English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ü ] / Üzgünüm evlat

Üzgünüm evlat Çeviri Portekizce

77 parallel translation
Çok üzgünüm evlat.
Desculpa, miúda.
Bak dinle sana patladığım için üzgünüm evlat.
Olha, desculpa ter-te dado uma descompostura, miúdo.
- üzgünüm evlat, herkes için yeterli miktarda kazanmalıyım - ama her şeyini kaybedeceksin!
Tenho que ter o suficiente para ajudar todos. Mas tu podes perder tudo! Vá lá!
Üzgünüm, çok üzgünüm evlat.
- É um gaiato. - Desculpa.
Seni babana ulaştıramadığım için üzgünüm evlat.
Lamento não ter conseguido reunir-te ao teu pai.
O kadar acıdığı için üzgünüm evlat.
Lamento que te doa tanto, filho.
Seni çalışma kampına yolladığımız için üzgünüm evlat.
Desculpa teres ido para o campo de trabalho.
Çok üzgünüm evlat.
Lamento, filho.
Bunun için üzgünüm evlat
Desculpa-me por isso, filho.
Seni mirasını kanıtlaman için zorladığıma üzgünüm evlat.
Desculpa ter insistido para honrares o teu legado.
Bu iş yürümediği için üzgünüm evlat.
Lamento que não tenha resultado, rapaz.
Kaybın için üzgünüm evlat.
Lamento pela tua perda, filho.
Çok üzgünüm evlat.
Lamento imenso, filho.
Annenle seni ne kadar kökeninden korumaya çalıştıysak ta her türlü teste hazırlamaya hazır olmadı da sağlasak üzgünüm evlat bizim yol göstermemiz artık yeterli değil.
Por mais que eu e a tua mãe te tentássemos proteger, das tuas origens, tentámos preparar-te para qualquer desafio... Desculpa filho, mas já não precisas que nós te guiemos.
Hevesini kaçırdığım için üzgünüm evlat ama işin % 90'ı bu.
Desculpa estragar-te a festa, miúdo, mas isso é 90 % do trabalho.
- Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm evlat.
- Desculpa se te desiludi, filho.
Baban için üzgünüm, evlat, en azından onu buldun.
Sinto pelo seu pai, rapaz, ao menos encontrou-o.
Dinle, evlat, gerçekten üzgünüm.
Ouve, sinto muito..
Kötü bir evlat olduğum için üzgünüm Baba.
Pai, desculpa-me por ter sido um mau filho.
- sana maymun dediğim için üzgünüm - bu konuyu düşünme başkan prens, başkan prenses, başkan pres... hey, sorun nedir evlat?
- Desculpa ter-te chamado babuíno, pai. - Não penses mais nisso. Presidente Prince, Presidente Princesa, President Priss...
üzgünüm evlat
Desculpa.
Rahatsızlık için üzgünüm, evlat.
Desculpem o inconveniente, rapazes.
- Ben de üzgünüm, evlat.
Eu também lamento, miúdo.
Senin için üzgünüm, evlat.
Tenho pena de ti, puto.
Bu şekilde düşünürseniz, ben kötü bir evlat oldum ama ben çok gerçekten çok üzgünüm.
Se virmos as coisas por aí, não tenho sido um bom filho, mas lamento muito, mesmo muito.
Ben de üzgünüm, evlat.
Também peço desculpa, Filho.
Evlat, riyakarlık etmek istemem, ama üzgünüm.
Não quero ser dissimulada, mas lamento.
Bu şekilde olduğu için üzgünüm, evlat. Fakat kendini fazla zorlama.
Lamento que tenha acontecido, filho, mas não sejas intransigente contigo.
Dinle, evlat, senden şüphe ettiğim için üzgünüm.
Ouve, filho, eu desculpa ter duvidado de ti.
Sünger Bob, evlat. Senden kuşku ettiğim için üzgünüm.
SpongeBob, meu rapaz, Desculpa ter duvidado de ti.
Bunları duyduğun için üzgünüm, evlat.
Lamento que tenhas ouvido aquilo, filho.
- Bu harika! Bak, evlat, üzgünüm.
Olha, rapaz, lamento.
Bak, evlat, üzgünüm.
Olha, rapaz, lamento.
Gerçekten üzgünüm, evlat.
Tenho mesmo pena.
Bunun için üzgünüm, evlat.
Desculpa lá isso, rapaz.
Evlat, üzgünüm ama iyi not istiyorsan hak ederek alman gerek.
Filho, desculpa, mas se quiseres ter boas notas, terás de as merecer.
Ve bunun için çok üzgünüm, evlat çünkü gerçekten anlayacağını umuyorum.
Lamento muito, miúdo, pois espero que entendas.
Bunu söyleyeceğim için üzgünüm, evlat ama seçmeler tamamlandı.
Lamento ter que te dizer, filho, mas a selecção acabou.
Ama senden çalan ve sana yalan söyleyen bendim ve baba, bunun için çok üzgünüm. Özür dilediğine memnunum, evlat.
Mas fui eu que te menti e roubei e lamento muito isso, pai.
- Tüh ya, üzgünüm. Üzgünüm ama seni gonderemem, evlat.
Desculpa por não poder deixar-te sair.
üzgünüm, evlat.
Desculpa, puto.
Evlat, dinle üzgünüm.
Filho, ouça, me desculpe.
Ben iyi bir evlat değildi, çok üzgünüm...
Sinto muito, papá! - Eu não fui um bom filho!
- Evet, ben de üzgünüm Robert ama şu orkestraya geri dönmek gerek evlat.
- Sim, desculpa também, Rob, mas vais voltar em breve para essa orquestra, Filho.
Çok üzgünüm, evlat.
Desculpa, miúdo.
Gerçekten çok üzgünüm, evlat.
Eu... sinto muito, filho.
Olayı daha yakışıksız hale getirdiğim için üzgünüm, evlat ; ama arkadaşlarının hiçbirisi, bu partiye davetli değil.
Desculpa a confusão, rapaz..., mas os teus amigos não foram convidados para a festa.
Çok üzgünüm ama böyle fırsatlar zor bulunur evlat.
Peço desculpa, mas estas oportunidades são raras, filho.
İşleri berbat ettiğim için üzgünüm, evlat.
Desculpa se estraguei tudo, rapaz.
Dinle evlat seni görmezden geldiğim için üzgünüm.
Olha rapaz, desculpa ter-te mandado pelo ar há pouco.
Dinle evlat, üzgünüm fakat...
Rápido, ok?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]