Tamamiyle Çeviri Fransızca
1,132 parallel translation
Tamamiyle öyle.
Je serai heureuse de me rendre utile.
Kardeşimin gözlem yeteneği hakkında söylediklerim tamamiyle doğrudur.
Ce que je viens de vous dire sur mon frère est la vérité exacte.
Yıllar önce ailem kendisiyle tanışmış ama farklı köşelere savrulmuşlar ve böylece olay tamamiyle sürpriz oldu.
Mes parents le connaissaient il y a longtemps, mais... Ils se sont perdus de vue. Ce fut donc à ma grande surprise qu'hier, vers trois heures de l'après-midi,
Dişe dokunur derecede kazanabilecek kadar başarılı ve hayatım tamamiyle böyleydi. Yalnızsanız, yaşamak rahat.
Assez de succès pour amasser une fortune considérable qui me permettra de vivre le reste de ma vie dans le confort, mais dans la solitude.
Daulton Lee, çevren tamamiyle sarıldı.
Daulton Lee, tu es encerclé!
- Yemek yemeyi tamamiyle kesti.
- Elle a cessé de manger.
İnsan iradesini tamamiyle kontrol altına alabilen bir teknik.
pour contrôler entièrement la volonté humaine.
Teşekkür ederim. Bu bilgisayar tamamiyle bizim sistemimize göre programlandı, bay MacGyver.
Cet ordinateur est programmé pour nous, M. MacGyver.
Ve tamamiyle zararsız.
Et c'est complètement inoffensif.
Tamamiyle.
Contrôle total.
Ana merkezi tamamiyle kapatmadan durmayacaklar!
Elles continueront tant que je n'arrêterais pas complètement l'unité centrale.
Bu bölge, tamamiyle yabani mısırlarla örtülüymüş.
Personne ne sait depuis quand QingShaKou est plein de sorgho.
Yaşamları tamamiyle değişen bölgenin eski halkını ve yeni gelenleri de sayarsak
Si on compte l'ancienne population, depuis qu'elle vit en douceur, et les nouveaux venus, plus de 10 000 personnes doivent leur bonheur à Elzéard Bouffier.
Kitty, burada üzerine vazife olmayan şeyleri konuşuyoruz ve ayrıca tamamiyle yanılıyorsun.
Maman! Kitty, cela n'est pas pour toi. En outre, tu te trompes.
İki erkek arasındaki ilişki için yegane izin, ilişkinin tamamiyle platonik sürmesidir. - Bu konuda hemfikirdik. - Bilmiyorum.
Si "Alec" est Scudder, il n'est plus à mon service.
Bu kadın bana tamamiyle yabancı.
Cette femme est une inconnue pour moi.
Bakın, biz tamamiyle zayıfız.
Ecoutez, on est vraiment sans défense.
Yani tamamiyle sığ duygularla yaklaşıyor. Bense, onun için çıldırıyorum.
Il est si superficiel et je suis fou d'elle.
Tamamiyle sorumsuzum, tamam mı?
Je suis tout à fait irresponsable, n'est-ce pas?
Bu sabah hiç uyanmadım. Bu, tamamiyle kötü bir rüya.
je dors encore, tout ça n'est qu'un rêve.
Tamamiyle haklısın.
Vous avez absolument raison.
- Gerçekten, tamamiyle seviyorum.
- Je t'aime vraiment aussi.
- Gerçekten, tamamiyle, delice seviyorum.
- Je t'aime vraiment et follement.
Gerçekten, tamamiyle, delice, derinden seviyorum.
Je t'aime vraiment, follement, profondément...
Gerçekten, tamamiyle, delice, derinden, tutkuyla seviyorum.
Je t'aime vraiment, follement, profondément et passionnément...
Gerçekten, tamamiyle, delice, derinden, tutkuyla... ve olağanüstü.
Je t'aime vraiment, follement, profondément, passionnément... et remarquablement.
Gerçekten, tamamiyle, delice, derinden, tutkuyla olağanüstü... nefis bir şekilde seviyorum..
Je t'aime vraiment, follement, profondément, passionnément... remarquablement... Délicieusement.
Gerçekten, tamamiyle, delice, tutkuyla, olağanüstü, nefis ve ağız sulandırıcı bir şekilde seviyorum.
Je t'aime vraiment... follement... passionnément, remarquablement, délicieusement... suavement.
Tamamiyle doğru.
Tu as tout à fait raison.
Tamamiyle değişmiş Al Bundy'e bakıyorsun.
Je suis un nouveau Al Bundy.
Hayır, kıç taraf kalkanları tamamiyle çökmüş.
Les détecteurs fonctionnent. Non. Boucliers arrière toujours en panne.
Gövde kısmını tamamiyle görmezden geliyorlar.
Ils ignorent complètement la soucoupe.
- Silah sistemleri tamamiyle yüklendi.
- Système d'armement paré.
Tamamiyle anlıyorum.
Je vous comprends.
- Tamamiyle farklı görünüyorsunuz.
- Vous avez l'air si différente.
Cani, hanımefendiye tamamiyle ve onun kalbini kazanacak şekilde etki ederek ilişti.
Ce vilain s'est attaché à cette femme de façon si efficace qu'il a complètement gagné son cœur.
her bir parçamla, tamamiyle.
- C'est ça, la vie de Génie.
şahane, tamamiyle olağanüstü.
Splendide! Absolument merveilleux!
tamamiyle yeni bir dünya tamamiyle yeni bir hayat senin ve benim için!
Un nouveau monde! Une nouvelle vie! Pour toi et moi!
Arkada bıraktığın tamamiyle ölür, bir parça değil.
C'est celui qui reste qui meurt.
Ama bu ilişki tamamiyle başarılı bir şekilde yürümedi.
Cette relation ne fut pas totalement... couronnée de succès.
Siz çocuklardan hile yapmanızı istemek... tamamiyle benim hatamdı..
J'ai eu tort de vous demander à tous de tricher.
- Sana karşı tamamiyle dürüst olacağım.
- Je suis sincère avec toi. - Sans aucun doute.
Sorman çok güzel... Ama bu tamamiyle sana ait.
C'est sympa de nous demander notre avis, mais c'est toi qui décides.
Herkes tamamiyle tükenmişti.
Tout le monde était à bout.
Tamamiyle gizli tutulmalı.
Elle doit rester ultra-secrète.
Tamamiyle alın yazısıdır!
La voie du Ciel privilégie la vie.
Tamamiyle katılıyorum...
On se gare dans le même garage.
- Tamamiyle.
Absolument. Bien sur.
Tamamiyle mevcudiyetinden başka bir faza geçti.
Commandant Riker...
Her şey tamamiyle yolunda.
Tout va bien.
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamamen 264
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamamen 264
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamıyla 47
tamamlandı 26
tamamı 16
tamam oldu 33
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam anne 127
tamamıyla 47
tamamlandı 26
tamamı 16
tamam oldu 33
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam dostum 85
tamam tamam 209
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam değil 44
tamam öyleyse 133
tamam patron 67
tamam mıyız 25
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam değil 44
tamam öyleyse 133