English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çok temiz

Çok temiz Çeviri Portekizce

634 parallel translation
Benim halkım çok temiz kalplidir, sizi çok seviyoruz.
O meu povo tem bom coração. E amamo-lo.
Sizin de kalbiniz çok temiz, Efendim, çünkü bize yardım etmek için söz verdiniz.
O Senhor tem também um bom coração. Porque prometeu ajudar-nos.
Bu çok temiz ve oldukça iyi, ama insan doğasını değiştiremezsin.
Isso é verdade, Boris. É verdade... mas não pode alterar a natureza humana.
Çok temiz.
Ela está tão limpinha.
Bir adam nişan için çok temiz olmalı.
Um homem nunca está bem limpo para o seu noivado.
Lordum, gerçekten çok temiz kalpsiniz.
Meu senhor, isto prova consciência em Vossa Graça.
Hava burada çok temiz.
Que bem que se respira, aqui!
Ellerine dikkat ettim de, tırnakları her zaman çok temiz.
Reparei nas suas mãos. Conserva as unhas muito arranjadas e limpas.
Çok temiz.
Muito limpo.
Tüm çocuklar mutlu, iyi beslenmiş ve düzgün ev çok temiz ve derli toplu görünüyor.
Todas as crianças são felizes, bem alimentados e normais. A casa está limpa e organizada.
Kalbi çok temiz, ev yıkan kadın olmak istemiyor.
É muito honesta, não quer ser uma destruidora de casas.
Çok temiz, banka.
Um banco muito limpo, sim.
Bu çok temiz değil.
Isto não é bem estéril.
Alaska çok temiz. Benim gözüme bembeyaz göründü.
O Alasca é muito limpo, muito branco.
Onu sana göndermeleri çok temiz işti, bu onları hava pompasına götürecekti.
Levaram-na até a você com muita elegância, para que os conduzisses à bomba de ar.
Çok temiz.
Bem, é tão limpa.
Bu, elektrik üretmenin çok temiz bir yolu.
Não é progresso é merda! É uma maneira limpa de produzir electricidade.
Yüksekten düşme çok temiz bir iş.
Quedas a partir de sítios altos são muito limpas.
Çok temiz sayılmaz.
Não está muito limpo.
Su çok temiz.
A água é muito límpida.
Hayvan işinde biri için çok temiz.
Para ganadeiro, tem as mãos limpas.
Temiz bir temas! Çok temiz bir vuruş! Hedefin de açık çekmediği belli.
Acabam de ver um corte limpo, perfeito e o... objectivo nem se deu conta.
- Çok temiz bir yer.
Meu Deus! Isto é tão limpinho!
Hepsi çok temiz.
Tudo muito arrumado.
Alman tuvaletleri her zaman çok temiz.
Os sanitários públicos alemães. Sempre tão limpos!
Çok temiz iş Russo, çok zekice.
Limpo, Russo, limpissimo...
Şov malzemesi çok temiz.
O material é material limpo.
Ev 3500 metre rakımda... hava çok soğuk, ama temiz.
A casa está a uma altitude de 2800 metros faz muito frio mas o ar é bom.
Bir yarış pistinde, temiz havada rahtlamak için daha çok zaman.
Mais tempo para descansar ao ar livre na pista de corridas.
* Çok yakında temiz hava soluyacaksın *
E brevemente respirarás ar fresco.
* Çok yakında temiz hava soluyacaksın *
E brevemente irás respirar ar fresco
Temiz bir yer olarak kalsın istiyorsak bugün çok iyi düşünmeliyiz.
Se a queremos manter decente temos de pensar bem, hoje.
Çok iyi, teşekkür ederim. Temiz hava hep benim uykumu getirir.
O médico foi muito claro.
Çünkü kalbin temiz ve çok iyisin.
Porque você tem o coração puro e é um homem bom.
Sana göstereceğim bu kız, öncelikle bir Amerikan kızı. Karakteri çok iyi bir kız. Mazisi oldukça temiz.
A miúda que te vou mostrar é, acima de tudo, uma miúda americana, uma miúda com boa personalidade, uma miúda com um bom passado, boa educação, boa família, bom sangue.
Çok miktarda temiz suya ihtiyacım var. Mataralarından verebilecekleri kadar suyu al getir.
Preciso de muita água limpa.
Doktor odanın çok havasız olduğunu ve temiz havaya ihtiyacın olduğunu söyledi.
O doutor disse que estava abafado aqui e que seria bom você tomar um pouco de ar fresco.
Burada en temiz olanımız, en çok kokar.
Aqui a mais limpa fede.
Temiz tutamaması çok kötü.
Lastimável é que não o mantém limpo.
Gülmek için çok az temiz havaları kaldı.
Têm pouco ar para poderem rir.
Kesinlikle çok çekici, güzel bir ülke ve bol temiz hava.
Literalmente encantador, um país amoroso e muito ar puro.
Gerçekten çok temiz oldum.
Manila!
- Çok iyi, temiz bir kadıncağızdı.
Era uma mulher boa e pura. - Era pura, sim.
Orkestra, sahneyle kıyaslandığında, çok daha alçakta, ama bu başka bir masadan daha temiz.
A orquestra fica bem mais abaixo em relação ao palco... mas isto vê-se melhor noutro desenho.
Burası çok güzel, yemyeşil, temiz hava.
O campo é tão bonito, tão verde, com ar fresco.
Deniz çok dalgalıydı. Gaz keplerini kuru tutabilmek için başlarına geçirmişlerdi ancak yeterince temiz hava alamadıkları için bu onları rahatsız etti.
O mar estava bravo e os barcos estavam com as capas para ficaram secos e os rapazes ficaram enjoados, por não apanharem ar fresco.
İyi eğitim görmüş, temiz, narin ve çok güzel bir bayan.
Vê-se logo que é fina, instruída. E é tão bonita.
Seni bir güzel temizleyelim. Çok kirlisin, temiz ol.
Vou-te limpar.
Onu temiz tutmak için çok uğraşırdım.
Tentei tanto mantê-la limpa.
Ve temiz hava eksikliği, oksijen, çok önemli bir etken olabilir.
E a falta de fornecimento de ar fresco, oxigénio, pode tornar-se um elemento decisivo.
Amerika'dakilerden çok daha temiz.
Muito mais limpos do que os nossos, na América.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]