English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Onlar için

Onlar için Çeviri Fransızca

17,782 parallel translation
Böylece onlar için önemli konuları kaçırmıyorum.
euh, pour que je puisse rester à l'écoute des problèmes qui sont importants pour elles.
Birilerine değer verirsen, korunması gereken birileri de olur. Onlar için birilerini öldüreceğin insanlar.
Si on tient à quelqu'un, on doit le protéger, on va tuer pour lui.
Onlar için zor olduğunu biliyorum.
J'imagine que c'est dur pour eux.
Anlaşmamız onlar için çok değerli.
Notre arrangement est trop précieux.
- Onlar için bir şey söyle.
Dis-leur un mot.
Kelimenin tam anlamıyla, şu anda onlar için ölebilirim.
Je donnerais ma vie pour eux.
... onlar için neredeyse her şeyi yaparız.
À n'importe quoi, pour eux.
Onlar için üzüldüğümden karar vermemi Zorlaştırıyor
Ça me rend triste de ne pas pouvoir tout prendre.
Her türlü kötü adamla sohbet etmişliğim var ve genelde sonu onlar için iyi bitmez.
J'ai eu beaucoup de conversations avec toute sorte de mauvais types, et généralement ça ne se finit pas très bien pour eux.
Onlar için endişelenmeye başladın mı Charlie?
Tu commences à t'inquiéter pour eux Charlie?
Ektiğimiz her şeyi yiyorlardı. Onlar için açık büfe gibiydi.
mangeant tout ce qu'on a planté comme si pour eux c'était un putain de bar à salade.
Teselli olacaksa, Metallica'yı da kaçırıyordum ve en eski dostlarımla buraya sırf onlar için gelmiştik.
Si ça peut vous consoler, j'ai presque raté Metallica, alors que je suis là pour eux et mes plus anciens amis.
Jarvis bile yeterince açık tenli değil onlar için.
Jarvis ici présent n'est même pas assez blanc pour eux.
Ve bu onlar için, bizim dünyamızın ötesindeki daha ileri olan bir dünyanın varlığına dair bir kanıttı.
C'est pour elles la preuve de l'existence d'un monde supérieur au-delà du nôtre.
Sen hâlâ burada olduğu için onlar da hâlâ burada demektir.
Alors ils sont toujours là... car tu es toujours là.
Kayıp Amerikalılar için endişelenmek onların görevi değil.
Ce n'est pas leur boulot de se soucier d'Américains disparus.
Ciddi ciddi sevgili oldular ve bunu sorun etmemem gerektiğini biliyorum ama onların yanında dolaşmak benim için çok zor.
C'est en fait, un couple maintenant. Et, heu, je sais que je suis supposé être cool avec ça, mais, heu ouais, c'est dur... C'est dur pour moi d'être avec eux.
Onları senin için hizada tutacağım.
Je les garde à l'ordre pour toi.
- Onların iyiliği için olsa bile mi?
Même si c'est pour leur bien?
Onları durdurmak için benimle Mississippi'ye gelecek misiniz?
M'accompagnerez-vous dans le Mississippi pour les arrêter?
- Evet, onları yakıp kül etmek için.
- Oui, pour les cramer. - D'accord.
Scott. Yapmaya çalıştığımız şey Scott, eyaletin dört bir yanındaki çocukları buluşturup onları teknoloji kariyeri yapmaları için yüreklendirmek.
Notre but, Scott, c'est de mettre les enfants de l'État en relation, tout en les encourageant à faire carrière dans la technologie.
Geri kalan tek iz onları kontrol etmek için ses komutu kullanmak oldu.
Ne subsistent que les commandes vocales qu'on utilise pour les contrôler.
Şerif onları püskürtmek için geride kaldı.
Le shérif est resté.
Onları aramak için tepelere yine gidecek misiniz?
Vous allez retourner les chercher?
Onları kesim için geri getirdiğimiz hiç aklıma gelmezdi.
Je ne me suis jamais dit qu'on les ramenait pour les tuer.
Onları Charlotte'ın eve dönüşü için almıştım.
Je les ai achetées pour le retour de Charlotte.
'Onlar için hazırız, Hanna.'
On est prêt pour eux.
Jesse ve Becky yeminlerini tazelemeye geldiği için Fernando ile onların törenine kaynak yapmaya karar verdik.
Comme Jesse et Becky viennent renouveler leurs vœux de mariage, c'est l'occasion pour Fernando et moi de squatter leur cérémonie.
Onlar bilimimiz için gereken kurgu.
Ils sont la fiction de notre science.
Benim gibi hiçkimse olan biri için onların elleri, çok fazla çalışıyor
Pour une personne comme moi se donner tant de mal...
Ve sadece benim için Bu eller yiyeceklerimi kaldırıp, onları poşete koyuyor
Pour une personne comme moi ces mains habiles qui mettent ma nourriture dans le sac...
Onlar senin için gelecek Crane.
Ils viendront pour vous.
Ne yaptıklarını bilmedikleri için... Onları affet.
Pardonnez-les, ils ne savent pas ce qu'ils font.
Onlar bize yardım ve koruma için buradalar. Onların gözetimi olmadan işemeye bile gitmeyeceksiniz.
Ils sont là pour notre soutien et notre protection, et vous n'irez même pas pisser sans qu'ils soient suffisamment près pour vous la secouer.
Onlarla kal, benim için onları gözle.
Surveille-les pour moi. OK?
Onları tutmak için bir neden göremiyorum.
Non, je n'en vois aucune.
Ama en çok da sevebileceğin insanlar olduğu için öfkeliyim. Ve onların ölüm fermanlarını imzalamayı seçtiğin için.
Mais par dessus tout, je suis en colère parce que tu as des gens que tu peux aimer et que tu choisisses de signer leur arrêt de mort.
Onlar, senin için geldiler.
C'est eux. Ils sont venus pour toi.
Onları Academy'de görmek için sabırsızlanıyorum.
- Oui, j'ai hâte!
Bunun üzerine aralarına sızıp davamızı oluşturmaya başladık... taa ki muhbirlerimizden biri ispiyonlayana kadar biz de onları hazırlıksız yakalamak için mekanlarına baskın yaptık.
Depuis lors, nous avons commencé à faire notre chemin et de construire notre cas. Tant que " notre informateur infiltré a donné un pourboire et nous avons dû faire un blitz improvisé.
Her biri benim için önemli ve onları yargılarsam işimi yapamam.
Tous ces gens m'importent, je ne peux pas faire mon job si je les juge.
Bunu benden duyduğun için üzgünüm ama öyle düşünen yalnızca onlar değil.
Désolé de te le dire mais il n'y a pas que les personnes traditionnelles.
Onlar para kazanmak için sıkı çalışan gençler.
Jeunes et ambitieuses.
İnsanlar denizkızlarının varlığını onları korumak için reddettiğinizi söylüyor.
On dit que vous niez leur existence pour les protéger.
Anne babanın yatırım portföyü için mahkeme emrimiz var. - Anlaşılan onlar da Pepsum işlemlerine bulaşmış.
On a un mandat pour les investissements de vos parents, il semble qu'ils aient pris part à l'affaire Pepsum.
- Beni dövmeleri için geri yolladı onları.
Il les a envoyés pour chasser la camelote hors de moi.
- Onları hatırlamak için mi?
Juste pour se souvenir d'eux? Ouais.
Hedeflerimiz onların her zamanki hedefleri olacak eşitlik için mücadele etmek, baştakine karşı mücadele yolsuzlukla mücadele etmek.
Nos buts sont toujours les mêmes : Une lutte pour l'égalité, une lutte contre l'homme, contre la corruption.
Fedakar kişiler diğerlerinin ihtiyaçlarına karşı hassas oldukları için onları çevirmede en iyi yol onlarla direkt konuya girmek. uuhh.
Puisque les soutiens sont sensibles aux besoins des autres, le meilleur moyen de les convertir c'est d'être direct.
Arkadaşlarınızın kişiliklerini doğru bir şekilde tanımladınız Onları tarafınıza çekmek için Güçlü yaklaşımlar sergilediniz.
Vous avez exactement identifié les types de personnalité de vos paires et avez proposé de solides approches pour les avoir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]