, papa?
- Silah dolu mu?
- Il est chargé?
- Dolu mu?
- Il est chargé?
Çok iyi # - Nasıl tüm zamanın dolu mu geçiyor?
Alors, tu es pris par ta vie mondaine?
Her şey kahkaha için. Salon dolu mu?
On dit "Tout pour faire rire." Il y a du monde?
- Şu koltuk dolu mu?
- C'est occupé?
- Bu yer dolu mu?
Cette place est prise?
Dolu mu?
Est-il chargé?
Bu silahlar dolu mu?
Ils sont chargés?
Karınlarınız dolu mu? Çok para kazanmak ister misiniz?
Vous avez tant d'argent que vous refusez d'en gagner?
Tom, elindeki çifte dolu mu?
Tom! Ton fusil de chasse est chargé?
- Hem de dolu mu olacaktı?
Monsieur veut repartir avec son fric, oh!
Yaşam dolu mu görünüyorum?
Je suis pleine de vie?
- Ortağının cebi dolu mu?
- Il a de l'argent?
Sandalye dolu mu?
Cette chaise est prise?
- Elbette. - Dolu mu olacak?
" Voix basse, pénétrante et fluette.
Teşekkür ederim, Barney. Kral elleri dolu mu geldi?
M. le baron a ramené des cadeaux?
Dolu mu o?
Est-il chargé?
Güçlü, merhametli, sevgi dolu mu?
Fort, bienveillant, rempli d'amour?
Bu koltuk dolu mu?
Ce siège est occupé?
- Bu şey dolu mu?
- Est-ce qu'il est chargé?
- Dolu mu?
- Complets?
Nefret dolu mu?
Odieux?
- Dolu mu? - Tabii ki.
- Il est chargé ce machin?
Burası dolu mu? - Hayır.
Ce siege est-il libre?
- Havuz dolu mu? - Evet, tamam.
- Vous avez chargé la piscine?
- Sol kanattaki depo dolu mu?
- Et Ie reservoir gauche?
Sandalyeler dolu mu acaba? "
Ces places sont-elles prises? "
- Tuvalet dolu mu?
Est-ce que les toilettes sont libres?
Burası dolu mu?
Cette place est libre?
- Eli dolu mu?
- Il a quelque chose?
Londra gerçekten Araplarla dolu mu diye soruyor.
Elle demande si Londres est vraiment bourrée d'Arabes.
Hey, orası dolu mu?
J'aimerais qu'on puisse contacter un vétérinaire. C'est pas demain la veille qu'on en trouvera un ici.
Yanıma koruma amaçlı bir şeyler almamı istiyorsunuz yani. Gümüş kurşunlarla dolu bir silah belki. Bunu mu kastediyorsunuz?
Vous me suggérez d'emporter quelque moyen de protection.
Tapınak dolu mu?
Le temple est-il plein?
Bu kadar hayat dolu olması benim suçum mu?
Est-ce ma faute, si elle est si vivante?
Altın şamdanlar ya da dolu bir yardım kutusu mu gördük sanıyorsun?
On pensait trouver des candélabres en or, un tronc débordant d'argent.
Bir dolu harikulade genç, ha? Ne bekliyordun, yıldızlar topluluğu mu?
C'est beau à voir, non?
Zavallı Baba, bizim de sevgi dolu anne babaların çocukları olabileceğimizi unuttun mu?
As-tu oublié que nous aussi pourrions être les enfants de parents aimants?
Benim burada en iyi giysileriyle oturan aşağılık biri olduğumu mu düşünüyorsun? İçi sigara dolu iyi bir tabakamın olmadığını mı?
Vous êtes là en train de vous dire que je suis un pauvre type qui n'a même pas de cigarettes, hein?
Dolu mu?
Complet?
- Bu da neydi? Ne? Dolu olduğunu mu sanıyordun?
Qu'est-ce que t'as?
Sana dolu, tatmin edici bir hayat sağlıyor mu?
Est-ce que vous trouvez là-dedans une vie pleinement satisfaisante?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]