English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tamam mıyız

Tamam mıyız Çeviri Fransızca

1,144 parallel translation
Tamam mıyız? ...
C'est terminé?
Nicholas, aramızda sorun var mı? Tamam mıyız?
Nicholas, on a des problèmes, ou on est d'accord?
- Tamam mıyız?
- On est prêts?
- Tamam mıyız?
- Tout est OK?
Tamam mıyız?
La situation est sous contrôle?
Tamam mıyız?
On est sains et saufs?
- Tamam mıyız?
- Tout va bien?
- Tamam mıyız?
Pas de chance.
Şimdi Cordelia'yı bulmalıyız, tamam mı?
Pour l'instant, on cherche Cordelia, d'accord?
Tamam, bekle bir saniye. tanıtım turu yok mu, Yaşlılar ile tanışmıyacakmıyız?
Attends. On visite pas? On rencontre pas les Fondateurs?
Eve gidip bu iblisi bulmaya çalışmalıyız, tamam mı?
Il faut rentrer - retrouver ce démon.
Tamam, bir plan yapmalıyız, tamam mı?
On doit trouver un plan, d'accord?
Tamam ama şu an Pirelli'nin yerine geçen iblisi öldürme planımıza sadık kalmalıyız.
Maintenant, on doit s'en tenir à notre plan, qui est de vaincre le démon imposteur.
Tamam, bunu şimdi konuşmak zorunda mıyız?
On ne pourrait pas en parler plus tard?
Her nefes alışında hava çekiyor. Deliği kapatmalıyız. Tamam mı?
On ne peut pas le laisser comme ça.
Demek istediğim, bana inanmıyorsanız, kendi gözlerinizle görün, tamam mı?
Je veux dire, si vous n'y croyez pas, vous pouvez le voir par vous-même, vous savez?
Bapstein-King kuyruklu yıldızı, tamam mı?
C'est la comète Bapstein-King.
Tamam, haydi bakalım film yıldızı!
Bravo, grande star!
Tamam, ama bu rahatsız üniformalar olmadan oynayamaz mıyız?
Je suis pas à l'aise. On peut pas jouer sans uniforme?
Tamam, sanırım gemide bir tane bulunmadığını varsayacağız.
On va donc faire comme s'il n'y en avait pas un à bord.
Tamam, yani, belki... bak, dostum, Vegas'tan... uzaklaşmalıyız tamam mı?
Eh bien... Je veux dire... il se peut que... Faut aligner des kilomètres entre Vegas et nous.
Hadi. İşi ciddiye almalıyız, tamam mı?
OK?
Sakin olmalıyız, tamam mı?
Faut qu'on reste calme, d'accord?
Hiç kimse beni rahatsız etmesin, tamam mı?
Y a pas intérêt qu'on m'interrompe. Pigé?
Eğer yanınızda bekliyen varsa, konuşmanız 10 dakikayı geçmeyecek, tamam mı?
S'il y a la queue, tu parles pas plus de dix minutes, compris?
Toplama zamanına yaklaşıyoruz, değil mi? Bu piçlerin enselendiğini görmek istiyorum, tamam mı? Üç irtibatla görevlisiyle harekete geçmeye hazırız.
Nous sommes prêts à y aller à votre signal.
Ama bunları satana kadar temiz kalmalıyız, Sonra payımızı düşeni alacağız tamam mı?
Mais avant tout, il faut vendre les bons.
- Bayım, hayatınız pahasına koruyun, tamam mı?
Voilà monsieur. Faites-y très attention, d'accord?
Belki senin yeni moda tipik Londralı kız modeline aykırıyım ama tekno müzik beni sıkıyor tamam mı?
Je suis peut-être pas la Londonienne branchée typique. Mais la techno ça me gonfle.
Sen kızı bırak, biz de başka bir şey düşünelim, tamam mı?
Lache la et apres j'y penserais.
Tamamız.Hadi yapalım.
On est prêts. Allons-y.
Tamam, tamam, bak, bak, bak, birilerini aramalıyız, tamam mı?
Ok, écoute.
Ah tamam, ben... altı yıl önce kızım doğana kadar Sanyu'da çalıştım.
Oui, je travaillais chez... Sanyu jusqu'à ce que j'ai ma fille six ans plus tôt.
Kocanızın özel eşyalarını getirdiklerinde, hepsi tamam mıydı?
Quand on vous a rendu ses objets personnels, tout y était?
Rıza'nın seyahat tarihlerini Seyit Ali'ninkilerle karşılaştırıp terörist bağlantısı var mı diye bakacağız. Tamam.
On va comparer les dates de Reza et d'Ali pour voir s'il y a une connexion terroriste.
Tamam. Ona fare-iblis demek zorunda mıyız?
On est obligés de l'appeler le rat?
Bu sıranın tamamını bir adım geriye almalıyız.
Brad! - Paris.
Onuncu yıldönümümüzde tanışırsınız, tamam mı? Şimdi dikkatini buraya verir misin?
On t'invitera à notre dixième anniversaire.
Tamam çocuklar, aranızdaki yeni arkadaşlarınız için benim adım Bay Garrison.
Au cas où il y aurait des nouveaux, je m'appelle M.Garrison.
Ajan Reyes, bu tamamen mantıksız, tamam mı?
- Allez-y. ça ne tient pas debout, d'accord?
Biz Amerikalıyız. Tamam mı?
On est américains, non?
Hayatta kalmaya çalışmalıyız ; yoksa bunun bir anlamı olmayacak, tamam mı?
Nous devons rester en vie sinon ça n'aura servi à rien. OK?
Dalga örtüşmesini kullanmalıyız, tamam mı?
Il faut utiliser l'interférence OK?
Tamam, ya şimdi, bunu yapacak mıyız?
Bon, et maintenant quoi? On le fait, ce truc.
Bu gibi zamanlarda birbirimize sarılmalıyız, tamam mı?
Faut se soutenir dans ces moments-là.
Döndüğümde bunu konuşmalıyız, tamam mı?
Dès que je rentrerai il faudra qu'on en reparle. OK?
Tamam. Ben çoraplarını yırtacağım, sen de Bay Kaso'ya "patladığımızı" söyle.
D'accord, je déchirerai vos bas et vous direz à M. Kazu qu'on s'est éclatés.
Biz Martha's Vineyardlıyız, tamam mı?
Écoute, on habite à Vineyard, OK?
Tamam, kıyıya çıkarttıklarımız burada.
Voilà ce qu'on a apporté.
Avrupa'da birkaç bağımsız film finanse etmiş. Ve buradaki tekeli yıkmaya hazırlanıyor, tamam mı?
Il a déjà financé des films en Europe et il est prêt à tout casser aux States.
Satranç oynar mıyız? Tamam o zaman.
Tu joues aux échecs?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]