English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ş ] / Şunu söyleyeyim

Şunu söyleyeyim Çeviri Fransızca

1,229 parallel translation
Şunu söyleyeyim, vampir avcısının köpeği olduğunu görmek midemi fena bulandırıyordu.
Je dois dire que ça me rendait malade de te voir jouer les toutous de la Tueuse.
- Sadece şunu söyleyeyim, ben hayatın zor yollarında olgunca davrandığımı söylüyorum ve sen tipik bir yeniyetme olmadığımı söylüyorsun, haklısın, değilim, ama duygusal olarak, öyleyim.
Disons que j'ai une certaine façon de réagir. Pas comme un ado, dis-tu. Et tu as raison.
Şunu söyleyeyim, yapabilecekleri kadar idmana ihtiyaçları var.
Hein?
O zaman şunu söyleyeyim, şimdiden itibaren benim olan yastıklar ve yemekler tamamen temizlenecek!
a partir de maintenant, coussins et aliments doivent avoir mon approbation!
Size şunu söyleyeyim, bu oldukça hoş yani sizin beni çağırmanız.
vous savez, c'est gentil de m'avoir invité ici.
Şunu söyleyeyim onlar bayağı sağlıksız haldeydi.
Ils n'étaient pas hygiéniques.
Maria'yı bile değil. Sana şunu söyleyeyim, Alex.
Je veux dire toi, même pas Maria.
Sana şunu söyleyeyim, O'Neill.
Je ne peux te dire que ceci, O'Neill.
Sana şunu söyleyeyim.
Un bon conseil, prends le menu.
Sana şunu söyleyeyim.
Je vais te dire un truc.
Bundan da ötesi hayatımın aşkıydı. Ama beni başka bir bodrum katı için terk etmedi! İstediğin şeyi söyle Jake, ve çok fazla var görünüyor ama sana şunu söyleyeyim, zamanı harcadım en iyi zamanlarımı berbat ettim.
mais elle m'a pas quitté pour rester au sous-sol tu peux parler d'amertume, jake, c'est un peu vrai, mais sache une chose, ça a assez duré et sur mes meilleures années en plus
Sadece şunu söyleyeyim o diğer işi kabul etsen de burada kalsan da fark etmez.
Je voudrais dire... que ça importe peu que tu partes ou que tu restes ici.
Ve şunu söyleyeyim : Sahalara geri döndüm.
Et encore un mot : vengeance.
Sadece... sadece bir seçimden dolayı, ve de geleceğimi riske atmak pahasına size şunu söyleyeyim, kadınların kürtaj hakkı olmalı fikrini desteklemekle, aslında siz doğmamışların soykırımını destekliyor konuma girersiniz.
Au risque de mon propre avenir, je vous dit ceci : si vous soutenez le droit... pour une femme de choisir, vous soutenez... non-moins qu'un- - un-un-un holocaust du non-né.
Yine de şunu söyleyeyim! Eğer peşimize düşerlerse, hiçkimse buradan sağ çıkamaz! Hepimiz bunu hayatlarımızla öderiz!
Mais je vous préviens, s'ils font une descente, on sera tous coincés et là, on verra bien à qui ils en veulent.
Bay Fletcher'la mı ilgili? Peki. Şunu söyleyeyim.
- Il s'agit de M. Fletcher?
Tamam, biliyorum, ama sana şunu söyleyeyim ben o kızlarla sadece birlikte olmak isteyen adamlardan değilim.
Oui, je sais. Je vais te dire une chose. Je ne suis pas du genre à compter les nanas sur mon tableau de chasse.
Sana şunu söyleyeyim.
Je t'avoue qu'écrire...
Tamam sana şunu söyleyeyim Eğer 100 tane ördek yiyebiliyorum diyorsam bunu yaparım
Francis. Je vais te dire un truc! Si je digère 100 canards en sucre, je sais de quoi je parle, crois-moi!
Peki madem ki konuşmak istemiyorsunuz size şunu söyleyeyim siz bir kontrol mayyağısınız.
Bien, je vais changer de ton. Vous êtes une malade de l'autorité!
Size şunu söyleyeyim. Bilgilerinizi dışarıda yardımcıma bırakın.
Donnez vos informations à mon adjoint, dehors.
Sana şunu söyleyeyim Amy, Eğer yaparsan yerim.
Vous savez quoi, Amy? Si vous en faites un, je le mangerai.
İlk olarak Bay Frakes, Şunu söyleyeyim... Clapton'un tanrı olduğunu söyleyen kaç insan var?
M. Frakes, vous savez que certains disent que Clapton est Dieu?
Sana şunu söyleyeyim.
Laisse-moi te dire.
Size şunu söyleyeyim. L.S.D ya da P.C.P.'den çok daha iyi bir hap vardır.
Sachez-le : il existe meilleure drogue que le LSD ou le PCP.
Fakat sana şunu söyleyeyim. Sen olmadığım için memnun olduğumdan bile daha fazla.
Et je suis encore plus content de ne pas être toi.
Sana şunu söyleyeyim. Eğer bir annem olsaydı her Allahın günü onunla alışverişe giderdim.
Franchement, si j'avais une mère, je ferais du shopping avec elle tous les jours.
Sana şunu söyleyeyim. Oyun zamanı sona erdi.
Hé bien j'vais te dire, fini de rigoler.
Sana şunu söyleyeyim. Kefaletini ödemeyeceğim.
J'vais te dire, je ne le sors pas de prison.
Şunu söyleyeyim iki insanın, Donna ve benim varoluşumuzu geride bıraktığımız ve mükemmel bir varlığın yerine geçtiğimiz sihirli bir an gibiydi.
Donna et Eric avaient cessé d'exister et s'étaient mués en un être parfait :
Sana şunu söyleyeyim :
Je vais te dire...
Şunu söyleyeyim.
C'est ça. Voilà ce que je peux dire.
Devir değişti ama şunu söyleyeyim. Kazanılacak çok para var. Sadece çaba göstermen gerekiyor.
C'est vrai, mais quand même... il y a plein de fric à gagner si tu en veux vraiment.
Ayrıca hepiniz buradayken şunu söyleyeyim bu iş başarılı olursa, iyi iş çıkarırsanız bu hatta bir sürü iş daha olacak.
Je voudrais vous préciser, pendant que vous êtes tous là, que si vous faites du bon boulot, il y aura plein de travail.
Sana şunu söyleyeyim.
Je vais te dire.
İki oğlum ve bir kızım var ama size şunu söyleyeyim, Bay Her Kimse.
J'ai 2 fils et une fille. Mais laissez-moi dire une chose M... - Qui Que Vous Soyez...
Bristow hakkında şunu söyleyeyim....
- Au sujet de Bristow...
Ama şunu söyleyeyim.
Mais je sais une chose.
Sadece şunu söyleyeyim, ikimizinde yüksek yerlerde arkadaşları var.
Vous et moi avons des amis haut placés.
Size şunu söyleyeyim.
Je vais vous dire un truc.
Sana şunu söyleyeyim, Raymond.
Laisse-moi te dire une bonne chose.
Sana şunu söyleyeyim :
Je vais te dire ce que j'en pense.
Şunu da söyleyeyim. Bu sefer ben yıkamayacağım.
Mais je la ferai pas cette fois.
Şunu da söyleyeyim. Aslında onunla biraz da gurur duymuyor değilim.
D'ailleurs, je dois dire que... je l'avoue, j'étais plutôt assez fier de lui.
Gitmeden önce, şunu söyleyeyim...
Mais avant, laissez-moi dire ceci :
Ve şunu da söyleyeyim şu hava yastığı aslında tam bir başarıydı.
a propos, cette petite boutique de coussins est devenue une entreprise florissante!
Önce şunu söyleyeyim.
Ni par où commencer.
Şunu da söyleyeyim ki ; bu sıradan bir nikâh değildi.
Je vous le dis, quel mariage.
Sunu da söyleyeyim... Her şey şuradaki kaltağın başının altından çıktı. Bir de arkadaşının.
Et je dois vous dire... que c'est cette salope là-bas... qui a tout manigancé... avec sa copine...
Sana şunu söyleyeyim, Richard. Kazan ya da kaybet,
Quel que soit le gagnant, je compte revivre cette nuit.
Şunu açıklıkla söyleyeyim ki Eddie ve ben asla biraraya gelme planları yapmadık.
Afin que la situation soit claire, on n'a jamais prévu de se réconcilier.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]