English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Tut onu

Tut onu Çeviri Portekizce

1,504 parallel translation
Tut onu.
Injecta-o! Injecta-o!
- Tut onu, ilaç vereceğim.
- Levanta-a, vou sedá-la.
Tut onu!
Segura-o!
Tut onu
Esperem
Richard, tut onu!
Richard, levanta-o!
Richard, tut onu, piç kurusu!
Richard, segura-o, seu cabrão!
Tut onu!
Levanta-o!
Tut onu.
Agarra nele.
İyi çocuk. Tut onu.
Lindo menino, apanha-a!
Tut onu.
Agarra-o.
Tut onu.
Segura-a.
Tut onu!
Segurem-no!
Tut onu!
Agarra-a!
Uzak tut onu benden!
Estás maluca?
hadi sen kızın bacaklarından tut. onu dışarı çıkaralım.
Tu, caixa d'óculos segura-lhe as pernas.
Evlat onu yere tut, tamam mı?
Puto, importas-te de apontar isso para o chão?
Finale yaklaşırken onu biraz tut, izin ver, Admiral'e bir baksın, sonra bırak.
Segura-o bem nessa curva final. Deixa-o olhar bem para o Admiral, depois deixa-o ir.
Bariyer hala ıslaktır, onu uzak tut.
OK. Ainda está enlameado junto à corda, por isso afasta-o de lá.
Hey, onu bir saniye tut.
Ei, segura-a por um instante.
- Kunzel, onu burada tut.
Kunzel, mantem-na aqui.
Benim için onu tut.
Guarda-a por mim.
Onu sıkı tut.
Segura-a firme.
Onu güvende tut.
Mantem-o a salvo.
Eğer seni yakalarsa boşta olan elinle onu tut ve elini indir, tamam mı?
Se te agarrar, usa a mão livre para mantê-la deitada, certo?
Bazı iksirler tut Ben pazar ve onu terk gidiyorum, biz esir olmuyor çünkü.
Pega nalgumas poções, porque, se eu sou obrigada a deixá-lo para lá ir, não vamos fazer nenhuns prisioneiros.
Onu tavan arasına çıkar ve hindiden uzak tut.
Leva-a para o sótão e mantém-na longe desse peru.
Onu burada tut. Az sonra dönerim.
Segure-o aqui, eu volto logo.
- Tut... onu sıkı tut!
Deite-se. Você está salva.
Onu benden uzak tut.
Você sabe quem eu quero.
Onu açık tut!
Fique aberto!
Ve masaj demekle... ... onu sıkı tut ki dönüp bakamasın demeyi kastediyorum.
E por "massagem", quer dizer que tinha de o segurar para ele não virar e "exibir-se".
Lem, onu meşgul tut.
Lem, mantém-no ocupado.
Onu olaydan uzak tut, kapıda beklesin falan.
Mantemo-lo longe da situação em si, a vigiar as portas ou algo assim.
Sadece onu benden uzak tut.
Mantenha-o longe de mim.
İyi görünüyor. Onu sabit tut.
- Mantém-no estável.
- Onu bunların dışında tut.
- Deixa-a fora disto.
Dinle, en iyi fotoğrafçıyı tut, ve Jenna'nın onu bulamamasını sağla.
Ouve, contrata o melhor fotógrafo, mas não quero que a Jenna descubra.
Onu dışarıda tut.
Não deixe entrar.
Benim için onu uzak tut.
É para ti, Calebroche.
Onu geç saate kadar dışarda tut, gerekirse içir, eve getirme.
E embebede-o se for preciso, só não o deixe voltar para casa.
Çıkar onu! Yumruklarını yukarıda tut!
tens de tirá-lo põe os punhos mais acima!
Tereus, onu yerde tut.
Tereus, segura-o.
- Onu bir saniyeliğine tut.
- Pega nele um segundo.
Onu üstünde tut.
Segura isto.
Onu kontrol altında tut.
Mantém-na sob controlo.
Berlin'deyken onu etkileyen filmlerden tut... benim boşanmama dek...
Filmes que o inspiravam quando criança em Berlim, o meu divórcio...
Onu orada tut.
Espera aí.
Onu sakin tut.
Ela que acalme.
Onu kalbine yakın tut Peyton.
Mantém-no perto do coração, Peyton.
O zaman kendi bildiğini oku ve gece onu burada tut.
Queres arriscar-te? Interná-lo, mantê-lo cá durante a noite?
Bilmiyorum Donna'ya kimin patron olduğunu göster Onu erkek gibi tut.
Não sei. Mostra à Donna quem manda. Possui-a como um homem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]