English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Onlara

Onlara Çeviri Fransızca

55,071 parallel translation
Onlara bebeğim demiyoruz veya yaralarını öpüp geçirmiyoruz.
On ne les appelle pas bébé, on ne les réconforte pas.
Onlara insan öldürmeyi öğretmeye çalıştılar.
Elle voulait leur enseigner à tuer.
Onlara yardım etmeliyiz.
On devrait les aider.
Sınıra varmadan onlara ulaşmalıyız!
Il faut les rattraper avant la frontière.
- Ne demek bu? Onlara karşı gelemeyeceğimi biliyor muydun?
- Comment ça, je ne m'opposerais pas à eux?
Bu ufak çocuklar sonuncu oluyorlar ve senin gibi ödlekler de onlara ödül veriyor.
Les gamins arrivent en dernier et les trouillards comme toi veulent les récompenser.
Ve gidip onlara " Ben kibar bir adamım.
Vous allez dire : " Je suis sympa.
Onlara vermelisin. Onların hakkı.
Qu'est ce que tu veux?
Onlara ölmelerini ben mi söyledim?
Réfléchissez bien.
Onlara yapacaklarımdan korkuyorlar.
Ils craignent ce que je leur ferai.
- Göster onlara, Rocket.
- Montre, Rocket.
- Söyle onlara.
Dites-leur.
- Onlara yemek ve su ver.
- Donnez-leur de la nourriture et de l'eau.
Babası para babasıydı. Muhasebeci ya da her neyse. Feds'in onlara karşı bir dava açmasına yardımcı olmak için mükemmel bir fikri olana kadar...
Son père s'occupait de blanchir l'argent ou c'était leur comptable, je ne sais plus, jusqu'à ce qu'il ait la brillante idée d'aider les fédéraux à bâtir une preuve.
- Onlara bir mesaj gönderiyorum.
- On leur envoie un message.
Onlara zarar verme imkânınız varsa tereddüt etmeyin.
Alors, la moindre occasion que t'as de leur faire mal, n'hésite pas. - Avec un arc, je le pourrais.
Bence onlara fazla güveniyoruz.
Il me semble qu'on a placé trop d'espoirs en "eux".
Ben dönene kadar onlara göz kulak ol.
Veille sur eux jusqu'à mon retour.
Ve ödettim onlara hepsini.
Oh, et je les ai fait payer.
- Onlara layık koruyucular için.
Ceux qui sont dignes.
Bu yaşadıklarımı onlara nasıl anlatırım bilmiyorum.
Je ne sais comment leur parler de ce que je me sens vraiment.
Bunların hiçbirisini onlara söylemedim.
Et je n'en ai jamais parlé à quelqu'un.
Dünyanın sonu geliyorsa buraya gelip kısa sürede onlara katılırım diye düşündüm.
J'ai pensé, si c'est la fin du monde... je viendrai là... où dans peu de temps, je les rejoindrai.
Ben onlara sürünen kafatasları diyorum.
Je les appelle "les rampants du Crâne".
Onlara ne isterseniz onu deyin.
Vous pouvez les rebaptiser.
Onlara en karanlık sırrınızı söylemek.
Dévoiler son plus lourd secret.
Çünkü onlara söylerseniz ve bilmek istemediklerine karar verirlerse geri alamazsınız.
Parce que... si on le dévoile et qu'il s'avère que vos amis préfèrent ne pas savoir, on ne peut pas l'effacer.
Onlara benim gönderdiğimi söyle, tepki vereceklerdir.
Allez-y de ma part, vous serez bien reçue.
Onlara itirafta bulunuyorsun.
Vous leur faites vos confidences.
İnsanları eşyaya dönüştürmeyi seviyorum böylece onlara sahip olabilirsiniz.
J'aime transformer les gens en objets inanimés. Ils sont à ma merci.
- Onlara ne yapacaksın?
- À savoir?
Onları aydınlatmalıyım... kanıtlarıyla! Onlara geçiş yok!
Ils ne passeront pas!
Onlara masal kitabımı okurum.
Je leur lis mon histoire.
Onlara bir şey olmasını istemem.
Ça me désolerait qu'ils soient éliminés.
Dönüp seni almasaydım onlara yetişirdim!
Je les aurais rattrapés si tu m'avais pas retardé!
Peki, sen gittikten sonra onlara ne diyeceğim?
Je leur dirai quoi après ton départ?
Onlara Harbulari bataryaları deniyor.
C'est des batteries Harbulaire.
Yağmacı kurallarına karşı geldi ama ona karşılığını cömertçe verdim ve vicdanını rahatlatmak için onlara zarar vermeyeceğimi söyledim.
En violation du code, mais il a été rémunéré généreusement. Pour alléger sa conscience, j'ai promis de ne pas leur faire de mal.
Bizimle kalıp onlara yardım edebilirsin.
Tu pourrais nous aider à les sauver.
Onlara Thanos'u öldürerek yardım edeceğim.
Je les aiderai en tuant Thanos.
Onlara bağırmış olsa da.
Même s'il les a engueulés.
Onlara bir kalp nakline ihtiyacı olduğu ve aniden bir donör bulunduğu söylensin.
On dira qu'il a besoin d'une greffe cardiaque et le donneur est soudain disponible.
İnsanlar hakkında içten içe duyduğumuz kesin arzuları onlara bildirirsek o zaman hepimiz mutlu veya onun gibi bir şey oluruz.
Et on tourne autour déclarant nos désirs intimes aux seules personnes qu'on aime bien... Alors on finit par être heureux.
Parayı onlara gönderdim bile.
J'ai déjà envoyé l'argent.
Onlara para gönderdin!
Tu leur as envoyé l'argent!
HÖC yıllardır manşetlere çıkmamıştı ama bugünkü kargaşadan sonra tüm gözler onlara çevrildi.
Le FLA n'a pas fait la une depuis des années, mais les revoilà sous les projecteurs après les événements d'aujourd'hui.
Onlara babamı hatırlatıyor.
Elle leur rappelle papa.
Nasıl bir anlaşma yapacağımızı anlattım ve onlara hak ettiklerinden de fazlasını verdim. Onlarla işimiz bitti artık, tamam mı?
Je leur ai dit comment ça allait se passer je leur ai donné plus que nécessaire, on en a fini avec eux.
"Sana Ajan Cooper'ı sormaya geldiklerinde onlara bunu ver."
"Quand ils viendront te parler de l'agent Cooper, donne-leur ceci."
O zaman bırak da deneyeyim. Bırak oraya inip onlara yardım edeyim.
Donne-moi une chance de les sauver.
Aşağı inip onlara yardım etmeme izin vermelisin.
Laisse-moi descendre les sauver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]