Hâlâ Çeviri Fransızca
54,105 parallel translation
Hâlâ çok güzelsin.
Tu es toujours aussi belle.
Bay Blanding'i arayıp hâlâ beklediğimi söyleyebilir misiniz acaba?
Pourriez-vous appeler M. Blanding pour lui dire que je patiente toujours?
- Tangoları hâlâ alaşağı edemedik.
Je ne peux pas détecter les tangos!
Tasalanma Hilly geri döndüğümüzde mirasın hâlâ yerli yerinde duruyor olacak.
Ne t'en fais pas, Hilly. Ton héritage sera toujours là on reviendra.
Belki hâlâ hayatta kalanlar vardır.
Il reste peut-être des survivants.
- Gördüğün onca şeyden sonra buna hâlâ inanıyor musun?
Tu y crois toujours, après tout ce que tu as vu?
Eros'tan ayrılırken yakaladığınız şu sinyal hâlâ mevcut öyle değil mi?
Vous avez toujours une onde de ce signal que vos gars ont intercepté en partance d'Eros? Oui.
Belki de Eros'taki o insanlara hâlâ yardım edebiliriz.
Ça pourrait aider ces gens sur Eros?
Bunların ne anlama geldiğini ya da Dünya'nın parmağının olup olmadığını hâlâ bilmiyoruz.
On ignore toujours ce que ça suppose, ou si la Terre était impliquée.
Emirlerimiz hâlâ geçerli.
Nous avons toujours nos ordres.
Sana hâlâ bir tane borçluyum değil mi?
Je t'en dois toujours une, n'est-ce pas?
- Hâlâ konuşuyorsun. Başka bir Kuşaklı gemisi patlamayı görmez ve benim için gelirse hâlâ süzülüyor olurum.
Si un autre vaisseau ceinturien n'avait pas vu l'explosion et n'était pas venu, je flotterais encore.
- Burası hâlâ kuzenine mi ait?
- Votre neveu est toujours proprio?
Hâlâ şu boktan hikayeyi anlatıyor musun?
Vos bobards continuent?
Hâlâ devam ediyor. Sana bunun kim olduğunu bilmediğimi zaten söyledim.
Je vous dis que je sais pas qui c'est.
Hâlâ hoşuna gidiyor, değil mi?
Vous adorez toujours ça, hein?
Senin için hâlâ değerliyim, istihbaratım var.
J'ai encore de la valeur. Je peux vous renseigner.
O hâlde neden hâlâ bu konuşmayı yapıyoruz?
Alors, pourquoi on en parle?
Hâlâ onu görmeme izin vermiyorlar.
Ils ne me laissent toujours pas la voir.
İyi haber şu ki senin için hâlâ uygunsa plânladığımız gibi, görüşmeyi gerçekleştirebiliriz.
De toute manière, la bonne nouvelle c'est que nous pouvons garder notre rendez-vous comme programmé si cela vous convient encore.
Patlama yerinde hâlâ ceset araması yapıyorlar.
Ils fouillent encore le site pour les cadavres.
Durum net değil, hâlâ sahadan rapor geliyor.
La situation est difficile à apprécier. Des rapports arrivent encore du terrain.
Çalışanlarıma ne diyeceğimi hâlâ bilmiyorum.
Je sais toujours pas quoi dire à mon équipe.
Sen ise hâlâ son sürat gidiyorsun.
Tu es toujours là à aller à mille à l'heure.
George Washington Üniversitesinde genç bir delikanlı var. Klasikler bölümünde öğretmen, öyle bir bölümün hâlâ var olduğuna inanırsan tabii.
Il y a un jeune assistant d'enseignement à GW... dans la section de musique classique, si tu peux croire qu'il existe encore un tel truc.
Onunla hâlâ konuşmadın, değil mi?
Tu lui as toujours pas parlé.
Hâlâ orada çalışan kimse?
Personne qui y travaille?
Hâlâ buradayım değil mi?
Je suis toujours là, non?
- Hâlâ giremedin mi?
Êtes-vous seulement entré?
- Hâlâ hayatta olduğundan emin misin?
Tu es certain qu'elle vit encore?
Geçen akşama kadar hâlâ bir köleydim.
La nuit dernière j'étais esclave.
Kurumuş kalbinde bana karşı hâlâ sevgi kalmışsa o zaman bıçağını çıkar ve öldür beni.
Si un peu d'amour pour moi demeure dans ton coeur asséché, sors ton couteau et tue-moi.
Senin de hâlâ bir aptal olduğunu görmek güzel.
C'est si bon de voir que tu es toujours un idiot.
- Northumbria'da hâlâ adamlarınız var mı?
Vous avez des hommes en Northumbrie? Quelques uns.
Kevin hâlâ uçağa binmedi.
Kevin est toujours à l'aéroport.
Hâlâ Nora ile birlikte.
Il est avec Nora.
Ama anlatamadığım şey kızımın hâlâ hayatta olduğuna inandığımdı.
Mais ce que je pouvais pas te dire, c'était que je pensais que ma fille était vivante.
Çünkü ben hâlâ yırtabilirim.
Je peux déchirer ça aussi.
Dur. Niye hâlâ buradasın?
Pourquoi t'es encore là?
Susam Sokağı'nın yapımcısı Lonny Dufrene ve evet, hâlâ görüşüyoruz.
Dufrene produit 1, rue Sésame. Je suis en contact avec lui.
Bence imzalamıyorsun çünkü hâlâ bana âşıksın.
Tu ne veux pas signer, car tu es encore amoureuse de moi.
Hâlâ buradayım ben.
Je suis encore là.
Ama hâlâ aynı oyundasın.
Mais vous êtes au même point.
Ne olduğunu anlamak için hâlâ beklemedeyim.
J'attends toujours de savoir de quoi il s'agit.
İşleri hâlâ o çeviriyor.
C'est toujours lui qui est en charge.
Evet, hâlâ öyle.
Oui. Mais quand même...
Buraya geliş amacımızı hâlâ yapabiliriz.
On peut toujours faire ce pour quoi on est venus...
- Hâlâ zarar görebilirisin.
- Mais vous allez prendre un coup.
- Evet ama hâlâ Rebecca'yla dosyalara bakıyorlar.
Ouais, mais lui et Rebecca examinent toujours les dossiers.
Lütfen onu hâlâ takip ettiğinizi söyle!
S'il te plait, dis-moi que tu le suis encore.
- Hâlâ orada mısın?
Tu es toujours là?
hala 311
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41