English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Hıc

Hıc Çeviri Fransızca

14,574 parallel translation
Barda çıkacak karmaşayı ve dönüş yolculuğuna senin kilonu da dâhil edersek buraya 4'ü 13 geçe varacaktınız.
Compte tenu des perturbations survenues au pub et du trajet du retour avec ton poids ajouté, vous arriveriez ici à 16 h 13.
Yargıç çok hızlı gittiğimi söyledi. Ben de :
J'ai répondu au juge :
Milyonlarca pound aklayan adam hırsızdır. Ama birkaç milyar sözü geçince olaylar nedense değişiyor.
Un homme blanchit des millions, c'est un escroc, mais quelques milliards, ce n'est plus pareil.
Ne kadar da hızlı.
C'est fou comme c'est rapide.
Uçağım yarın sabah 10'da. Bu çöplükte 48 saatten fazla kalamam.
Je décolle demain à 10 h. 48 h dans ce trou, c'est mon max.
Evet, 01.00'de büroda olmalıydın çünkü iş yaptığımız tüm ülkelerde gün ortası oluyor.
À 1 h, t'es censé bosser. C'est la journée chez nos partenaires.
Toplumdan dışlanmış kişilerdi. Hırsızlar, soğuk kanlı katillerdi hepsi.
C'était les rejets de la société, des voleurs, des meurtriers de sang-froid.
Göreviniz hızlı bir çıkarma yapmak.
C'est une mission d'extraction.
Bu buluşma noktasına en hızlı yoldu.
C'était la route la plus rapide.
Ben H.İ.'yim.
Les RP, c'est moi.
O iğneyi bana batırdığınızdan beri kalbim çok hızlı atıyor.
Depuis que vous m'avez piqué avec cette aiguille mon cœur bat très vite.
Amerika'nın en büyük araba hırsızlarından.
C'est un grand voleur de voitures.
Hırsla koştuk, tekmeledik ve zirveye giden yolumuzu mücadeleyle açtık. Varlığımızın yarısından fazlasını yaşadığımız büyük, şişman, aptal, anlamsız dünyaya hoş geldin.
C'est en arrachant, en donnant des coups de pied, qu'on a atteint les sommets.
Dün de aynen böyle oldu. Standart Doğu Saati ile 13.07'de.
C'est exactement ce qui s'est passé hier à 13 h 07, heure de l'Est.
Senin puan aldığında hemfikiriz herhalde çünkü benim hızlı arama listemde ilk numara, eskort servisinin.
Clairement un point pour toi, car le premier numéro de mes favoris, c'est une boîte de call-girls.
Hırsızlık yapmaya gelmiş!
- Elle voulait voler! - C'est faux.
Arabası, 9 : 20'da yoldan çıkıp okyanusa düştü.
La voiture a quitté la route et sombré dans l'océan à 21 h 20.
Hızlı bir şekilde buradan giriş çıkış yapabilir.
Accès et sortie rapides.
Hadi bakalım çocuklar, hızlanın, çıkın.
Allons, venez les enfants, dépêchez-vous, sortez, allez!
Nasıl? Her şey çok hızlı oldu, Bay Bogue. Hiçbir şekilde...
C'est arrivé si vite, Monsieur Bogue, je n'ai pas vraiment pu...
- Sadece hıyarlarla çıktığımı söylemiştim.
Je t'ai dit que je ne sortais qu'avec des connards.
Sen bir hıyar istediğine göre, hıyar olmamam beni normalde çıktığın hıyarlardan daha fazla hıyar yapar çünkü onlar sana istediğin şeyi veriyor.
Le fait que je ne sois pas un connard me rend plus con que les connards que tu fréquentes, vu qu'il n'y a pas de surprise.
Ama onu ben hıyar yapmadım.
C'est pas ma faute s'il est con.
O hıyarın teki.
Il l'est, c'est tout.
Ama gitmeden hızlıca bir selam söyleyebilir misin?
- un petit bonjour à une personne? - David, c'est moi!
Kalbim saatte 200 mille gidiyor. Ama şu an sadece 45'teyiz.
Mon cœur bat à 300 km / h, mais on fait seulement du 60!
Şunu söylemeliyim, Billy, Oradaki o kibirli hıyara karşı duruşun var ya dünyamızda "gerçek bir film anı" dediğimiz şey işte budur.
Je dois dire que la façon dont tu as tenu tête à ce con arrogant, c'est ce qu'on appelle "un moment de cinéma".
Şu direnişçi videolarında hızlı iş çıkarmıştınız.
Un travail rapide avec une vidéo de rebelles.
Siz de direnişçilerde hızlı iş çıkardınız.
Et vous vous êtes occupés rapidement de ces rebelles.
- Yanılıyorsunuz! Çok daha hızlı.
C'est plus rapide.
Hayır. O zaman hırsız.
Alors, c'est un voleur.
Onlar, güvenilmez bir hırsız grubu ve yataklarımızda katledildiğimizi görmek istiyorlar!
C'est une bande de voleurs sans vergogne qui rêvent de nous assassiner dans notre sommeil!
Ağzından ne zaman hoş bir laf çıksa... bir hırdavatçıya gidip çuvalla halat ve zincir alasım geliyor.
Chaque fois qu'il dira quelque chose de gentil... Je vais prendre une corde et une chaîne chez Home Dépôt... et voir où cela nous mènera, tu sais?
Ona bu yüzden mi Hınzır Sik derlerdi?
C'est pour ça qu'on l'appelle Bite le Délicat?
Karaborsada satılan bir hızlandırıcıyı kullanmak.
Utilisation d'un accélérateur acheté au marché noir.
Ratchet düzenleyiciyi ortaya çıkarttığında bağlantısı hızla kesilebilir.
Lorsque Ratchet aura découvert le stabilisateur, il le débranchera...
Hıhımm. Ya da seni, aşırı sıkıcı bulur ve görmezden gelir.
Ou bien il te trouve super agaçant et t'ignore.
Ben hızlıca bir yukarı çıkacağım.
Je monte une seconde.
Aynı anda senle bütünleşir, hır gür çıkarmaz.
C'est à la fois un complément et un contraste.
- Tabii. 2-9-T-H-D-0-3.
C'était 2-9, T-H-D, - 0-3.
Flaş oradaki en hızlı adamdır.
Flash, c'est le plus rapide ici.
Tembel hayvan diye hızlı olamaz mı diyorsun?
Parce que c'est un paresseux, il ne peut pas être rapide?
2-9-T-H-D-0-3!
2-9-T-H-D-0-3. C'est elle!
Siz söyleyene kadar akşam oldu Bay Z.
C'est un bien grand mot, M. H.
Çok hızlıyız!
C'est trop vite!
Hızlıca girip çıkabilirim. Pekâlâ, adım adım gidelim, lütfen.
Je peux entrer et sortir vite fait.
Para manyağı, hırs delisi bir CEO olsan anlarım, çıkarları için insan böyle bir şey yapılabilir.
Normal pour une merde de patron sanguinaire qui veut vider l'économie à son profit.
- Buna hızlı cevap verdin.
- C'était rapide.
Kist konusunda çok hızlı bir iş çıkardınız.
Vous avez su rapidement enlever ce kyste.
Hızlı yapılmalı. Az kan her zaman iyidir.
Il faut faire ça vite moins il y a de sang, mieux c'est.
Tek bir diferansiyelden çıkmayınca oluşacak açısal hızı düşünsene.
Imagine la vitesse angulaire si ça ne vient pas d'un seul différentiel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]