English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Neredeyse oldu

Neredeyse oldu Çeviri Portekizce

967 parallel translation
Sana yakışmayan bir işte çalışıyorsun. Rie öleli neredeyse bir yıl oldu. Ve ne?
Bebes demais, tens um emprego degradante.
Ve kardeşimiz Dave neredeyse koca delikenlı oldu.
e David, nosso irmão, ja é quase um homem.
- Neredeyse 1 : 00 oldu.
É quase 1 hora!
Hiç birinin adını hatırlamaya çalıştığın neredeyse dilinin ucuna getirdiğin... - ve tam söylemek üzereyken unuttuğun oldu mu?
Já se tentou lembrar de alguma coisa, como o nome de alguém, chegando quase a tê-lo na ponta da língua, e depois quando o vai a dizer, perde-o?
- Neredeyse 3 saat oldu efendim.
Quando saíram?
Neredeyse altı buçuk oldu.
Despacha-te, Bruno.
Neredeyse unutulan bir olay, Stark'ı iktidardan düşürebilecek patlamanın kıvılcımını yaratmış oldu.
Assim, um incidente quase esquecido forneceu a faísca capaz de desencadear a explosão necessária para expulsar Willie Stark do poder.
Saat neredeyse dört oldu.
São quase quatro.
- Elbette. Neredeyse sekiz oldu.
- Já se foram todos?
Neredeyse sabah oldu.
É quási de manhã.
Neredeyse üç ay oldu ve daha nişanlanamadık bile.
Já passaram quase três meses e nem sequer ficámos noivas.
Aslında neredeyse bana ait olduğunu hissettiğim bile oldu.
De facto, houve alturas em que quase sentia que você me pertencia.
Saat neredeyse 17 : 00 oldu. Avcılarla randevum var.
Tenho um encontro às 5 em ponto.
İkimiz birlikte, o meydanda, yattığımız yerde soğuktan donmak üzereyken, giysilerini çıkarıp üzerime örttüğünü, kendisinin ise gecenin donduran ayazında neredeyse çıplak kaldığını söyleyen oldu mu bana?
Quem me contou, quando estávamos nós ambos deitados no campo, quase mortos pelo frio, que ele me cobriu com suas próprias roupas, e se entregou magro e nu à noite mui fria?
Öyle zaman oldu ki, baska çocuklarimin oldugunu neredeyse unuttum, Paris belki de cok vefakar cocuklardi.
Houve alturas que quase esqueci que tinha outros filhos, Páris outros para morrer, talvez.
Neredeyse beş yıl oldu.
- Quase cinco anos.
Neredeyse bir sene oldu.
Bom, foi há quase um ano.
Neredeyse öğlen oldu.
Meio-dia.
Neredeyse 900 dolar oldu.
Isso são quase 900 dólares!
Annele, saat neredeyse 8 oldu.
Annele, são quase 8 horas.
Ben konağın aşağı kısmındaki arazide çiftçiyim. Neredeyse bir yıl oldu.
Há quase um ano que lavro os pastos perto da Mansão.
- Neredeyse beş yıl oldu, değil mi?
- Deve ir para cinco anos.
- Saat neredeyse 5,00 oldu.
- Säo quase 1 7 horas. - Pois säo.
Yeryüzünün neredeyse tamamı harap oldu. Yeniden inşası 200 yıl aldı.
Quase toda a face da Terra foi destruída e levamos 200 anos para recolher os pedaços.
Geç kalmadı leydim. Ancak günbatımında burada olur. Neredeyse öğle oldu.
Ele é esperado ao anoitecer, e é apenas meio-dia.
Neredeyse 17 : 00 oldu.
Säo quase 5.
Böyle bir gösteriden sonra, görebildiğim neredeyse bir handikap oldu.
Ver é quase uma desvantagem após uma demonstração como aquela.
Sonrasında olanlar, bana neredeyse yepyeni olan bir yağmurluğa mal oldu.
O resto custou-me um impermeável praticamente novo.
Neredeyse üç yıI oldu.
Quase três anos.
- Neredeyse üç yıI oldu.
- Quase três.
- Neredeyse altı oldu.
- São quase seis horas.
Saat neredeyse 5 oldu.
Säo quase 5 : 00h.
- Neredeyse oldu.
- Está quase.
Neredeyse öğlen oldu ama hâlâ çalışıyor.
e se segue trabalhando.
Neredeyse sabah oldu hala yağıyor.
É quase de manhã... e ainda está a chover.
Neredeyse iki ay oldu.
Já foi há uns dois meses.
- Neredeyse altı buçuk. - Geç oldu.
Já é tarde, com certeza já nâo vem.
Dinle, Felix, saat neredeyse bir oldu.
Félix, é quase uma hora.
Öleli neredeyse bir sene oldu.
Já está morta quase há um ano.
- Neredeyse üç oldu.
- São quase 3 : 00.
- Saat neredeyse üç oldu.
- São quase 3 : 00.
Neredeyse, 25 yıldır Fransız Ambalaj Şirketi'nin yöneticisiyim. Her zaman tek bir amacım oldu. İyi ve sadık müşterilerime saygı göstermek, hizmet etmek ve onları şımartmak.
Director da Sociedade Francesa de Embalagens há quase 25 anos, só persegui um único objectivo, respeitar, servir e bajular os meus bons e fiéis clientes.
Saat neredeyse 8 oldu.
São quase oito horas.
Öğle oldu neredeyse.
Quase meio-dia.
Neredeyse bir saat oldu!
Estou cá há quase uma hora!
Neredeyse üç hafta oldu.
E estou aqui à mais de três semanas.
O kadar uzun zaman oldu ki çeteledeki ismin neredeyse silinmiş.
Segurei tanto no seu registo de dívidas que o nome se está a apagar.
Neredeyse 9 oldu.
São quase nove.
Neredeyse altı oldu bay Bukner.
São quase 6 horas, Sr. Buckner.
Neredeyse bir ay oldu.
Já foi quase há um mês.
Neredeyse karanlık oldu.
Vamos esperar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]