Silahınız var mı Çeviri Fransızca
193 parallel translation
Silahınız var mı?
Vous êtes armé?
- Yanınızda silahınız var mı?
- Avez-vous un pistolet? - Oui.
- Silahınız var mı Greer?
- Vous avez un fusil, Greer?
Silahınız var mı efendim?
Vous avez un revolver?
- Silahınız var mı?
- Vous avez des armes?
Hiç silahınız var mı?
Avez-vous... des... armes?
Silahınız var mı?
Des armes?
Durup dururken nereden çıktı bu şimdi? - Silahınız var mı Madam Sophie?
Savez-vous pourquoi?
Silahınız var mı yok mu?
Peut-on avoir votre pistolet?
Silahınız... Silahınız var mı?
Vous avez- - Vous avez un fusil?
Hiç silahınız var mı?
Vous avez des flingues?
- Silahınız var mı?
- Possédez-vous une arme?
Silahınız var mı?
Je peux le prouver.
Silahınız var mı?
Vous avez un flingue?
Evde silahınız var mı... kendinizi koruyabileceğiniz herhangi birşey?
A vez-vous une arme chez vous, quelque chose pour vous protéger?
Burada silahınız var mı?
Vous n'avez pas de pistolet ici?
Bay Menges, silahınız var mı?
Mr Menges, auriez vous un fusil, ici? ou quelque chose comme ca?
Silahınız var mı?
Avez vous des armes?
Silahınız var mı doktor?
Vous avez une arme?
Silahınız var mı?
Avez-vous une arme?
- Silahınız var mıydı?
- Vous étiez armé, ce jour-là?
- Silahınız var mı?
- Vous avez votre arme?
- Silahınız var mı?
- Avez-vous une arme?
Silahınız var mı?
Et vous avez des armes?
Silahınız var mı?
T'as un pistolet?
- Silahınız var mı? - Hayır, yok.
- Vous n'avez pas d'armes?
Silahınız var mı, Bay Wigand?
Vous avez une arme?
Silahınız var mı?
Tu as des flingues?
- Bayım, silahınız var mı?
- Possédez-vous une arme? - Non.
- Bayan Strada, evde silahınız var mı?
Mme Strada, possédez-vous une arme, ici?
- Silahınız var mı, Efendim?
- Vous n'avez pas d'arme, Lieutenant?
Silahınız var mı?
Vous avez des armes?
Hiç silahınız var mı?
Vous avez des armes?
Kılıcıyla silahıyla Kral John'a ihtiyacımız yok. Senin bu inancının nedenini bulup, bunu tedavi edebilecek birine ihtiyacımız var.
Le remède, ce n'est pas le roi Jean et son épée... mais quelqu'un capable de trouver le motif de ta croyance,
Silahınız mı var?
Je vois que vous êtes armé.
- Karınızın silahı var mı bay Kingsby?
- Votre femme avait-elle un revolver?
Kaç asker, kaç silah düşmanımızın bu işte kaç tane tankı var. Ne kadar yakıtları var? Yürüyün.
combien d'hommes, combien d'armes, combien de tanks l'ennemi a engagés et de combien de carburant il dispose.
Hazırladığımız yerde yeterli elementler de var ikiniz de bunlardan silah yapabilecek ve birbirinizi imha edebileceksiniz, zaten amacınız da buydu.
Cette planète contient les éléments nécessaires à la fabrication d'armes pour vous détruire, ce qui semble être votre intention.
Ne paramız ne de silahımız var.
Il n'y a ni armes ni argent.
Füzyon reaktörlerini ve liderimizin silahını çalıştırmak için suya ihtiyacımız var Mike.
Mais ça marchera. La Terre sera un désert... et l'humanité mourra.
Silahınız var mı?
- Vous avez un pistolet?
Ve artık sınırsız gücü olan bir silahımız var.
Nous avons désormais l'arme absolue.
- Silah için ruhsatınız mı var?
- Vous avez un permis?
Şu anda bayanın başına doğrultulmuş bir silah var. [br ] O nedenle hemen Washington'u ara ve onlara adamlarını esir [ br ] aldığımızı söyle ve adamların ben J.Edgar Hoover ile konuşana kadar [ br] hiç bir yere gitmeyecek.
J'ai une arme pointée sur la dame. Appelez Washington et dites-leur que je garde vos hommes prisonniers tant que je n'aurai pas parlé à J. Edgar Hoover.
Jackie, hoşgeldin. Silah kaçakçısını yakalamamız için yardımına ihtiyacımız var Birkaç gün önce bir nükleer savaş başlığını çaldı.
Il nous faut votre aide pour trouver le marchand d'armes... qui a fait sortir en contrebande une tête nucléaire ces jours-ci.
Kaptan Sisko. Yeterince askerimiz, gemimiz ve silahımız olmayabilir ama bir sürü kaptanımız var.
Nous n'avons pas assez de troupes, mais nous avons beaucoup de capitaines.
Benim silahım var. Sizin de silahınız var.
J'ai un flingue, t'as un flingue.
Sadece iki tane gerçek silahımız var, görünüşe göre bunlar.
Nous n'avons que deux vrais fusils. En apparence, en tout cas.
Silahı sakladığınız güvenli bir yer var mı?
Vous avez un endroit sûr oû laisser l'arme?
Burada Merkez Ordu'da ve Londra'da eğitimsiz sokak savaşçısı Yahudiler'e silah sağlamanın kaynaklarımızı boşa harcamak olduğunu düşünenler var.
Certains, dans l'Armée Intérieure, ici et à Londres, pensent que le transfert d'armes à des combattants de rue juifs sans entraînement est un gâchis de nos ressources limitées.
Yalnızca iki silahımız var!
- On n'a que deux armes, Aeryn!